• 44800
    galatasaray'da ortamı sevdim. gerçekten çok sevdim. bir kere kulübün büyüklüğü benim için müthişti. galatasaray'da oynayan futbolcular için var olan baskı ortamı da doğrusu bana çok güzel geldi. ben şöyle bakıyorum: bu tip bir baskı ortamı, taraftardan olsun, medyadan olsun, bence bir ayrıcalık. her zaman bulunamaz böyle ortam. belki de geldiğim yerdeki sakin ortamla karşılaştırıldığında, ben bu yeni ortamı çok sevmiş olabilirim. galatasaray'ı seviyorum, üzerimizdeki baskıyı seviyorum, bu çılgınca ortamı seviyorum. bir futbolcunun kendisini geliştirmesi için büyük bir fırsat. elbette, ligde şampiyonluk mücadelesi de veriyor olsaydık çok daha müthiş olacaktı. ama bu futbol, bazen böyle de olabiliyor.

    evet, istanbul'u çok sevdim. bazen kız arkadaşım ve ailem de buraya geliyor. onlarla beraber istanbul'u keşfetmeyi, gezmeyi de çok seviyoruz. türkler çok sıcakkanlı, arkadaş canlısı insanlar. gerçekten burada olmaktan ve istanbul'da yaşamaktan çok mutluyum, elbette trafik hariç.

    ligde çok hızlı forvet oyuncuları var. hepsine büyük saygı duyuyorum ama maç boyunca çizgiye çok dikkat ederim, bir gözümle her zaman o çizgiye çekerim. ofsaytsa hemen elimi kaldırırım. genelde de doğru olduğu anlaşılır. bu konuda iyi bir algım var diyebilirim.

    hem marcao hem de alpaslan'la oynuyorum. benim i,çin fark etmiyor ama marcao ile oynama pratiğimiz çok gelişti. çok iyi anlaşıyoruz onunla. marcao çok fantastik bir oyuncu. sadece saha içinde değil, saha dışında da öyle. benim de çok iyi arkadaşım. ama dediğim gini benim için yanımda kimin olduğu önemli değil.

    futbol bu. fatih terim'i seviyorum. ona hala büyük bir saygımız var ama futbol bu. yeni teknik direktör getirmek biz futbolcuların işi değil. futbolcu olarak bizim yapabileceğimiz değişikliğe adapte olmak ve yeniliği kabul etmek. bugün yaptığımız da bu. fatih terim'i çok seviyor ve saygı duyuyoruz ama yeni durumu kabul ediyoruz ve biz kulüp için en iyisini yapmaya çalışıyoruz. herkes, taraftarlar, yorumcular istediğini söyleyebilir ama hepimizin kulüp için bir arada olması lazım ve artık bu tartışmaları bitirmek için de maçları kazanmamız lazım.

    her gün sürekli gelişmeye yönelik çalışmaya devam etmek; galatasaray gibi çok büyük bir kulüpte olduğunun farkında olmak; maçları kazanmak lazım. her maçta elinden gelenin verebilirsek bunu başarabiliriz. bunu yapamazsak, ki bu da olabilir, o zaman galatasaray gibi büyük bir kulüpte oynamamamız gerekir. dolasıyla mantalite burada çok öne çıkıyor hem bireysel hem de takım olarak. her gün birbirimiz için savaşmalıyız, birbirimizi zorlamalıyız. biz kendi kalitemizi aslında gösterdik.

    marsilya maçlarında, lazio maçlarında nasıl oynadığımızı, nasıl oyuncular olduğumuzu herkes gördü. marsilya maçının ilk yarısında adamları resmen öldürdük. ama ardından ligde puanlar kaybettik. bu bana anlamsız geliyor. kafayı değiştirmek, bir sonraki maça çevirmek o kadar zor olmamalı. takım olarak bunu yapabilmeliyiz. şu an bu süreci yaşıyoruz. eminim ki maçları kazanarak bunu aşacağız.

    dördüncü, beşinci sırayla aramızda 10-11 puan fark var biz bunu yapabilecek kalitede bir takımız. kazanma mantalitesini tekrardan edinmemiz lazım. daha önce bunu gösterdik. kulübün tarihinde de bunu gösteren takımın oyuncusuyuz. galatasaray bu ülkenin en iyi takımı. avrupa'da zaten biz bunu gösterdik, en iyi takımları grupta geride bırakmayı başardık. şu an bizde bir özgüven kaybı var. kazanıp tırmanışa geçmemiz şart. asla geç kalmadık, hala yapabiliriz.

    temelde sistemimi aynı ama domenec biraz farklı oynatmak istiyor. fatih terim'e de, domenec torrent'e de büyük saygımız var. kazanma mantalitesi ve disiplin. ihtiyacımız olan bu ve domenec hepimiz için mükemmel bir hoca. koçluğunu da seviyorum, ayrıca yardımcıları da çok iyi. riera da geldi. domenec'in çok iyi yardımcı ekibi var.

    galatasaray'a gelmeden önce (avrupa'da bizim takıma gala denir, biliyorsunuz) taraftarı hakkında elbette bilgim vardı. ne kadar ateşli olduklarını seyrettiğim videolardan görebiliyordum. gerçekten olağanüstü bir taraftarı var kulübün. şu an onları çok iyi anlayabiliyorum. içinde bulunduğumuz durumdan memnun değiller. bu konuda kendi payıma bütün sorumluluğu kabul ediyorum. bu sezon çok maç kaybettik, onları çok üzdük. sahadan çıkarken 30-35 bin kişinin bize öfkeli tezahüratlarını çok iyi anlıyorum ama şunu da hep aklımda tutuyorum: her zaman bir sonraki maç var. her zaman elimdekinin en iyisini sahada vermeye çalışıyorum, beni kabul ettiklerini hissediyorum.

    sosyal medyayı hiç takip etmiyorum. orada yazılanlar değil, tribünlere gelenlerin tepkileri önemli. onlarla sanırım iyi bir ilişkim var. şu an zorlu günler yaşıyoruz. evet, kazanamıyoruz. işimizi iyi yapamıyoruz bu günlerde... galatasaray her zaman birinci sırada olmalı ya da şampiyonluk mücadelesi vermeli. normal olan o. geçen ay çok fazla değişiklik oldu. yeni teknik direktör, yeni ekip, yeni arkadaşlar geldi. bazıları bizden ayrıldı. çok şey oldu. bunu kabul etmeliyiz, hepimiz aynı şeyi istiyoruz. bu sezon alışılmadık oldu maalesef. artık kazanabildiğimiz kadar çok maç kazanmalıyız. ama gelecek sezon takım kurulmuş olacak ve kazanma karakterini sergilemeye başlayacak. hem ligde hem de avrupa'da....

    victor nelsson

    kulüp dergisinin şubat sayısına verdiği röportaj.
App Store'dan indirin Google Play'den alın