25
en sonda söyleyeceğimi en baştan söyliyeyim.
"zorlu sevdam hoşçakal"
çocukluk kahramanımın, ailemden sonra beni en çok mutlu eden insana bundan daha güzel bir tabir bende yok.
hep şunu anlattık durduk. galatasaray'da kulübün iç siyaseti, birçok ülkenin güncel siyasetinden daha zordur.
ben bu ayrılığa iki taraf açısından da yaklaşacağım.
fatih terim...
belki aramızda sevmeyenimiz bile vardır, ancak saygı duymamak art niyetten öteye gitmez.
fatih hocam son birkaç yılda önceden olduğu gibi kulüp siyasetinin bir konusu değil tam bir aktörü oldu.
eski ve yeni yönetimler fatih hoca'nın tabiri caizse dişine göre değildi. sıkıntılarını medya önünde dile getirmekten hiç çekinmedi, aksine bazen cephe aldığını herkeze ilan etti.
bunun sıkıntısı ne mi oldu?
hoca birkaç senede ciddi manada saha içine olan konsantrasyon ve yeteneklerini bir tarafa bırakıp resmen kulüp siyasetine aktif rol oynadı. akıl oyunlarını hep bu yöne kaydırdı. başkanlar ve yöneticilerle didişmeler değil kastım. resmen çoğu zaman bence haklı sebeplerden savaşını hep kendisini sindiremeyenlere, varlığını kulüp içinde bir tehdit olarak görenlere, "o varsa istediğimiz gibi at koşturamayız" diyenlere çevirdi.
enerji bu tarafa kayınca tff ve organizasyon çocukarına gün doğdu. ağzını açsa yediği zekaları hepimiz hatırlıyoruz.
yıprandı, yıpratıldı ve son zamanlarda bütün bunları hep kendi göğüsledi.
çoğu zaman sahadan koptu koskoca ülke futboluna yön veren terim. antrenörlük yeteneklerinden çok çoğu zaman liderlik vasıflarını ön plana çıkardı. her ne kadar saha içi ikisinede muhtaç olsada, son zamanlarda özellikle genç hocalara karşı bir panzehir bulamadı.
formsuzdu;
19 mart 2021 galatasaray çaykur rizespor maçında galatasaray kah bireysel hatalarla, kah başka sebeplerle bir ilki yaşadı, terim oyun olarak değil, plan olarak maçı kaybetmişti ne denediyse olmadı.
has keza 3 nisan 2021 hatayspor galatasaray maçında öyle bir galatasaray izledik ki belkide hocamın başında olduğu dönemde gördüğüm en kötü maçıydı. o maçta da şener başka bir yerde, ömer başka bir yerde derken kaçınılmaz son yaşanmıştı.
2 yıldır oturmayan kadro tercihleri,
aynı şekilde takımın bir türlü forvetinin belli olmayışı,
aygır gibi gelen futbolcuların her ne oluyorsa hem formdan hem kondisyondan düşmesi (bkz: mostafa mohamed ahmed),
(adam geldiğinde 5 maç yardırdı, sonra kendi yarı alanında faul almaya çalışan futbolculara döndü)
babel, ömer gibi adamlardan vazgeçmemesi,
arda transferi,
teknik ekibin yetersizliği derken süreç buralara geldi...
teknik ekip konusu çok hassas bir konu olmalı ki hoca elini verse kolunu kapacaklarını düşündü ve doğal olarak satrancı kaybetmemek için ne necati'den ne de selçuk'tan vazgeçmedi.
2021-2022 sezonunda performans olarak fatih hoca değil de başkası olsa 10 kere gönderilmişti, ancak ben kendisinin takımı getirdiği bu durumdan yine kendisinin çıkaracağı hususuna emindim. bu süreç biraz ara veren sevgililer gibi kendisine yarar. ne kadar üzülsemde kendisi adına seviniyorum. biraz dinlenmek, belki eskisinden daha güçlü dönmenin anahtarıdır. işin özü en azından bu şans kendisine verilmeliydi. ancak verilmedi, verilemezdi. bir kaç gün önceki ışıtan gün'ün açıklamalarıyla her şey ayan beyan ortadaydı.
gelelim yönetim boyutuna...
mobbingin kralı yapılıyordu fatih hoca'ya.
hoca sayesinde seçim kazananlar, amacına ulaştıktan sonra savaş baltalarını çıkarmıştı.
burak başkan...
ben kesinlikle kendisinin belli çevrelerce korkutulduğuna, sindirildiğine inanıyorum.
"uzun uzun" yazmaya gerek yok. türkiye'deki en iyi korku yönteminin göklerin verdiği karar olduğu konusunda hem fikiriz.
burak elmas'ı savunmuyorum ancak;
ben sistemi değiştireceğim söylemlerinde bunun altını akılcı bir şekilde dolduran bir insan, kulübüne açık açık saldırılmasına tek bir kelime edemeyip, üstüne teşekkür etme noktasına kolay kolay gelemez. (2-3 gün önceki kulüp basın açıklaması)
bir yönetim en etkili bir kaç üyesini rezan epözdemir vb. 6 ayda kaybedemez.
florya artık istediğiniz gibi sizin. bakalım nasıl yöneteceksiniz. umarım tarihi hatalar alarak, geleceğimizi çalmazsınız.
kısa ve net terim rüzgarıyla geldiniz, fırtınasıyla gideceksiniz. çünkü size gelecek eleştirelerin paravanını kaldırdınız, pencereyi sonuna kadar açtınız. onu kucaklamakta artık size düşüyor.
sürçü lisan ettiysek affola.
zorlu sevdam hoşçakal. 2004 kışı, 2013 sonbaharı gibi.
ek olarak:
https://twitter.com/...272995135299585?s=20
https://twitter.com/...468122311106561?s=20
arada bir hafta bile yok. bu kulüp bizanstan ötedir. saha sadece görünen yüzüdür.
bu durumun buralara gelmesinde "yardımcı" olan bütün "servet" düşkünlerine selametle...
edit: imla
"zorlu sevdam hoşçakal"
çocukluk kahramanımın, ailemden sonra beni en çok mutlu eden insana bundan daha güzel bir tabir bende yok.
hep şunu anlattık durduk. galatasaray'da kulübün iç siyaseti, birçok ülkenin güncel siyasetinden daha zordur.
ben bu ayrılığa iki taraf açısından da yaklaşacağım.
fatih terim...
belki aramızda sevmeyenimiz bile vardır, ancak saygı duymamak art niyetten öteye gitmez.
fatih hocam son birkaç yılda önceden olduğu gibi kulüp siyasetinin bir konusu değil tam bir aktörü oldu.
eski ve yeni yönetimler fatih hoca'nın tabiri caizse dişine göre değildi. sıkıntılarını medya önünde dile getirmekten hiç çekinmedi, aksine bazen cephe aldığını herkeze ilan etti.
bunun sıkıntısı ne mi oldu?
hoca birkaç senede ciddi manada saha içine olan konsantrasyon ve yeteneklerini bir tarafa bırakıp resmen kulüp siyasetine aktif rol oynadı. akıl oyunlarını hep bu yöne kaydırdı. başkanlar ve yöneticilerle didişmeler değil kastım. resmen çoğu zaman bence haklı sebeplerden savaşını hep kendisini sindiremeyenlere, varlığını kulüp içinde bir tehdit olarak görenlere, "o varsa istediğimiz gibi at koşturamayız" diyenlere çevirdi.
enerji bu tarafa kayınca tff ve organizasyon çocukarına gün doğdu. ağzını açsa yediği zekaları hepimiz hatırlıyoruz.
yıprandı, yıpratıldı ve son zamanlarda bütün bunları hep kendi göğüsledi.
çoğu zaman sahadan koptu koskoca ülke futboluna yön veren terim. antrenörlük yeteneklerinden çok çoğu zaman liderlik vasıflarını ön plana çıkardı. her ne kadar saha içi ikisinede muhtaç olsada, son zamanlarda özellikle genç hocalara karşı bir panzehir bulamadı.
formsuzdu;
19 mart 2021 galatasaray çaykur rizespor maçında galatasaray kah bireysel hatalarla, kah başka sebeplerle bir ilki yaşadı, terim oyun olarak değil, plan olarak maçı kaybetmişti ne denediyse olmadı.
has keza 3 nisan 2021 hatayspor galatasaray maçında öyle bir galatasaray izledik ki belkide hocamın başında olduğu dönemde gördüğüm en kötü maçıydı. o maçta da şener başka bir yerde, ömer başka bir yerde derken kaçınılmaz son yaşanmıştı.
2 yıldır oturmayan kadro tercihleri,
aynı şekilde takımın bir türlü forvetinin belli olmayışı,
aygır gibi gelen futbolcuların her ne oluyorsa hem formdan hem kondisyondan düşmesi (bkz: mostafa mohamed ahmed),
(adam geldiğinde 5 maç yardırdı, sonra kendi yarı alanında faul almaya çalışan futbolculara döndü)
babel, ömer gibi adamlardan vazgeçmemesi,
arda transferi,
teknik ekibin yetersizliği derken süreç buralara geldi...
teknik ekip konusu çok hassas bir konu olmalı ki hoca elini verse kolunu kapacaklarını düşündü ve doğal olarak satrancı kaybetmemek için ne necati'den ne de selçuk'tan vazgeçmedi.
2021-2022 sezonunda performans olarak fatih hoca değil de başkası olsa 10 kere gönderilmişti, ancak ben kendisinin takımı getirdiği bu durumdan yine kendisinin çıkaracağı hususuna emindim. bu süreç biraz ara veren sevgililer gibi kendisine yarar. ne kadar üzülsemde kendisi adına seviniyorum. biraz dinlenmek, belki eskisinden daha güçlü dönmenin anahtarıdır. işin özü en azından bu şans kendisine verilmeliydi. ancak verilmedi, verilemezdi. bir kaç gün önceki ışıtan gün'ün açıklamalarıyla her şey ayan beyan ortadaydı.
gelelim yönetim boyutuna...
mobbingin kralı yapılıyordu fatih hoca'ya.
hoca sayesinde seçim kazananlar, amacına ulaştıktan sonra savaş baltalarını çıkarmıştı.
burak başkan...
ben kesinlikle kendisinin belli çevrelerce korkutulduğuna, sindirildiğine inanıyorum.
"uzun uzun" yazmaya gerek yok. türkiye'deki en iyi korku yönteminin göklerin verdiği karar olduğu konusunda hem fikiriz.
burak elmas'ı savunmuyorum ancak;
ben sistemi değiştireceğim söylemlerinde bunun altını akılcı bir şekilde dolduran bir insan, kulübüne açık açık saldırılmasına tek bir kelime edemeyip, üstüne teşekkür etme noktasına kolay kolay gelemez. (2-3 gün önceki kulüp basın açıklaması)
bir yönetim en etkili bir kaç üyesini rezan epözdemir vb. 6 ayda kaybedemez.
florya artık istediğiniz gibi sizin. bakalım nasıl yöneteceksiniz. umarım tarihi hatalar alarak, geleceğimizi çalmazsınız.
kısa ve net terim rüzgarıyla geldiniz, fırtınasıyla gideceksiniz. çünkü size gelecek eleştirelerin paravanını kaldırdınız, pencereyi sonuna kadar açtınız. onu kucaklamakta artık size düşüyor.
sürçü lisan ettiysek affola.
zorlu sevdam hoşçakal. 2004 kışı, 2013 sonbaharı gibi.
ek olarak:
https://twitter.com/...272995135299585?s=20
https://twitter.com/...468122311106561?s=20
arada bir hafta bile yok. bu kulüp bizanstan ötedir. saha sadece görünen yüzüdür.
bu durumun buralara gelmesinde "yardımcı" olan bütün "servet" düşkünlerine selametle...
edit: imla
