15 mart 1989 galatasaray monaco maçı

erken çocukluğumun en güzel anılarından biri olan unutulmaz maçtır. 9 kasım 1988 galatasaray neuchatel xamax maçı sebebiyle avrupa futbol baronları bize kızgın. dolayısıyla maçı istanbul'dan binlerce kilometre uzaktaki köln'e alıyorlar. hesap edemedikleri ise galatasaray'ın türkiye olduğu ve cimbomun asla yalnız yürümeyeceğiydi.

maça ilk maçın avantajı ile başladık. gayet sakin ve kontrollü oynuyoruz. derwal'in kurduğu sistem genç mustafa denizli ile birlikte devam ettiriliyor. sağlı sollu yokluyoruz monaco'yu ama olmuyor. ilk devre gol sesi çıkmıyor. ancak ikinci devrenin hemen başında cevad prekazi mesafe tanımayan şutuyla kaleciyi avlıyor. ilker yasin'in ve gollll nidaları göğü kaplıyor. tüm türkiye trt 1'de ekran karşısında. bizler ise bir gün prekazi mi olacağız tanju mu, muhammed mi yoksa simoviç mi olacağız diye düşünüyoruz. hepsi bizim adeta ikonumuz oluyor.

güçlü rakibimiz bir hol bulup maç berabere bitse de ilk maçın avantajı ile şampiyon kulüpler kupasında yarı finale kalıyoruz. türk tarihinde bir daha geçekleşmemiş bir hadise bu. mustafa denizli allahım! diye ağlıyor ona 55 milyon eşlik ediyor.

sonuç: galatasaray türkiye'dir ve biz daha iyisini yapana kadar en iyisi bu!!!!