19
--- alıntı ---dikkat uzun yazı----
futbolu bunun için seviyoruz işte, bir yılda böyle oynanan kaç maç izleyebiliyoruz ki. bulunca kaçırmamak lazım. star tv adilik yapmasa daha fazla seçeneğimiz olur ya, neyse.
ne kadar tuhaf başladı maç, hiç de türk futbolu mantığına uygun değildi. deplasmanda 3-2 kazanmış manu bastırıyor, top yapıyor, pozisyon arıyordu. halbuki, kapansana sir. ne işin var ileride, ya savunmada açık verip goller yersen. nasıl bakacaksın milletin yüzüne. milletin derken ingiliz milletinden bahsetmiyorum. hıncal uluç, ahmet çakar gibi kerameti kendinden menkul yorumculardan bahsediyorum.
sonra bir iki pozisyon bulur gibi oldu milan. ama kontrol hep manu’daydı.
bu kadar bariz bir üstünlüğü kuran adam sir alex ferguson. çok önemli 2 markajla milan’ı bitirdi. birincisi: ronaldinho’yu, nevill ve ona destek olarak gelen valencia ve savunma göbeğinden yanaşan ferdinand veya vidic ile kapattı.
ama asıl önemli markajı pirlo’ya uyguladı. park, top milan’dayken asla gözünü pirlo’dan ayrılmadı. sadece birinci devrenin ortalarında bıraktı unuttu pirlo’yu. o sıralarda da pirlo kaleye şut attı, şahane bir pasla takımını pozisyona soktu, milan’ı rakip sahaya yerleştirdi. ama maksimum 5 dakika sürdü bu. park, top kendi takımına geçtiğinde ne biliyorsa onu oynadı. sahadaki eşleşmede pirlo, park’ı takip etmediği için çok rahat oynadı. ama topu kaybettiklerinde anında pirlo’nun başındaydı. başında derken, maksimum 10 metre, minimum 3 metre yanındaydı. çok az pozisyonda park’ın pirlo’ya müdahale ettiğini gördük. asıl amaç pirlo’ya pas atılmasını engellemekti ve başarılı oldu.
çok ayıp değil mi? koca manu, koskoca sir ferguson. yakışıyor mu? efendim? futbol abicim bu. pislik yapmadan da sert oynanabilir, oyunu çirkinleştirmeden de savunma yapılabilir. olsun, yine de anti futbolu andıran oyun için,
ferguson istifa !
manu, hem gençler hem tecrübelilerle iyi bir kadro ayarı yakaladı. şu anda avrupadaki 3 takımdan biri bu açıdan. diğerleri barcelona ve inter. mesela arsenal çok genç kalıyor bu takımların yanında.
romantik durum çoktu maçta. bu konuya geleceğim ama, futbolu bitirmemek lazım. dersler var hepimize.
milan’ın heyecan verici ataklarının beckham girdikten sonra yaptığı ortalarla olması çok ilginç.
leonardo istifa !
biz burada vır vır konuşuyoruz ya, ön libero, defansif orta saha, ofansif orta saha. yok artık öyle bir dünya futbolunda. kısa bir süre var oldu ve bitti. biz hala ömer üründül’ün gazıyla devam ediyoruz bu takıntıya.
ofansif orta saha denen adam artık forvetler içinde sayılıyor. artık kimse arda turan’ı kadroya aldığında oğuz çetin gibi orta saha içinde saymıyor.
defansif orta saha ise bildiğin orta saha işte. onlar da orta kesiyor, onlar da forvete araya pas atıyor, onlar da kaleye şut atıyor. ama gol yüzdeleri düşük sadece.
unutmadan yazayım, buralarda çok enteresan bir özellikmiş gösterilen box to box, zaten olmazsa olmaz bir özellik, iyi avrupa takımlarının topçularında.
artık ne alex ne de lincoln gibi rakip hücum yaparken eli belinde dolaşan yok. sistem izin vermiyor buna. belki, o da takımın hocasına göre değişir , hagi gibi büyük futbol zekasının yanında, icabında 40 metreden işi bitirecek oyunculara tahammül ediliyor, dediğim gibi hocasına göre değişir.
futbol dışı güzellikler, ilginçlikler de boldu maşallah. maçın başında yedek kulübesine giden beckham’ın alkışlanması, onun için açılan pankartlar. oyuna girerken manu taraftarının ayakta beckham’ı alkışlaması. ancak top ona ilk geldiğinde yuhalandı da, sonra kesildi ama.
manu’luların yine urfaspor atkıları takmış olduklarını, love manu, hate glazer yazarak, kulübün sahibine ayar verdiklerini gördük. nedir bu ayar verme sevdası anlamadım ki, demek ki sadece galatasaray sözlük’te yokmuş bu.
güzeldi yahu !
--- alıntı ---dikkat uzun yazı---
http://captano.blogspot.com/...nited-milan-4-0.html
futbolu bunun için seviyoruz işte, bir yılda böyle oynanan kaç maç izleyebiliyoruz ki. bulunca kaçırmamak lazım. star tv adilik yapmasa daha fazla seçeneğimiz olur ya, neyse.
ne kadar tuhaf başladı maç, hiç de türk futbolu mantığına uygun değildi. deplasmanda 3-2 kazanmış manu bastırıyor, top yapıyor, pozisyon arıyordu. halbuki, kapansana sir. ne işin var ileride, ya savunmada açık verip goller yersen. nasıl bakacaksın milletin yüzüne. milletin derken ingiliz milletinden bahsetmiyorum. hıncal uluç, ahmet çakar gibi kerameti kendinden menkul yorumculardan bahsediyorum.
sonra bir iki pozisyon bulur gibi oldu milan. ama kontrol hep manu’daydı.
bu kadar bariz bir üstünlüğü kuran adam sir alex ferguson. çok önemli 2 markajla milan’ı bitirdi. birincisi: ronaldinho’yu, nevill ve ona destek olarak gelen valencia ve savunma göbeğinden yanaşan ferdinand veya vidic ile kapattı.
ama asıl önemli markajı pirlo’ya uyguladı. park, top milan’dayken asla gözünü pirlo’dan ayrılmadı. sadece birinci devrenin ortalarında bıraktı unuttu pirlo’yu. o sıralarda da pirlo kaleye şut attı, şahane bir pasla takımını pozisyona soktu, milan’ı rakip sahaya yerleştirdi. ama maksimum 5 dakika sürdü bu. park, top kendi takımına geçtiğinde ne biliyorsa onu oynadı. sahadaki eşleşmede pirlo, park’ı takip etmediği için çok rahat oynadı. ama topu kaybettiklerinde anında pirlo’nun başındaydı. başında derken, maksimum 10 metre, minimum 3 metre yanındaydı. çok az pozisyonda park’ın pirlo’ya müdahale ettiğini gördük. asıl amaç pirlo’ya pas atılmasını engellemekti ve başarılı oldu.
çok ayıp değil mi? koca manu, koskoca sir ferguson. yakışıyor mu? efendim? futbol abicim bu. pislik yapmadan da sert oynanabilir, oyunu çirkinleştirmeden de savunma yapılabilir. olsun, yine de anti futbolu andıran oyun için,
ferguson istifa !
manu, hem gençler hem tecrübelilerle iyi bir kadro ayarı yakaladı. şu anda avrupadaki 3 takımdan biri bu açıdan. diğerleri barcelona ve inter. mesela arsenal çok genç kalıyor bu takımların yanında.
romantik durum çoktu maçta. bu konuya geleceğim ama, futbolu bitirmemek lazım. dersler var hepimize.
milan’ın heyecan verici ataklarının beckham girdikten sonra yaptığı ortalarla olması çok ilginç.
leonardo istifa !
biz burada vır vır konuşuyoruz ya, ön libero, defansif orta saha, ofansif orta saha. yok artık öyle bir dünya futbolunda. kısa bir süre var oldu ve bitti. biz hala ömer üründül’ün gazıyla devam ediyoruz bu takıntıya.
ofansif orta saha denen adam artık forvetler içinde sayılıyor. artık kimse arda turan’ı kadroya aldığında oğuz çetin gibi orta saha içinde saymıyor.
defansif orta saha ise bildiğin orta saha işte. onlar da orta kesiyor, onlar da forvete araya pas atıyor, onlar da kaleye şut atıyor. ama gol yüzdeleri düşük sadece.
unutmadan yazayım, buralarda çok enteresan bir özellikmiş gösterilen box to box, zaten olmazsa olmaz bir özellik, iyi avrupa takımlarının topçularında.
artık ne alex ne de lincoln gibi rakip hücum yaparken eli belinde dolaşan yok. sistem izin vermiyor buna. belki, o da takımın hocasına göre değişir , hagi gibi büyük futbol zekasının yanında, icabında 40 metreden işi bitirecek oyunculara tahammül ediliyor, dediğim gibi hocasına göre değişir.
futbol dışı güzellikler, ilginçlikler de boldu maşallah. maçın başında yedek kulübesine giden beckham’ın alkışlanması, onun için açılan pankartlar. oyuna girerken manu taraftarının ayakta beckham’ı alkışlaması. ancak top ona ilk geldiğinde yuhalandı da, sonra kesildi ama.
manu’luların yine urfaspor atkıları takmış olduklarını, love manu, hate glazer yazarak, kulübün sahibine ayar verdiklerini gördük. nedir bu ayar verme sevdası anlamadım ki, demek ki sadece galatasaray sözlük’te yokmuş bu.
güzeldi yahu !
--- alıntı ---dikkat uzun yazı---
http://captano.blogspot.com/...nited-milan-4-0.html