15164
negatif enerjisi dönemsel olarak oldukça yüksek olan sözlüğümüz. takımın alacağı bir kaç galibiyet ve olumlu skorla biraz daha suların durulmasını umuyorum.
sürekli oyuncuyu değersizleştirmeler, sürekli yönetici teknik direktör ve yardımcı antrenör beğenmemeler, sürekli yeni bir başkan arayışı... sözlük değil de değirmeniz biraz sanki! öğütmek ve parçalamak peşindeyiz nedense.
açıkçası sanki herkes football manager dünyasındaymışız gibi davranıyor. uygulayanları tenzih ederek, doğru düzgün araştırmadan, olayın iç yüzüne bakmadan, sosyojik etkilerini düşünmeden, bahsi geçen olayın olumsuz noktasını yakalar yakalamaz her şeyi eleştiriyoruz, bazen eleştiri sözlü saldırı boyutuna bile geçebiliyor, ağır hakaretler, pilotlar...
acaba son dönemde kaç kişi pilot oldu? ve bunda önceki dönemlere göre yüzdesel bir artış var mı merak ediyorum doğrusu...
kendi kendine pilot olanların büyük bir kısmı zaten gündelik yaşamında her türlü negatifliğe batmışken sağ duyulu bir tartışma zemini bulurum diye geldiği sözlükten kaçıyor. çünkü burası da twitter'da mention altına doluşan fırsat yorumcuları gibi anında eksileyen, anında eleştiren, anında kazan kaldıran, minik hıncallar yuvası oldu. üstelik çizgiyi aşıp dm'den tartışma çıkaranlar da cabası. burası kimsenin kişiliğine, tavrına ya da düşüncesine hakaret etmeden saygı çerçevesinde her türlü eleştirileri getirebileceğiniz ve tezlerinizin önermelerini de iyi açıklayabildiğiniz, sağlılık bir galatasaray tartışma platformu ve öyle de kalmalı. zaten bizi de cezbedip sözlüğe getiren bu entryler.
burayı daha güzel yapmak, daha doğru tartışmaların odağına çekmek bizim elimizde. bu platform değil mi ki son seçimde başkan adaylarının iletişime geçerek sorularımıza yanıt verdiği bizi ciddiye aldığı yer? madem öyle ki bizde bu duruma yakışır daha doğru sorular üretmeli, daha doğru tartışmalara girmeli ve daha geniş bir çerçeveden olayları ele almalıyız. sonucunda kulübe katkı sağlanabilirse de ne mutlu, ama maddi, ama manevi, ama taraftar tutumu anlamında.
gökhan dinç'in her gün pompaladığı burak elmas ve ışıtan gün düşmanlığıyla, harun muslu'nun her gün pompaladığı ışıtan gün düşmanlığıyla kimse kazanamaz. aksine galatasaray kaybeder.
burak elmas'ın ya da yönetsel operasyonlarının fedaisi değilim. bana göre de çok yanlışları var amatorrent'in kaybetmesini istemekle kulübe gelecek geliri blokelemek, campos ve sensible'ye komisyoncu demek, mali olarak ibra etmeyelim diye konuşmak kulübe bir çakıl taşı tanesi kadar katkı sağlayamayacak.
torrent'ten olmayacağı belli hemen kaybedelim gitsin. yerine kim gelecek? gelen takımı şampiyon mu yapacak? ne kadar yükselebileceğiz? bunların hepsi muamma. küme düşme korkusunu hissetmiyorum ama hissedenleri anlıyor, saygı duyuyorum ama bu girdap içinde yeni bir hoca yeni bir bilinmez bir kaç hafta demek. mancini gibi antrenörlere yıllık bağlanacak 3-4 milyon euro'larımız olmadığı için de sezon ortası kimseyi kolay kolay getiremeyeceğimiz aşikar.
mali olarak ibra etmemek için yolsuzluğun belgelenmesi gerekiyor. böyle bir durum var mı? hayır.
idari ibrasızlığın ise yasal olarak yaptırımı yok. mustafa cengiz döneminde gördük. isterse isteyen istediği kadar kalıyor koltukta.
hülasa çok fazla başka başlık alanlarına dağılmadan bu konularda tez canlı olmak sözlüğe sirayet etmiş durumda ve bunun bizim ruhsal dünyamız dahil kimseye en ufak bir katkısı yok.
aklı selim olmak ve galatasaray için aceleci olmadan doğru işler yapmak bizi yükseltecek. mart'ın 26'sın da gerekenleri pek ala söyleyeceklerdir. bu kulüp kimlere neler yaptı zamanında hepsi ortada. o zamana kadar da merak etmeyelim hiç bir şey için geç olmaz. biraz susalım ve artık, takım - t.d bildiğini oynasın. sadece destek 1 ay kadar salt destek.
sürekli oyuncuyu değersizleştirmeler, sürekli yönetici teknik direktör ve yardımcı antrenör beğenmemeler, sürekli yeni bir başkan arayışı... sözlük değil de değirmeniz biraz sanki! öğütmek ve parçalamak peşindeyiz nedense.
açıkçası sanki herkes football manager dünyasındaymışız gibi davranıyor. uygulayanları tenzih ederek, doğru düzgün araştırmadan, olayın iç yüzüne bakmadan, sosyojik etkilerini düşünmeden, bahsi geçen olayın olumsuz noktasını yakalar yakalamaz her şeyi eleştiriyoruz, bazen eleştiri sözlü saldırı boyutuna bile geçebiliyor, ağır hakaretler, pilotlar...
acaba son dönemde kaç kişi pilot oldu? ve bunda önceki dönemlere göre yüzdesel bir artış var mı merak ediyorum doğrusu...
kendi kendine pilot olanların büyük bir kısmı zaten gündelik yaşamında her türlü negatifliğe batmışken sağ duyulu bir tartışma zemini bulurum diye geldiği sözlükten kaçıyor. çünkü burası da twitter'da mention altına doluşan fırsat yorumcuları gibi anında eksileyen, anında eleştiren, anında kazan kaldıran, minik hıncallar yuvası oldu. üstelik çizgiyi aşıp dm'den tartışma çıkaranlar da cabası. burası kimsenin kişiliğine, tavrına ya da düşüncesine hakaret etmeden saygı çerçevesinde her türlü eleştirileri getirebileceğiniz ve tezlerinizin önermelerini de iyi açıklayabildiğiniz, sağlılık bir galatasaray tartışma platformu ve öyle de kalmalı. zaten bizi de cezbedip sözlüğe getiren bu entryler.
burayı daha güzel yapmak, daha doğru tartışmaların odağına çekmek bizim elimizde. bu platform değil mi ki son seçimde başkan adaylarının iletişime geçerek sorularımıza yanıt verdiği bizi ciddiye aldığı yer? madem öyle ki bizde bu duruma yakışır daha doğru sorular üretmeli, daha doğru tartışmalara girmeli ve daha geniş bir çerçeveden olayları ele almalıyız. sonucunda kulübe katkı sağlanabilirse de ne mutlu, ama maddi, ama manevi, ama taraftar tutumu anlamında.
gökhan dinç'in her gün pompaladığı burak elmas ve ışıtan gün düşmanlığıyla, harun muslu'nun her gün pompaladığı ışıtan gün düşmanlığıyla kimse kazanamaz. aksine galatasaray kaybeder.
burak elmas'ın ya da yönetsel operasyonlarının fedaisi değilim. bana göre de çok yanlışları var amatorrent'in kaybetmesini istemekle kulübe gelecek geliri blokelemek, campos ve sensible'ye komisyoncu demek, mali olarak ibra etmeyelim diye konuşmak kulübe bir çakıl taşı tanesi kadar katkı sağlayamayacak.
torrent'ten olmayacağı belli hemen kaybedelim gitsin. yerine kim gelecek? gelen takımı şampiyon mu yapacak? ne kadar yükselebileceğiz? bunların hepsi muamma. küme düşme korkusunu hissetmiyorum ama hissedenleri anlıyor, saygı duyuyorum ama bu girdap içinde yeni bir hoca yeni bir bilinmez bir kaç hafta demek. mancini gibi antrenörlere yıllık bağlanacak 3-4 milyon euro'larımız olmadığı için de sezon ortası kimseyi kolay kolay getiremeyeceğimiz aşikar.
mali olarak ibra etmemek için yolsuzluğun belgelenmesi gerekiyor. böyle bir durum var mı? hayır.
idari ibrasızlığın ise yasal olarak yaptırımı yok. mustafa cengiz döneminde gördük. isterse isteyen istediği kadar kalıyor koltukta.
hülasa çok fazla başka başlık alanlarına dağılmadan bu konularda tez canlı olmak sözlüğe sirayet etmiş durumda ve bunun bizim ruhsal dünyamız dahil kimseye en ufak bir katkısı yok.
aklı selim olmak ve galatasaray için aceleci olmadan doğru işler yapmak bizi yükseltecek. mart'ın 26'sın da gerekenleri pek ala söyleyeceklerdir. bu kulüp kimlere neler yaptı zamanında hepsi ortada. o zamana kadar da merak etmeyelim hiç bir şey için geç olmaz. biraz susalım ve artık, takım - t.d bildiğini oynasın. sadece destek 1 ay kadar salt destek.