• 86
    tribün performansı anlamında çok ama çok çektiğimiz hadise. arkasında yatan mantık aslında biraz gevşemek, gündelik hayattaki ruh halinden sıyrılıp daha agresif olabilmektir. işlerin matematiğinin şaştığı nokta, bu eşiğin her bünyede farklı olmasıdır. kadehi şöyle bir suratının önünden geçirsen bayılacak insan da var, bir kasayı devirse bana mısın demeyecek olan da. bu adamların hepsi sosyal medyanın da etkisiyle aynı tipe bürünmeye çalışınca ortaya çıkan manzara büyük maçlarda ortaya çıkan silik bir tribündür.

    esasında bir holigan ritüelidir bu. kavgadan önce kafayı bulmaktan ziyade vücudu gevşetip korkudan uzaklaşmak için alkolünden tut türlü türlü maddeye kadar kullanılır. örneğin bizde "cenk dönemi" olarak bahsedilen 1985-1995 arası yıllarda, sabahlamalardaki çatışmalardan önce torba torba hapların dağıtıldığı falan anlatılır. holiganizm barındıran her filmde de farklı şekilde gösterilir bu konu. çünkü basit bir mantığı vardır.

    ancak facebook sonrası dönemde maalesef amacından sapmıştır. her maça gelen zil zurna sarhoş olmak zorundaymış gibi bir çaba hakimdir artık. biz galatasaraylı olduğumuz için örnekler bizim taraftan olsa da, diğer ikisinin de kronik sorunudur bu. ali sami yen'de selçuk şahin'in 73 metreden gol attığı derbide kapalı tribünün tuvaletleri kusmuktan dolayı tıkanmıştı mesela. facebook'un ilk yıllarına gelen ali sami yen'in son 3-4 yılı aslında böyle trajikomik hadiselerle doludur.

    tıpkı meşale sokağın kitlesinin sokağın en sonundaki bir ağacın altına sığınacak kadar iken taa burger king'e kadar ortalığın dolup taşması gibi, bu alkol olayı da böyle kitlelere yayılmıştır. içebilen de içemeyen de aynı dozdan içmeye çalışınca da günün sonunda tribünde 50 bin baygın adamın olduğu, 2-3 bin kişilik deplasman tribününün şov yapıp geçtiği derbiler yaşanmaya başlamıştır.

    hele bir de sabah duty free'den aldığı şişeyle güne başlayan, öğlen nevizade'de dünyaları içen, maç önünde de vadi'de marketten "cila" yapan bir ekol vardır ki; ister istemez bu işlerin ihalesi onlara yıkılır. ancak yurt içinden hatta istanbul'dan gelen pek çok taraftar da buna benzer bir durumda tribüne çıkar derbilerde. bunların bir öğünde başlangıç olarak içtiğini içip kendini kaybeden çok adam vardır, doğal olarak.

    çarpıcı bir örnek olarak derbi tarihine are you player repliğini kazandıran abimiz son derece hali vakti yerinde bir iş insanıdır. maç var diye fenerbahçelilerin mesken tuttuğu adı lazım değil restoranda alkol duvarını bir hayli aşar, maç sonu da kavga dövüş tesislerin yolunu tutar. hatta olayın ham videosunu hatırlayanlar eşiyle aralarında "yeter artık" konulu bir tartışmanın da fonda döndüğünü hatırlar. rivayet odur ki abimiz sabah ayılıp da yediği boku televizyonda gördüğü zaman ağzı açık şekilde kalakalmıştır.

    sıradan tabela maçları haricinde taraftarın yoğun toplandığı, tüm kombine sahiplerinin falan geldiği maçlar aslında ürkütücü havada geçecek dense de işte bu tipolojinin baskın gelmesi sebebiyle genelde fiyasko doğurur. zaten çok da iyi olmayan tribün performansımız dibe vurur. zaten kaderin cilvesi ve fener balı da eklenince hezimet tarihine yeni bir sayfa eklenir. en az 10 bin kişi "bir daha tövbe" der. ertesi derbiden önceki hafta hepsi aynı yerde aynı planları yapıyordur...
App Store'dan indirin Google Play'den alın