Kariyer Sonu364
adnan polat ve adnan sezgin’in önderliğindeki yönetimin yaptığı ender doğru işlerden birisi bu adamı 6.5 milyon euro’ya satmaktı. şimdi üzerinden 11 seneden fazla geçince pek hatırlanmıyor ve o dönem bir avrupa kupası arefesi öncesi satılmasını saçma buluyorlar ama, gerçekten hiçbir yaraya merhem olmayan, kağnı gibi bir futbolcuydu. malum hamburg maçlarının ikisinde de oynamamıştı, hani 2-0’dan dönen maçta turu verişimizi kendisinin yokluğuna bağlayanlara hatırlatmak gerekir. deplasmanda 1-1 biten maçta emre ve hakan tandemiyle çıkmış, gayet iyi giden maçta beraberlik golünden hemen sonra emre’nin kırmızı kartıyla 10 kişi kalmıştık. zaten kewell’ın stoper oynama mevzusu da burdan çıktı, yoksa emre ve hakan ikilisi ali sami yen’deki maçta da oynarlardı.
en başta demek isteyip de detay aktarmaktan atladığım şeyi de söyleyeyim, kendinin yokluğuyla hamburg maçlarını kaybetmedik. son yarım saat yaşadığımız rehavet ve konsantrasyon kaybının -ki meira’da geldiğinden bu yana bu konsantrasyon problemi had safhadaydı- üzerine bir de de sanctis’in bir güzel sıçışıyla 3 dakikada turu veriyor durumuna gelmiştik. ne kewell, ne hakan o dakikaya kadar kötüydü zaten.
demem odur ki, meira olsaydı da bu sebepten ötürü biz yine elenirdik. satışı o dönem şartlarında gayet iyi bir ücret karşılığı olmuştu. tabi stoper eksikliği çeken bir takım için, özellikle sonrasını da düşündüğümüzde büyük bir planlama hatası olduğu çok aşikar. ancak oyuncu özelinde baktığınızda zaten adam akıllı verim alamadığınız, soru işaretlerinin çok olduğu bir isimdi. aynı sezon birçok maçta, hele ki yüzünde maskeyle oynamasına rağmen servet çetin harika maçlar çıkarmıştır mesela. ki ona da meira’nın satışının birkaç ay sonrası 8-9 milyon euro civarı teklifler vardı, marsilya ve diğer fransız kulüpleri tarafından. başkanları öldükten sonra transfer işi yatmıştı, yoksa servet’ten çok iyi vurgun yapmaya ramak kalmıştı.
meira’ya dönelim. çok ağır ve ara ara konsantrasyon kaybı yaşayan, ancak özellikle arda ve baros’a gayet güzel derin toplar çıkarabilen, bana göre chedjou’nun hava toplarında biraz daha kötüsü, ancak ayağı daha iyi olan versiyonuydu. hatta skibbe bu özelliğinden dolayı tıpkı mustafa denizli’nin chedjou’yu oynattığı gibi bazı maçlarda ön libero oynatmıştı. yaklaşık 7-8 ay kadar kaldığı galatasaray’a maliyetinden çok daha fazlasını kazandıran yabancı oyunculardan birisi olmuştur.
en başta demek isteyip de detay aktarmaktan atladığım şeyi de söyleyeyim, kendinin yokluğuyla hamburg maçlarını kaybetmedik. son yarım saat yaşadığımız rehavet ve konsantrasyon kaybının -ki meira’da geldiğinden bu yana bu konsantrasyon problemi had safhadaydı- üzerine bir de de sanctis’in bir güzel sıçışıyla 3 dakikada turu veriyor durumuna gelmiştik. ne kewell, ne hakan o dakikaya kadar kötüydü zaten.
demem odur ki, meira olsaydı da bu sebepten ötürü biz yine elenirdik. satışı o dönem şartlarında gayet iyi bir ücret karşılığı olmuştu. tabi stoper eksikliği çeken bir takım için, özellikle sonrasını da düşündüğümüzde büyük bir planlama hatası olduğu çok aşikar. ancak oyuncu özelinde baktığınızda zaten adam akıllı verim alamadığınız, soru işaretlerinin çok olduğu bir isimdi. aynı sezon birçok maçta, hele ki yüzünde maskeyle oynamasına rağmen servet çetin harika maçlar çıkarmıştır mesela. ki ona da meira’nın satışının birkaç ay sonrası 8-9 milyon euro civarı teklifler vardı, marsilya ve diğer fransız kulüpleri tarafından. başkanları öldükten sonra transfer işi yatmıştı, yoksa servet’ten çok iyi vurgun yapmaya ramak kalmıştı.
meira’ya dönelim. çok ağır ve ara ara konsantrasyon kaybı yaşayan, ancak özellikle arda ve baros’a gayet güzel derin toplar çıkarabilen, bana göre chedjou’nun hava toplarında biraz daha kötüsü, ancak ayağı daha iyi olan versiyonuydu. hatta skibbe bu özelliğinden dolayı tıpkı mustafa denizli’nin chedjou’yu oynattığı gibi bazı maçlarda ön libero oynatmıştı. yaklaşık 7-8 ay kadar kaldığı galatasaray’a maliyetinden çok daha fazlasını kazandıran yabancı oyunculardan birisi olmuştur.
