61
leş olan futbolumuza hak ettiği değerin takdim edildiğini federasyon kanadı başta olmak üzere verilen tepkilerden anladığımız ihale. üründen bağımsız olarak dile getirmek neredeyse suç sayılsa da kurun böyle pornografik noktalara gittiği, zamların ve piyasanın kontrol edilemez halde istikrarsızlaştığı bir ekonomik ortamda sadece maçları yayınlamanın külfetinin son ihaleden bu yana kaç katı arttığını ölçebilecek bir endeks yok.
ulaşım giderleri artmış. elektrik giderleri artmış. mobil güç kaynağı desen yakıt giderleri artmış. kurdan ötürü tüm malzeme ve bakım giderleri katlanmış. personel giderleri falan da haliyle artmış. gelir kaynağı olarak ise üyelik ve reklam kalıyor geriye. hiç üye kaybı yaşanmasa ve hiç artış yapılmasa bile üyeliklerden gelecek gelirin giderlere oranı düşecekti. yapılan artışlara rağmen hem üye kaybı hem de giderlerdeki artıştan ötürü bu kalemde dramatik bir düşüş var. reklam desen neredeyse yerel televizyonların verdiği reklamlar seviyesine inildi artık ligin sadece türkiye'de ve çok sıkı kurallarlar yayınlanmasından dolayı. kaldı ki zaten bizim firmaların da reklam yapacak gücü kalmadı artık. aynı firmaların nezaketen verdiği reklamlarla döndürmeye çalışıyorlar işte.
kaldı ki gece maçlarının sebep olduğu enerji sarfiyatının gazete satırlarından ciddi hesaplara ve tartışmalara sebebiyet verebildiği bir dönemdeyiz. süper lig ve birinci ligde haftada 19 tane maç oynanıyor. bu maçların kaç tanesi kâr bırakmayı geçtim yayın maliyetini çıkartabiliyor? ya da kaç tanesi vakıfbank'ın iç saha maçındaki seyirci sayısını geçebiliyor?
bu uzayıp giden listeyi alt alta koyup toplayınca, ürünün kendisinin bayağılığından bağımsız olarak, birinin bu ligi hatta ligleri yayınlamak için para vermesi bile mucize aslında...
ulaşım giderleri artmış. elektrik giderleri artmış. mobil güç kaynağı desen yakıt giderleri artmış. kurdan ötürü tüm malzeme ve bakım giderleri katlanmış. personel giderleri falan da haliyle artmış. gelir kaynağı olarak ise üyelik ve reklam kalıyor geriye. hiç üye kaybı yaşanmasa ve hiç artış yapılmasa bile üyeliklerden gelecek gelirin giderlere oranı düşecekti. yapılan artışlara rağmen hem üye kaybı hem de giderlerdeki artıştan ötürü bu kalemde dramatik bir düşüş var. reklam desen neredeyse yerel televizyonların verdiği reklamlar seviyesine inildi artık ligin sadece türkiye'de ve çok sıkı kurallarlar yayınlanmasından dolayı. kaldı ki zaten bizim firmaların da reklam yapacak gücü kalmadı artık. aynı firmaların nezaketen verdiği reklamlarla döndürmeye çalışıyorlar işte.
kaldı ki gece maçlarının sebep olduğu enerji sarfiyatının gazete satırlarından ciddi hesaplara ve tartışmalara sebebiyet verebildiği bir dönemdeyiz. süper lig ve birinci ligde haftada 19 tane maç oynanıyor. bu maçların kaç tanesi kâr bırakmayı geçtim yayın maliyetini çıkartabiliyor? ya da kaç tanesi vakıfbank'ın iç saha maçındaki seyirci sayısını geçebiliyor?
bu uzayıp giden listeyi alt alta koyup toplayınca, ürünün kendisinin bayağılığından bağımsız olarak, birinin bu ligi hatta ligleri yayınlamak için para vermesi bile mucize aslında...