• 15130
    gedson fernandes ile ilgili yazılan entrylere geçmişten bugüne baktım. ne zaman bir maç kazanırsa fernandes orta sahayı domine etmiş, kilit paslar atmış, dikine gitmiş, verimli oynamış. ne zaman mağlup olsak bu adam ile ilgili oynatma zorunluluğu mu var sözleşmesinde diye sorulmuş.

    bir maç kazanılır fatih terim övülür, ortalık terimball’dan geçilmez. bir maç kaybedilir fatih terim gömülür evlatcılık suçluluk buculuk ön plana çıkar.

    galatasaray seçimi yapılır. burak elmasla ilgili “faruk sürenin damadı olmak dışında bir yeteneği olduğunu düşünmüyorum” dediğimde herkes mustafa cengiz’in ne kadar kötü, ne kadar beceriksiz ne kadar yeteneksiz olduğunu anlatır. özel mesajlarda duruyor burak elmasın acayip bir umut olduğuna dair sayfalarca methiye düzülür. takım başarısız olduğunda kulübün gelmiş geçmiş en yeteneksiz yönetim kurulu başkanı olduğu hiç tereddütsüz yazılır.

    bunu çoğaltmak mümkün belhanda üç maç ceza alır, takım kaybeder, “belhandasız takım bu kadar” denir, belhanda döner bir maçı kazanılır belhandacılar mutlu! iki maç kaybedilir, belhanda düşmanları parsel parsel entry girer.

    şimdi bu yukarıdaki çelişkilerin sebebi -kendimi de katarak söylüyorum- objektif olmaktan uzaklıktır. her şeyde olduğu gibi futbolcuları, hocalari, yöneticileri değerlendirirken de takım tutar gibi değerlendiriyoruz. iyi de olsa, kötü de olsa bizim fikrimiz en önde.

    maalesef türkiye’nin en büyük problemi kendimize ait fikirlerin peşinden koşmaktır. oysa doğru bir tanedir… sen de yanılabilirsin, ben de.
App Store'dan indirin Google Play'den alın