304
lakabı ''şifo'' olan eski bjk'li futbolcu/şimdinin işsiz antrenörü...
son gerçekle alakası olmayan 8-0 sıfır, averajla şampiyonluğu kaybettik zırvalarının sebebi galatasaray düşmanlığıdır.
bu galatasaray düşmanlığının sebebi, fbjk oluşumuna(dayanağı ve ortak paydası galatasaray düşmanlığı olan ahbap-çavuş basın/eski futbolcu/idareci oluşumu) yaranarak antrenörlük işleri bulması ve olaylı isviçre milli maçı sonrası attığı uçan tekme sonucu aforoz edilip onu kurtarmayan/feda eden/desteklemeyen fatih terime kin duymasıdır.
kendisi ile ortamda tanışıp konuşma imkanı bulmuştum.
biraz muhabbetten sonra kendisine,( çok temkinli, soruldukça konuşmayan ve efendi bir görüntüsü vardı.)
'' aktif futbolcuyken forvet oyuncusu olduğu ve gole yakın olduğu halde,
çalıştırdığı takımların, istanbul galatasaray deplasmanlarında son derece defansif,
oyunu yavaşlatan, seyir zevki son derece çirkin bir futbol oynattığını ve bir futbolsever olarak
bundan hiç hoşlanmadığımı söyledim ve neden böyle yapıyorsunuz ?'' diye sordum.
o da ( bire bir aynı ifadeler olmasa da ) , '' anadolu kulüplerini çalıştırırken çok büyük baskı altında olduklarını, eldeki kadrolarının ve bütçelerinin sınırlı olduğunu,
o deplasmanlarda kazanılan bir puanların takımlarını yıl sonunda kümede tuttuğunu, bunun da kent ekonomileri ve kendi devamlılıkları için önemli olduğunu,
bu yüzden bu futbolu bilinçli olarak bu futbolu oynattığını'' söyledi.
daha da üstelemedim.
daha sonra muhabbet yurt dışı kulüplerin yapılanmalarına geldi o ortamda.
orada enteresan şeyler söyledi . '' gordon milne kendisini antrenörlük stajını yapmak ve teknik kadroda yer almak üzere
newcastle united'a aldırdığını (takım isminde bir ihtimal yanılıyor olabilirim),
gelir gelmez kendisine orada oda verildiğini ve bu ciddiyetin türk kulüplerinde olmadığını '' söyledi.
ingiliz kulüplerinin futbol yapılanmaları ile ilgili bir dolu şey anlattı o zaman.
kısaca;
o kadar yıl beşiktaşta oynayıp, milne'nin, fatih terimin ve birçok başka antrenörle çalışıp,
üstelik bir ingiliz köklü kulübünde de teknik ekipte çalıştıktan sonra ,
hala ''kaleye otobüs çeken'' ve ''işsiz kaldıkça yalan yanlış zırvalarla pr yapan''
biri olarak kalmasının , artık kendi yetersizliği olduğunu görüyorum.
yoksa kapasite , olmuyor işte..
son gerçekle alakası olmayan 8-0 sıfır, averajla şampiyonluğu kaybettik zırvalarının sebebi galatasaray düşmanlığıdır.
bu galatasaray düşmanlığının sebebi, fbjk oluşumuna(dayanağı ve ortak paydası galatasaray düşmanlığı olan ahbap-çavuş basın/eski futbolcu/idareci oluşumu) yaranarak antrenörlük işleri bulması ve olaylı isviçre milli maçı sonrası attığı uçan tekme sonucu aforoz edilip onu kurtarmayan/feda eden/desteklemeyen fatih terime kin duymasıdır.
kendisi ile ortamda tanışıp konuşma imkanı bulmuştum.
biraz muhabbetten sonra kendisine,( çok temkinli, soruldukça konuşmayan ve efendi bir görüntüsü vardı.)
'' aktif futbolcuyken forvet oyuncusu olduğu ve gole yakın olduğu halde,
çalıştırdığı takımların, istanbul galatasaray deplasmanlarında son derece defansif,
oyunu yavaşlatan, seyir zevki son derece çirkin bir futbol oynattığını ve bir futbolsever olarak
bundan hiç hoşlanmadığımı söyledim ve neden böyle yapıyorsunuz ?'' diye sordum.
o da ( bire bir aynı ifadeler olmasa da ) , '' anadolu kulüplerini çalıştırırken çok büyük baskı altında olduklarını, eldeki kadrolarının ve bütçelerinin sınırlı olduğunu,
o deplasmanlarda kazanılan bir puanların takımlarını yıl sonunda kümede tuttuğunu, bunun da kent ekonomileri ve kendi devamlılıkları için önemli olduğunu,
bu yüzden bu futbolu bilinçli olarak bu futbolu oynattığını'' söyledi.
daha da üstelemedim.
daha sonra muhabbet yurt dışı kulüplerin yapılanmalarına geldi o ortamda.
orada enteresan şeyler söyledi . '' gordon milne kendisini antrenörlük stajını yapmak ve teknik kadroda yer almak üzere
newcastle united'a aldırdığını (takım isminde bir ihtimal yanılıyor olabilirim),
gelir gelmez kendisine orada oda verildiğini ve bu ciddiyetin türk kulüplerinde olmadığını '' söyledi.
ingiliz kulüplerinin futbol yapılanmaları ile ilgili bir dolu şey anlattı o zaman.
kısaca;
o kadar yıl beşiktaşta oynayıp, milne'nin, fatih terimin ve birçok başka antrenörle çalışıp,
üstelik bir ingiliz köklü kulübünde de teknik ekipte çalıştıktan sonra ,
hala ''kaleye otobüs çeken'' ve ''işsiz kaldıkça yalan yanlış zırvalarla pr yapan''
biri olarak kalmasının , artık kendi yetersizliği olduğunu görüyorum.
yoksa kapasite , olmuyor işte..