9880
aysal, bu camianın gördüğü belki de en vizyoner başkandı. çünkü (doğrudan kendisinin lafıdır) galatasaray gibi büyük bir yapıyı küçülerek yönetemezsiniz, büyüyerek daha başarılı olarak yönetmelisiniz diyebilmişti. genel kurul, daha doğrusu divan kurulu büyümeden korktukları için tüm projelerine izin vermediler, hatta kendisine vermedikleri izni dursun aydın özbek'e verdiler ve sonuç ortada, riva'dan gelen ilk etap parası ile 2 sezon şampiyonluk alındı, yapılan sözleşmeler ile borç arttı. ben söylemiyorum bunu, mali tablomuz söylüyor.
aysal bu camianın borç yükünü yönetmeye, parasını yönetmeye gelmiş ve başkan olmuş yegane isimlerden birisiydi. o günlerde riva için olan kendisinin projesine onay verilseydi bugün bambaşka yerlerde olabilirdi bu takım. yani sadece kendisinden sonrakilerle (duygun yarsuvat - dursun aydın özbek - mustafa cengiz - burak elmas) değil kendisinden öncekilerle de (adnan polat - özhan canaydın - faruk süren vb.) karşılaştırıldığında galatasaray tarihinin en "başkan gibi başkan" isimlerinden birisiydi. ki böyle isimler camiaya liderlik etmedikleri için biz şu anda debelenip duruyoruz. bir dursun aydın özbek dönemi (3 sene) nerelere getirdi kulübü farkında mısınız?
şimdi bazı durumları açıklayayım burada:
1) kek kalıbına girildiği sezon o kalıptan şampiyon olarak çıkılmıştır. hatta sonrasında "kek kalıbı" benzetmesi yapan kek rakiplere inat store'da kek kalıbı bile satılmıştır. şampiyonluk tam olarak kendi döneminde gelmese de başkanın "6 ayda şampiyon olmuşsunuz, tebrik ederim. bir çocuk bile 9 ayda yapılıyor" açıklaması durumu yeterince özetleyecektir.
2) kaka veya tadic yerine sneijder'in alınması mevzusu. o dönemki listede 5 oyuncu olduğu terim'in o dönemdeki yardımcısı (hasan şaş) tarafından bile kabul edildi ve sneijder bu listede 3. sıradaki oyuncuydu. 1 kaka 2 tadic. aysal her iki oyuncu için de görüşmeler yaptı ancak maliyetleri yüksekti, sneijder hem sakatlıktan yeni çıkmış olması hem raporlarının buna rağmen olumlu dönmesi hem de uzun yıllar katkı verebilecek bir oyuncu olması nedeniyle 3. sıradan transfer edildi. ki aysal'ın o dönemki inter başkanı ile iyi ticari ilişkilere sahip olması bu transferi diğerlerinden daha kolay ve nispeten maliyet olarak daha uyguna bitirdi.
3) eboue ve gökhan zan'ın kadro dışı kalma mevzusu: eboue'nin kadro dışısı tamamen o dönemki yabancı sınırlaması saçmalığından kaynaklıydı. bunu hatırlamayanlar varsa diyecek sözüm yok. gökhan zan'ın kadro dışı kalması ise idari bir karardı, hem yaşı hem artık forma giymemesi nedeni ile gitmesi söylendi gitmemesi üzerine kadro dışı bırakıldı.
4) yapılan veysel - salih vb. transferler. biraz önce bahsettiğim yabancı sınırlaması mevzusundan alınan oyuncular, o dönemki teknik ekibin onay verdiği, bir önceki teknik ekibin de izlediği, scout ekibinin takibinde olan isimler. hem yabancı sınırından kurtulmak hem de kadroyu gençleştirmek adına bu transferler yapıldı ve tutmadı. hatta hajrovic - burdisso ve ontivero transferleri de bu gençleşme operasyonunun bir parçası olarak yapılmıştı, yani bugün 2022'de burak elmas galatasaray'ının yapmaya çalıştığı "genç alalım oynatalım satalım" kafasına o günlerde girilmeye çalışılmıştı ancak olumlu rapor verilen oyuncular tutmadı. olabilir bunda bir şey yok, teknik ekiplerin scout ekiplerinin onay verdiği isimler alınmış ve tutmamış. sanki her transferimiz 10/10 tutuyor da. neyse.
5) terim'i kovmak için erken seçim kararı alıp yönetimden dürüst ve albayrak'ın çıkarılması mevzusu: burada 2 beyanat var, birisi aysal'ın "biz terim'le konuşurken demirören'i aradım 2 maçlık onay verirken 'başkasına bakalım o zaman biz uzun vade düşünmüştük terim'i'" demesi ve iş iptal oldu sanarken terim'in demirören ile imza merasimine denk gelmesi, diğeri de terim'in "ben 2 maçlık görüşmüştüm, demirören'e 'biz başka hoca buluruz istiyorsanız gelsin size'" denilmesi üzerine prim mevzuları vs. terim'in antrenmanda gönderildiğini öğrenmesi. hep söylemişimdir, 2 tane alfanın olduğu yerde çatışma kaçınılmazdır. aysal baskın, alfa bir karakter. ha keza terim de aynı şekilde baskın bir karakter. çaresiz bir yerde çatışacaklardı, uyum içinde çalışmaları mümkün bile değildi ikisinin, nitekim çalışamadılar. ama sorunun kimden çıktığı benim için burada önemsiz.
6) dany mi? yapmayın etmeyin.
7) hajrovic'e de yukarda değinmiştim. gelecek için transfer yapıldı, tutmadı.
bir kişiyi (kim olursa olsun) yüceltmek için başkasını kötülediğinizde iş döner dolaşır yüceltmeye çalıştığınız kişiye patlar. bir yerde patlar. ne olursa, kim olursa olsun. bunu yapmayın.
herkesi sadece olduğu gibi değerlendirin. aysal evet bu camianın gördüğü en vizyoner başkandı ancak en büyük hatası baskın seçimleri ve sonrasındaki fazla yetkin olmayan yönetimleriydi. bunları neden yaptığına dair cevabım yok, çünkü kendisinden bu konuda cevap alamıyoruz. ama bunun haricinde projeleri - planları - yapmak istedikleri ile 2011'de geldiği galatasaray'da 2022'de 11 senedir halen başkan olsaydı o projeleri - planları ile onayları alsaydı bugün neler başarabilirdik, bir düşünün.
gelelim yeniden başkan olur mu? korkmayın be, valla korkmayın. aysal'ı ikna etmeye çalışanlar var başkanlık için ancak ben olacağını çok sanmıyorum. bir daha gelip de bu çamurların içerisinde debelenmez aysal, nasıl olsa yine onay vermezler onun yapmak istediklerine o yüzden gelmez.
aysal bu camianın borç yükünü yönetmeye, parasını yönetmeye gelmiş ve başkan olmuş yegane isimlerden birisiydi. o günlerde riva için olan kendisinin projesine onay verilseydi bugün bambaşka yerlerde olabilirdi bu takım. yani sadece kendisinden sonrakilerle (duygun yarsuvat - dursun aydın özbek - mustafa cengiz - burak elmas) değil kendisinden öncekilerle de (adnan polat - özhan canaydın - faruk süren vb.) karşılaştırıldığında galatasaray tarihinin en "başkan gibi başkan" isimlerinden birisiydi. ki böyle isimler camiaya liderlik etmedikleri için biz şu anda debelenip duruyoruz. bir dursun aydın özbek dönemi (3 sene) nerelere getirdi kulübü farkında mısınız?
şimdi bazı durumları açıklayayım burada:
1) kek kalıbına girildiği sezon o kalıptan şampiyon olarak çıkılmıştır. hatta sonrasında "kek kalıbı" benzetmesi yapan kek rakiplere inat store'da kek kalıbı bile satılmıştır. şampiyonluk tam olarak kendi döneminde gelmese de başkanın "6 ayda şampiyon olmuşsunuz, tebrik ederim. bir çocuk bile 9 ayda yapılıyor" açıklaması durumu yeterince özetleyecektir.
2) kaka veya tadic yerine sneijder'in alınması mevzusu. o dönemki listede 5 oyuncu olduğu terim'in o dönemdeki yardımcısı (hasan şaş) tarafından bile kabul edildi ve sneijder bu listede 3. sıradaki oyuncuydu. 1 kaka 2 tadic. aysal her iki oyuncu için de görüşmeler yaptı ancak maliyetleri yüksekti, sneijder hem sakatlıktan yeni çıkmış olması hem raporlarının buna rağmen olumlu dönmesi hem de uzun yıllar katkı verebilecek bir oyuncu olması nedeniyle 3. sıradan transfer edildi. ki aysal'ın o dönemki inter başkanı ile iyi ticari ilişkilere sahip olması bu transferi diğerlerinden daha kolay ve nispeten maliyet olarak daha uyguna bitirdi.
3) eboue ve gökhan zan'ın kadro dışı kalma mevzusu: eboue'nin kadro dışısı tamamen o dönemki yabancı sınırlaması saçmalığından kaynaklıydı. bunu hatırlamayanlar varsa diyecek sözüm yok. gökhan zan'ın kadro dışı kalması ise idari bir karardı, hem yaşı hem artık forma giymemesi nedeni ile gitmesi söylendi gitmemesi üzerine kadro dışı bırakıldı.
4) yapılan veysel - salih vb. transferler. biraz önce bahsettiğim yabancı sınırlaması mevzusundan alınan oyuncular, o dönemki teknik ekibin onay verdiği, bir önceki teknik ekibin de izlediği, scout ekibinin takibinde olan isimler. hem yabancı sınırından kurtulmak hem de kadroyu gençleştirmek adına bu transferler yapıldı ve tutmadı. hatta hajrovic - burdisso ve ontivero transferleri de bu gençleşme operasyonunun bir parçası olarak yapılmıştı, yani bugün 2022'de burak elmas galatasaray'ının yapmaya çalıştığı "genç alalım oynatalım satalım" kafasına o günlerde girilmeye çalışılmıştı ancak olumlu rapor verilen oyuncular tutmadı. olabilir bunda bir şey yok, teknik ekiplerin scout ekiplerinin onay verdiği isimler alınmış ve tutmamış. sanki her transferimiz 10/10 tutuyor da. neyse.
5) terim'i kovmak için erken seçim kararı alıp yönetimden dürüst ve albayrak'ın çıkarılması mevzusu: burada 2 beyanat var, birisi aysal'ın "biz terim'le konuşurken demirören'i aradım 2 maçlık onay verirken 'başkasına bakalım o zaman biz uzun vade düşünmüştük terim'i'" demesi ve iş iptal oldu sanarken terim'in demirören ile imza merasimine denk gelmesi, diğeri de terim'in "ben 2 maçlık görüşmüştüm, demirören'e 'biz başka hoca buluruz istiyorsanız gelsin size'" denilmesi üzerine prim mevzuları vs. terim'in antrenmanda gönderildiğini öğrenmesi. hep söylemişimdir, 2 tane alfanın olduğu yerde çatışma kaçınılmazdır. aysal baskın, alfa bir karakter. ha keza terim de aynı şekilde baskın bir karakter. çaresiz bir yerde çatışacaklardı, uyum içinde çalışmaları mümkün bile değildi ikisinin, nitekim çalışamadılar. ama sorunun kimden çıktığı benim için burada önemsiz.
6) dany mi? yapmayın etmeyin.
7) hajrovic'e de yukarda değinmiştim. gelecek için transfer yapıldı, tutmadı.
bir kişiyi (kim olursa olsun) yüceltmek için başkasını kötülediğinizde iş döner dolaşır yüceltmeye çalıştığınız kişiye patlar. bir yerde patlar. ne olursa, kim olursa olsun. bunu yapmayın.
herkesi sadece olduğu gibi değerlendirin. aysal evet bu camianın gördüğü en vizyoner başkandı ancak en büyük hatası baskın seçimleri ve sonrasındaki fazla yetkin olmayan yönetimleriydi. bunları neden yaptığına dair cevabım yok, çünkü kendisinden bu konuda cevap alamıyoruz. ama bunun haricinde projeleri - planları - yapmak istedikleri ile 2011'de geldiği galatasaray'da 2022'de 11 senedir halen başkan olsaydı o projeleri - planları ile onayları alsaydı bugün neler başarabilirdik, bir düşünün.
gelelim yeniden başkan olur mu? korkmayın be, valla korkmayın. aysal'ı ikna etmeye çalışanlar var başkanlık için ancak ben olacağını çok sanmıyorum. bir daha gelip de bu çamurların içerisinde debelenmez aysal, nasıl olsa yine onay vermezler onun yapmak istediklerine o yüzden gelmez.