1
(bkz: ne dediler/#3300870).
https://m.youtube.com/watch?v=1VhHliZkAtM
--- alıntı ---
"kalıcı çözümler, uzun vadeli doğruları yapmaktan geçer. bu doğrular çoğu zaman kısa vadeli beklentilerle çelişir; ama günü kurtarmak, bugün alkışlanmak uğruna galatasaray’ın yarınlarını riske atmayacağız."
--- alıntı ---
bu ifadeden yönetimin strateji ve taktik anlamında bir çözümlemesi olduğunu anlıyoruz. stratejiye ulaşmak için nesnel şartlara göre taktikler belirlemek ve uygulamak gerekir. yönetimin açıklaması çerçevesindeki strateji ve taktikler irdelenmeye muhtaçtır.
--- alıntı ---
"federasyonun hem yapısal hem kişilerden kaynaklı sorunlarının elbette farkındayız. bunları ilgili bütün zeminlerde dile getiriyor, çözmek için azami çabayı sarf ediyoruz. elbette galatasaray’ın hakkının yendiği noktalarda müdahil oluyor ve hakkımızı arıyoruz. daha da önemlisi kimsenin hakkının yenmediği bir futbol düzeni için mücadele veriyoruz. bu mücadelenin zeminleri hukuktur, insan ilişkileridir, diplomasidir, gerekirse siyasettir; ama ekranlar veya mikrofonların önü değildir. galatasaray spor kulübü doğru zeminlerde bu mücadeleyi en güçlü şekilde verecek birikime sahiptir ve zaten vermektedir. biz mikrofonlar önünde sesimizi yükselttik veya çok sert ifadeler kullandık diye galatasaray’ın hakkını aranmış olmayacağını bilecek tecrübede yöneticileriz. ayrıca sırf kitlelere hoş gözükmek, bir şey yapıyormuş gözüküp göz boyamak için hiçbir faydası olmayacak kavgacı üslubu benimseyecek basitlikte insanlar değiliz. bunu ne kendimize ne galatasaray’a yakışırız. eğer bugün mikrofonların önünde yüksek sesle ve tehditkâr bir üslupla konuşmuyorsak bir şey yapmadığımızdan değil, aksine sahici bir mücadele verdiğimizdendir. sahici mücadeleler sadece güç değil diplomasi de gerektirir. bu da ekranlarda konuşarak olmaz. kitlelere hoş görünmek için ekranlarda ses yükseltmek, mücadelede havlu atmaktır. biz havlu atmadık! mücadelemize devam ediyoruz. günün birinde havlu atarsak da bunu saklayarak ekranlarda göz boyamaya çalışarak değil, havlu attığımızı galatasaray camiasıyla açıkça paylaşacak tıynette insanlar olduğumuza inanıyorum.”
--- alıntı ---
hukuk, insan ilişkileri, diplomasi tamam da siyaset zemini dediğiniz tam olarak ekranlar ve mikrofonların önüdür. "dünya ölçeğinde büyük bir sivil toplum örgütü" gücünü taraftarından alır. taraftarın mevcut yönetime tepkisi de sürece dahil edilmedikleri içindir. hukuk, insan ilişkileri ve diplomasi diyorsanız taraftar sonuç görmek ister. eğer ortada sonuç yoksa, yapılması gereken sivil toplum örgütlerinin biricik yaptırım gücü olan toplumsal baskıyı örgütlemektir. taraftar hedefsiz durumda. tepkisini de bu yüzden yönetime gösteriyor. oysa doğru zamanda yapılacak sevk ve idare ile hem taraftar hem de takım bu halde olmayabilirdi. yönetim, en büyük gücü olan taraftarı yönetemediği için başarısızdır.
--- alıntı ---
"geçtiğimiz günlerde kadına şiddete dikkat çekmek ve karşı durmak için fenerbahçe ile yaptığımız kadın futbol dostluk maçı, türk sporunda son zamanlarda atılmış en güzel adımlardan biriydi. ne yazık maçın skoru, maçı vermesini hedeflediğimiz mesajın önüne geçti. daha da yazık olan, bu çok değerli proje, fenerbahçe’nin bir yöneticisinin galatasaray’a dair maç sonrasındaki yakışıksız sözleriyle gölgelendi. kendileri bunun aile içindeki sohbette yaşanan bir dil sürçmesi olduğunu beyan ettiler. elbette ki beyanları esastır. bir rakibimizin aile içi üslubunu değerlendirmek de bize düşmez."
--- alıntı ---
tertemiz formayla çıktığımız maçta, saha çamur olduğu için kirleniyoruz. rakibinizin size çamur sıçratmasını önlemek için önce çamur olan sahayı düzeltmelisiniz. sonuç olarak, gerçeklerden kopuk bir organizasyon sonucu galatasaray zarar görmüştür. bu zararı göz ardı edip "aile içi üslubu değerlendirmek bize düşmez" ifadesi talihsizdir. arda'nın aile içi üslubunun sonucunu biliyoruz. bu nesnel durum ortadayken bizim iyi niyetimiz maalesef en yalın haliyle saflık oluyor. "beyanları esastır" değerlendirmesi ise felaket. her yeni yönetimle fener'i yeniden mi keşfedeceğiz? bizim kurumsal hafızamız yok mu? düşmanlar unutmuyor, affetmiyor. fenerbahçe'nin beyanlarına itibar edilmeyecek bir camia olduğu umarım bu kez anlaşılmıştır. kurumsal hafızayı yönetim değil, taraftar taşıdığı için yönetim başarısızdır.
--- alıntı ---
"geçenlerde genç bir taraftarımızın sosyal medyada bana sevimli bir takılması oldu. ‘abi sen git norveç’te yöneticilik yap’ dedi. nasıl bir norveç algısı olduğunu bilmediğimden bu ülke özelinde bir yorum yapmayacağım. ben ve çalışma arkadaşlarım dilersek norveç’te yaşayabilir ve orada yöneticilik de yapabilirdik. bunu türkiye’de yapmayı tercih ettik. çünkü çok sevdiğimiz memleketimizin spor ikliminin dünyanın gelişmiş ülkelerinden eksiği olmamasının heyecanını taşıyoruz. o sevgili kardeşime diyorum ki, ‘biz sizin ya da evlatlarınızın norveç’e özenmeyeceği bir türk sporu için yola koyulduk.’"
--- alıntı ---
taraftarın "norveç" eleştirisinin anlaşılmamış olması üzücü. taraftar çok basit bir gerçeği çok güzel bir örnekle ifade etmiş oysa: türkiye norveç değil! nutuk şu cümleyle başlar: “1919 senesi mayısı’nın 19. günü samsun’a çıktım. vaziyet ve manzara-i umumiye..." büyük devrimci* önce içinde bulunduğumuz durumun tahlilini yapar ondan sonra çözümü uygular. bulunduğunuz zamanı ve mekanı tanımadan yönetemezsiniz. stratejiye ulaşmak için birçok taktik vardır ama size uygun olanı seçmelisiniz. türkiye de hindistan da ulusal kurtuluş mücadelesi vermiştir. ama biz savaşarak, onlar direnerek başarılı olmuştur. taraftar norveç'e özenmiyor; norveç olmadığımızı biliyor. yönetimin de yapması gereken galatasaray'ı türkiye şartlarına uygun şekilde yönetmektir. taraftarın gördüğünü, yönetim göremediği için yönetim başarısızdır.
--- alıntı ---
uzun soluklu bir mücadele, bir bayrak yarışı olduğunun farkındayız. geçtiğimiz günlerde bir yönetim kurulu toplantısında başkanımızın ifade ettiği gibi galatasaray için uzun vadeli doğruları yapmak durumundayız. eminiz galatasaray camiası bunu takdir edecektir. bugün etmese yarın edecektir. istikbalde bugünlerin tarihi yazıldığında hakkımızda türk sporunda farklı ve güzel bir şeyler yapmaya çalışmışlar denirse bu da evlatlarımıza bırakacağımız en büyük manevi miras olacaktır."
--- alıntı ---
satranç ustası savielly tartakower "taktik yapacak bir şey olduğunda ne yapacağını bilmektir; strateji, yapacak bir şey olmadığında ne yapacağını bilmektir." der. mevcut yönetimin strateji ve taktik anlayışını ise ünlü bir türk askerlik deyişi anlatıyor:
"yapacak bir şey yok!"
"güzel bir şeyler yapmaya çalışmak" galatasaray'a yetmez. tarih de zaten yapmaya çalışanları değil, yapanları yazar.
https://m.youtube.com/watch?v=1VhHliZkAtM
--- alıntı ---
"kalıcı çözümler, uzun vadeli doğruları yapmaktan geçer. bu doğrular çoğu zaman kısa vadeli beklentilerle çelişir; ama günü kurtarmak, bugün alkışlanmak uğruna galatasaray’ın yarınlarını riske atmayacağız."
--- alıntı ---
bu ifadeden yönetimin strateji ve taktik anlamında bir çözümlemesi olduğunu anlıyoruz. stratejiye ulaşmak için nesnel şartlara göre taktikler belirlemek ve uygulamak gerekir. yönetimin açıklaması çerçevesindeki strateji ve taktikler irdelenmeye muhtaçtır.
--- alıntı ---
"federasyonun hem yapısal hem kişilerden kaynaklı sorunlarının elbette farkındayız. bunları ilgili bütün zeminlerde dile getiriyor, çözmek için azami çabayı sarf ediyoruz. elbette galatasaray’ın hakkının yendiği noktalarda müdahil oluyor ve hakkımızı arıyoruz. daha da önemlisi kimsenin hakkının yenmediği bir futbol düzeni için mücadele veriyoruz. bu mücadelenin zeminleri hukuktur, insan ilişkileridir, diplomasidir, gerekirse siyasettir; ama ekranlar veya mikrofonların önü değildir. galatasaray spor kulübü doğru zeminlerde bu mücadeleyi en güçlü şekilde verecek birikime sahiptir ve zaten vermektedir. biz mikrofonlar önünde sesimizi yükselttik veya çok sert ifadeler kullandık diye galatasaray’ın hakkını aranmış olmayacağını bilecek tecrübede yöneticileriz. ayrıca sırf kitlelere hoş gözükmek, bir şey yapıyormuş gözüküp göz boyamak için hiçbir faydası olmayacak kavgacı üslubu benimseyecek basitlikte insanlar değiliz. bunu ne kendimize ne galatasaray’a yakışırız. eğer bugün mikrofonların önünde yüksek sesle ve tehditkâr bir üslupla konuşmuyorsak bir şey yapmadığımızdan değil, aksine sahici bir mücadele verdiğimizdendir. sahici mücadeleler sadece güç değil diplomasi de gerektirir. bu da ekranlarda konuşarak olmaz. kitlelere hoş görünmek için ekranlarda ses yükseltmek, mücadelede havlu atmaktır. biz havlu atmadık! mücadelemize devam ediyoruz. günün birinde havlu atarsak da bunu saklayarak ekranlarda göz boyamaya çalışarak değil, havlu attığımızı galatasaray camiasıyla açıkça paylaşacak tıynette insanlar olduğumuza inanıyorum.”
--- alıntı ---
hukuk, insan ilişkileri, diplomasi tamam da siyaset zemini dediğiniz tam olarak ekranlar ve mikrofonların önüdür. "dünya ölçeğinde büyük bir sivil toplum örgütü" gücünü taraftarından alır. taraftarın mevcut yönetime tepkisi de sürece dahil edilmedikleri içindir. hukuk, insan ilişkileri ve diplomasi diyorsanız taraftar sonuç görmek ister. eğer ortada sonuç yoksa, yapılması gereken sivil toplum örgütlerinin biricik yaptırım gücü olan toplumsal baskıyı örgütlemektir. taraftar hedefsiz durumda. tepkisini de bu yüzden yönetime gösteriyor. oysa doğru zamanda yapılacak sevk ve idare ile hem taraftar hem de takım bu halde olmayabilirdi. yönetim, en büyük gücü olan taraftarı yönetemediği için başarısızdır.
--- alıntı ---
"geçtiğimiz günlerde kadına şiddete dikkat çekmek ve karşı durmak için fenerbahçe ile yaptığımız kadın futbol dostluk maçı, türk sporunda son zamanlarda atılmış en güzel adımlardan biriydi. ne yazık maçın skoru, maçı vermesini hedeflediğimiz mesajın önüne geçti. daha da yazık olan, bu çok değerli proje, fenerbahçe’nin bir yöneticisinin galatasaray’a dair maç sonrasındaki yakışıksız sözleriyle gölgelendi. kendileri bunun aile içindeki sohbette yaşanan bir dil sürçmesi olduğunu beyan ettiler. elbette ki beyanları esastır. bir rakibimizin aile içi üslubunu değerlendirmek de bize düşmez."
--- alıntı ---
tertemiz formayla çıktığımız maçta, saha çamur olduğu için kirleniyoruz. rakibinizin size çamur sıçratmasını önlemek için önce çamur olan sahayı düzeltmelisiniz. sonuç olarak, gerçeklerden kopuk bir organizasyon sonucu galatasaray zarar görmüştür. bu zararı göz ardı edip "aile içi üslubu değerlendirmek bize düşmez" ifadesi talihsizdir. arda'nın aile içi üslubunun sonucunu biliyoruz. bu nesnel durum ortadayken bizim iyi niyetimiz maalesef en yalın haliyle saflık oluyor. "beyanları esastır" değerlendirmesi ise felaket. her yeni yönetimle fener'i yeniden mi keşfedeceğiz? bizim kurumsal hafızamız yok mu? düşmanlar unutmuyor, affetmiyor. fenerbahçe'nin beyanlarına itibar edilmeyecek bir camia olduğu umarım bu kez anlaşılmıştır. kurumsal hafızayı yönetim değil, taraftar taşıdığı için yönetim başarısızdır.
--- alıntı ---
"geçenlerde genç bir taraftarımızın sosyal medyada bana sevimli bir takılması oldu. ‘abi sen git norveç’te yöneticilik yap’ dedi. nasıl bir norveç algısı olduğunu bilmediğimden bu ülke özelinde bir yorum yapmayacağım. ben ve çalışma arkadaşlarım dilersek norveç’te yaşayabilir ve orada yöneticilik de yapabilirdik. bunu türkiye’de yapmayı tercih ettik. çünkü çok sevdiğimiz memleketimizin spor ikliminin dünyanın gelişmiş ülkelerinden eksiği olmamasının heyecanını taşıyoruz. o sevgili kardeşime diyorum ki, ‘biz sizin ya da evlatlarınızın norveç’e özenmeyeceği bir türk sporu için yola koyulduk.’"
--- alıntı ---
taraftarın "norveç" eleştirisinin anlaşılmamış olması üzücü. taraftar çok basit bir gerçeği çok güzel bir örnekle ifade etmiş oysa: türkiye norveç değil! nutuk şu cümleyle başlar: “1919 senesi mayısı’nın 19. günü samsun’a çıktım. vaziyet ve manzara-i umumiye..." büyük devrimci* önce içinde bulunduğumuz durumun tahlilini yapar ondan sonra çözümü uygular. bulunduğunuz zamanı ve mekanı tanımadan yönetemezsiniz. stratejiye ulaşmak için birçok taktik vardır ama size uygun olanı seçmelisiniz. türkiye de hindistan da ulusal kurtuluş mücadelesi vermiştir. ama biz savaşarak, onlar direnerek başarılı olmuştur. taraftar norveç'e özenmiyor; norveç olmadığımızı biliyor. yönetimin de yapması gereken galatasaray'ı türkiye şartlarına uygun şekilde yönetmektir. taraftarın gördüğünü, yönetim göremediği için yönetim başarısızdır.
--- alıntı ---
uzun soluklu bir mücadele, bir bayrak yarışı olduğunun farkındayız. geçtiğimiz günlerde bir yönetim kurulu toplantısında başkanımızın ifade ettiği gibi galatasaray için uzun vadeli doğruları yapmak durumundayız. eminiz galatasaray camiası bunu takdir edecektir. bugün etmese yarın edecektir. istikbalde bugünlerin tarihi yazıldığında hakkımızda türk sporunda farklı ve güzel bir şeyler yapmaya çalışmışlar denirse bu da evlatlarımıza bırakacağımız en büyük manevi miras olacaktır."
--- alıntı ---
satranç ustası savielly tartakower "taktik yapacak bir şey olduğunda ne yapacağını bilmektir; strateji, yapacak bir şey olmadığında ne yapacağını bilmektir." der. mevcut yönetimin strateji ve taktik anlayışını ise ünlü bir türk askerlik deyişi anlatıyor:
"yapacak bir şey yok!"
"güzel bir şeyler yapmaya çalışmak" galatasaray'a yetmez. tarih de zaten yapmaya çalışanları değil, yapanları yazar.