322
gereksiz puan kaybı yaptığımız maç. hakem kararları maçın önüne geçmiş olabilir ancak bana kalırsa kötü oynadığımız bir gerçek. kadromuzda aman aman eksikler olmamasına rağmen kendi evimizde altay'ı mağlup edemiyorsak ve bunu hakeme bağlıyorsak ben bu takımın şampiyonluğu daha çok bekleyeceğini düşünüyorum.
kabul, cüneyt çakır son dakikada resmen 2 puanımızı aldı. ama maçı kusursuz yönetmiş olsaydı da bariz bir üstünlük koyarak yenebilecek miydik? çok ortalama bir lig maçında dahi ortaya ne oyun olarak ne skor olarak bir üstünlük koyamıyoruz. topla %65 oynamış olabiliriz ama bu zaten allah'ın emri her anadolu takımı otobüs çekiyor ve bizim topla oynamamıza müsaade ediyor. modern futbolda zaten topla oynama da bir kriter değil bana kalırsa.
bakın, derbilerde hakem kararları özellikle kafa kafaya giden maçlarda hayati rol oynar. 21 kasım 2021 galatasaray fenerbahçe maçında olduğu gibi. ama bu çok sıradan bir lig maçı. hakem isterse daha da ileri gitsin. aleni bir şekilde bize karşı çalışsın. galatasaray futbol takımının karşısındaki anadolu takımını da kötü niyetle gelen hakemleri de eze eze yenmesi lazım. başka şansı yok. bu takımın genlerinde bu var. şu saçma sapan maçta bile hakemden adil ve tarafsız olma noktasında medet umuyorsak ben bir şey demiyorum. hakem isterse 10 tane haksız penaltı versin rakibe sen 11 tane gol atacaksın. golünü mü iptal etti bir tane daha atacaksın. galatasaray futbol takımı eskiden hakemi de yenerdi. ne maçlar gördük biz. sanki bu hakem oyunları dün yoktu da bugün ortaya çıktı gibi davranmayı bırakmalıyız. bu saçmalıklar 2012-2013 sezonunda da çok başımıza geldi. ama o zamanlar oynadığı oyunla hakemi de rakibi de ezen bir galatasaray vardı. her şeyden önce tüm bu saçmalıklara karşı cesur futbol oynatan cesur bir hoca vardı. hiçbir güç de o dönem oynadığımız oyunu sabote edemezdi hem de daha güçlü rakiplere karşı oynardık bu oyunu. şimdi sıradan bir anadolu takımıyla oynadığımız maçta bile aciz duruma düşüyoruz. neymiş malatya'da emre'ye yapılan müdahale penaltıymış. evet, öyle. net penaltı. ama koskoca galatasaray futbol takımının, fatih terim'in kaleye otobüs çeken malatya'yı yenmesi için o penaltıya ihtiyacı mı var?
maçın kendimce analizini yapmak istiyorum. öncelikle, çok kopuk oynayan bir hücum hattı vardı. bunun da başlıca sebebi bana kalırsa bağlantı oyunu oynayabilen santrfor eksikliği. mostafa mohamed ahmed rakip savunma çizgisinden asla ama asla geri gelmedi. oralarda uzun top kovaladı ama nafile. savunma ve hücumun birbirinden haberi yoktu. marcao, nelsson falan geride top çeviriyor kısa kısa paslarla. mohamed de ileride uzun top bekliyor. zaten adamlar kaleye otobüs çekmiş, koşu mesafen çok kısa. hadi diyelim sana uzun top attılar -ki bir pozisyonda yaşandı- top kesin ceza sahasına geliyor onu da kaleci alıyor. altay savunması o kadar derin kurulmuştu ki santrforumuza koşu mesafesi bırakmadılar ama yine de santrforumuz ara pas bekledi orada. bir anda sahanın boyuna genişleyerek koşu mesafesi kazanmayı mı umuyordu bilmiyorum. bir pozisyonda istediği ara pas geldi. koşu mesafesi de fena sayılmazdı. onda da 40 yaşındaki stoperi bire birde geçemedin. burada yaşı vurgulamamın sebebi futbolcuların yaşlandıkça ağırlaşmasıdır. mohamed mi 40 yaşındaydı ibrahim özdemir mi emin değilim. ibrahim o pozisyonda çok güzel mücadele etti hakkını yiyemem ama mohamed maçın başından beri beklediği pozisyonu yakalamışken tüm o fiziksel üstünlüğüne rağmen tehlike yaratamadıysan sen bu takımın santrforu olamazsın kusura bakma. bomboş pozisyonda da rövaşata denemesi cabası. 40 yaşındaki stopere koşu olarak bile üstünlük kuramayan adam jeneriklik gol atmaya kalkışıyor. ne güzel!
bana kalırsa bu takımın 1. santrforu mbaye diagne olmalıdır. geçtiğimiz senelerde bağlantı oyunu onda da çok eksikti ama bu sene gerçekten çok iyi oynuyor ve bitiriciliği de daha yüksek. diagne'yi oyuna girdikten sonra sık sık orta sahaya pas istemeye gelirken gördüm. bu hareketi rakip savunmanın da dengesini bozuyor, kanat oyuncularına alan açıyor. kapanan savunmayı stoperlerin arasında bekleyerek aşamazsınız.
son olarak taylan antalyalı'ya değinmek istiyorum. taylan'a bu maç için verilen görev tam olarak neydi, ne yapmaya çalıştı, ne yaptı, ne yapamadı hiçbir şey anlayamadım. biz onu stoperlerin arasına girip oyun kurarken görmeye alışmıştık. ama bu görev berkan kutlu'ya verilmişti bugün. taylan tam olarak ne oynadı bilmiyorum. oyunun savunma kısmında da kurulum kısmında da hücum kısmında da ortalıkta yoktu. kendisine verilen görev hayalet libero falansa başarıyla yerine getirdi.
kabul, cüneyt çakır son dakikada resmen 2 puanımızı aldı. ama maçı kusursuz yönetmiş olsaydı da bariz bir üstünlük koyarak yenebilecek miydik? çok ortalama bir lig maçında dahi ortaya ne oyun olarak ne skor olarak bir üstünlük koyamıyoruz. topla %65 oynamış olabiliriz ama bu zaten allah'ın emri her anadolu takımı otobüs çekiyor ve bizim topla oynamamıza müsaade ediyor. modern futbolda zaten topla oynama da bir kriter değil bana kalırsa.
bakın, derbilerde hakem kararları özellikle kafa kafaya giden maçlarda hayati rol oynar. 21 kasım 2021 galatasaray fenerbahçe maçında olduğu gibi. ama bu çok sıradan bir lig maçı. hakem isterse daha da ileri gitsin. aleni bir şekilde bize karşı çalışsın. galatasaray futbol takımının karşısındaki anadolu takımını da kötü niyetle gelen hakemleri de eze eze yenmesi lazım. başka şansı yok. bu takımın genlerinde bu var. şu saçma sapan maçta bile hakemden adil ve tarafsız olma noktasında medet umuyorsak ben bir şey demiyorum. hakem isterse 10 tane haksız penaltı versin rakibe sen 11 tane gol atacaksın. golünü mü iptal etti bir tane daha atacaksın. galatasaray futbol takımı eskiden hakemi de yenerdi. ne maçlar gördük biz. sanki bu hakem oyunları dün yoktu da bugün ortaya çıktı gibi davranmayı bırakmalıyız. bu saçmalıklar 2012-2013 sezonunda da çok başımıza geldi. ama o zamanlar oynadığı oyunla hakemi de rakibi de ezen bir galatasaray vardı. her şeyden önce tüm bu saçmalıklara karşı cesur futbol oynatan cesur bir hoca vardı. hiçbir güç de o dönem oynadığımız oyunu sabote edemezdi hem de daha güçlü rakiplere karşı oynardık bu oyunu. şimdi sıradan bir anadolu takımıyla oynadığımız maçta bile aciz duruma düşüyoruz. neymiş malatya'da emre'ye yapılan müdahale penaltıymış. evet, öyle. net penaltı. ama koskoca galatasaray futbol takımının, fatih terim'in kaleye otobüs çeken malatya'yı yenmesi için o penaltıya ihtiyacı mı var?
maçın kendimce analizini yapmak istiyorum. öncelikle, çok kopuk oynayan bir hücum hattı vardı. bunun da başlıca sebebi bana kalırsa bağlantı oyunu oynayabilen santrfor eksikliği. mostafa mohamed ahmed rakip savunma çizgisinden asla ama asla geri gelmedi. oralarda uzun top kovaladı ama nafile. savunma ve hücumun birbirinden haberi yoktu. marcao, nelsson falan geride top çeviriyor kısa kısa paslarla. mohamed de ileride uzun top bekliyor. zaten adamlar kaleye otobüs çekmiş, koşu mesafen çok kısa. hadi diyelim sana uzun top attılar -ki bir pozisyonda yaşandı- top kesin ceza sahasına geliyor onu da kaleci alıyor. altay savunması o kadar derin kurulmuştu ki santrforumuza koşu mesafesi bırakmadılar ama yine de santrforumuz ara pas bekledi orada. bir anda sahanın boyuna genişleyerek koşu mesafesi kazanmayı mı umuyordu bilmiyorum. bir pozisyonda istediği ara pas geldi. koşu mesafesi de fena sayılmazdı. onda da 40 yaşındaki stoperi bire birde geçemedin. burada yaşı vurgulamamın sebebi futbolcuların yaşlandıkça ağırlaşmasıdır. mohamed mi 40 yaşındaydı ibrahim özdemir mi emin değilim. ibrahim o pozisyonda çok güzel mücadele etti hakkını yiyemem ama mohamed maçın başından beri beklediği pozisyonu yakalamışken tüm o fiziksel üstünlüğüne rağmen tehlike yaratamadıysan sen bu takımın santrforu olamazsın kusura bakma. bomboş pozisyonda da rövaşata denemesi cabası. 40 yaşındaki stopere koşu olarak bile üstünlük kuramayan adam jeneriklik gol atmaya kalkışıyor. ne güzel!
bana kalırsa bu takımın 1. santrforu mbaye diagne olmalıdır. geçtiğimiz senelerde bağlantı oyunu onda da çok eksikti ama bu sene gerçekten çok iyi oynuyor ve bitiriciliği de daha yüksek. diagne'yi oyuna girdikten sonra sık sık orta sahaya pas istemeye gelirken gördüm. bu hareketi rakip savunmanın da dengesini bozuyor, kanat oyuncularına alan açıyor. kapanan savunmayı stoperlerin arasında bekleyerek aşamazsınız.
son olarak taylan antalyalı'ya değinmek istiyorum. taylan'a bu maç için verilen görev tam olarak neydi, ne yapmaya çalıştı, ne yaptı, ne yapamadı hiçbir şey anlayamadım. biz onu stoperlerin arasına girip oyun kurarken görmeye alışmıştık. ama bu görev berkan kutlu'ya verilmişti bugün. taylan tam olarak ne oynadı bilmiyorum. oyunun savunma kısmında da kurulum kısmında da hücum kısmında da ortalıkta yoktu. kendisine verilen görev hayalet libero falansa başarıyla yerine getirdi.