6
bu anın hangi an olduğundan ziyade böyle bir an ya da duygunun genel olarak hissedilmesidir bence problem olan. bunun tersi tarihimizde çokça var. takım öyle bir güven hissi sağlamıştır ki real madrid karşısında 3-0 geriye düştüğünde bu duygu yaşanmamış ve biz bu maçı hala çevirebiliriz düşüncesi oluşmuştur. 3-2'ye geldiğinde ingiliz spiker bile maçın döneceğine inanmıştır. olmamıştır o ayrı bir konu. ama son düdüğe kadar kimse maçın kaybedildiğine inanmamıştır.
son yıllarda ise maalesef geriye düştüğümüzde ya da belli bir süreye kadar golü bulamadığımızda "maç gitti" havası çoğu taraftarda oluşuyor. hangi maçta hangi anda gerçekleştiğinin pek önemi yok. kiminde ortaların gelişi güzel yapılmaya başlandığı andır, kiminde kanatlarımızdan birinin otobana döndüğü andır bu, kiminde daha maçın ilk 5 dakikasındaki isteksizliktir, kiminde aksayan mevkilere rağmen ilk değişikliğin 80'de yapıldığının görüldüğü andır. bunlar değişir, değişmeyen güvensizlik duygusudur ve bu uzun vadeli başarısızlığa işarettir.
son yıllarda ise maalesef geriye düştüğümüzde ya da belli bir süreye kadar golü bulamadığımızda "maç gitti" havası çoğu taraftarda oluşuyor. hangi maçta hangi anda gerçekleştiğinin pek önemi yok. kiminde ortaların gelişi güzel yapılmaya başlandığı andır, kiminde kanatlarımızdan birinin otobana döndüğü andır bu, kiminde daha maçın ilk 5 dakikasındaki isteksizliktir, kiminde aksayan mevkilere rağmen ilk değişikliğin 80'de yapıldığının görüldüğü andır. bunlar değişir, değişmeyen güvensizlik duygusudur ve bu uzun vadeli başarısızlığa işarettir.