2
eski bayındırlık ve iskan bakanı, şimdiki spor bakanı. bundan önceki spor bakanı da şimdi adalet bakanı. daha öncekiler de bundan farksız değil, çok alakasız bir biçimde bakanlıklar arası geçiş gerçekleşmiş. dönelim bizi ilgilendiren kısıma;
malumunuz türkiye futbolun egemen olduğu, basketbolun futbola ekürilik yaptığı bir ülkedir. en populer iki spor olan bu branşlar zaten özerk olup kendi yağlarıyla kavrulabiliyorlar. sen spor bakanlığı olarak diğer branşlarda ne kadar başarılıysan o kadar başarılı işlere imza atmışsındır. diğer spor dallarında politikaların var mı, kaynak yaratabilmiş misin, sponsorları işin içine çekebilmiş misin ona bakarım ben. yoksa futbolda, basketbolda alınan başarılarda senin payın en az olanı.*
bu amatör diye tabir edilen branşlarda başarı kazananların hikayesinde muhakkak bir dram vardır. inanmayan araştırsın okusun. tuğba karademir sponsor bulamadığı için babası restoranını satar. eşref apak antreman alanı bulamadığı için otoparkta çalışır, tabi otoparkın boşalmasını bekleyerek. derya büyükuncu diye bir yüzücü var, neredeyse bütün rekorlar yüzmede bu adama aittir ama uluslararası yarışmalara antrenörsüz katılır... sen bu sorunlara çare bulabiliyor musun ben ona bakarım.
bir de "amatör sporlara ilgi yok yaa" diye bir savunma var. bir oyunu kahraman yaratarak da sevdirebilirsin. ortada semih saygıner gibi bir örnek var. adam tek başına bir spora bakış açısını değiştirmedi mi.*. bu işin içinden ilgi yok bu spora deyip kaçamazsın.
bu cümleleri faruk özak başlığına yazsak da, konu tam olarak onla ilgili değil. bir süre sonra o da gidebilir yerine bambaşka biri de gelebilir. vahim olanı bir politikanın ve istikrarın olmaması.
(bkz: saldım çayıra mevlam kayıra)
malumunuz türkiye futbolun egemen olduğu, basketbolun futbola ekürilik yaptığı bir ülkedir. en populer iki spor olan bu branşlar zaten özerk olup kendi yağlarıyla kavrulabiliyorlar. sen spor bakanlığı olarak diğer branşlarda ne kadar başarılıysan o kadar başarılı işlere imza atmışsındır. diğer spor dallarında politikaların var mı, kaynak yaratabilmiş misin, sponsorları işin içine çekebilmiş misin ona bakarım ben. yoksa futbolda, basketbolda alınan başarılarda senin payın en az olanı.*
bu amatör diye tabir edilen branşlarda başarı kazananların hikayesinde muhakkak bir dram vardır. inanmayan araştırsın okusun. tuğba karademir sponsor bulamadığı için babası restoranını satar. eşref apak antreman alanı bulamadığı için otoparkta çalışır, tabi otoparkın boşalmasını bekleyerek. derya büyükuncu diye bir yüzücü var, neredeyse bütün rekorlar yüzmede bu adama aittir ama uluslararası yarışmalara antrenörsüz katılır... sen bu sorunlara çare bulabiliyor musun ben ona bakarım.
bir de "amatör sporlara ilgi yok yaa" diye bir savunma var. bir oyunu kahraman yaratarak da sevdirebilirsin. ortada semih saygıner gibi bir örnek var. adam tek başına bir spora bakış açısını değiştirmedi mi.*. bu işin içinden ilgi yok bu spora deyip kaçamazsın.
bu cümleleri faruk özak başlığına yazsak da, konu tam olarak onla ilgili değil. bir süre sonra o da gidebilir yerine bambaşka biri de gelebilir. vahim olanı bir politikanın ve istikrarın olmaması.
(bkz: saldım çayıra mevlam kayıra)