2
g.saray, yenik duruma düştüğü maçta, hacettepe'yi baros'un 3 golüyle geçti. pembe kramponlarıyla sahaya çıkan çek yıldız, yaptığı hat-trick'le geceye damgasını vurdu ..
kağıt üzerinde her şey mükemmel... galatasaray zirveye ortak olma şansı yakalamış bir kere, tüm yıldızlarıyla sahada. zaten rakip lig 17.'si ne de olsa! maç bu kurguya uygun başlıyor. hatta biri 2, biri de 12'de iki kere golün niyetine giriyor lincoln... ama işte bu kadar! sonra sanki mor formalılar galatasaray, diğeri hacettepe oluyor! ileride çıtkırıldım bir ekip var bir kere! rakibe değen düşüp 'örtmenim ama saçımı çekiyoooo' dercesine hakeme dönüyor. geride ise durum ayrı bir komedi. servet-meira'nın 'şiddetli geçimsizlik' problemi galatasaray kalesine tehlike olarak yansıyor. nitekim 32'de de sanctis'in çıkardığı topu, 33'te solda yaşanan 'defansif kördüğüm' sonucu sandro ağlara yolluyor. gol atması mucize gerektiren galatasaray, tam fişi tamamen çekecekken, ikinci sarıdan kırmızı gören tozo, galatasaray'ın 'aç' düğmesine dokunuyor. rakip iyice kapanınca eskisinden de zor pozisyon buluyorlar. hatta 44'te zoko'nun ayağından 2. gole de yaklaşıyorlar... ama +46'da kaleci topu göğsünden sektirip, baros da ağlara yollayınca eşitlik sağlanıyor. ikinci yarı skibbe, meira ile servet'i 'boşayıp', anlaşılmaz bir sistem sürünce sahaya, galatasaray defansta 'aman allah' ileride 'allah allah' dedirten bir oyun sergilemeye başlıyor. 57'de zoko elle oynayınca verilen doğru penaltı baros'un ayağından galatasaray'ı 2- öne geçiriyor.
ihtiyarlar heyeti
72'de baros'un hat-trick'iyle imzalanan 3. golle galatasaray iyice rahatlıyor. 76'da teli de ikinci sarıdan atılınca (ki hakemin ilk sarıyı aslında zoko'ya göstermesi gerekiyordu!) galatasaray tamamen "averajımı nasıl artırırım?" derdine düşüyor. maçın başında takıma küskün olan seyirci, galibiyetle biraz yumuşuyor ama buradan galatasaray'ın yönetimine söyleyelim: anlayışları 'ortalık karıştırmak' olduğu sürece değil 'bir ihtiyar', 'ihtiyarlar heyeti' toplasalar bu futbol ne umut ne de keyif veriyor!
kaynak : http://www.sabah.com.tr/...595A157C36CD5B6.html
yazılarına değer verdiğim birkaç spor yazarından birisidir. bazı spor yorumcularını ve yazarlarını yazı diye yazar hatta cebinden çıkarır o derece yani. bu yazısına da katılıyorum.
kağıt üzerinde her şey mükemmel... galatasaray zirveye ortak olma şansı yakalamış bir kere, tüm yıldızlarıyla sahada. zaten rakip lig 17.'si ne de olsa! maç bu kurguya uygun başlıyor. hatta biri 2, biri de 12'de iki kere golün niyetine giriyor lincoln... ama işte bu kadar! sonra sanki mor formalılar galatasaray, diğeri hacettepe oluyor! ileride çıtkırıldım bir ekip var bir kere! rakibe değen düşüp 'örtmenim ama saçımı çekiyoooo' dercesine hakeme dönüyor. geride ise durum ayrı bir komedi. servet-meira'nın 'şiddetli geçimsizlik' problemi galatasaray kalesine tehlike olarak yansıyor. nitekim 32'de de sanctis'in çıkardığı topu, 33'te solda yaşanan 'defansif kördüğüm' sonucu sandro ağlara yolluyor. gol atması mucize gerektiren galatasaray, tam fişi tamamen çekecekken, ikinci sarıdan kırmızı gören tozo, galatasaray'ın 'aç' düğmesine dokunuyor. rakip iyice kapanınca eskisinden de zor pozisyon buluyorlar. hatta 44'te zoko'nun ayağından 2. gole de yaklaşıyorlar... ama +46'da kaleci topu göğsünden sektirip, baros da ağlara yollayınca eşitlik sağlanıyor. ikinci yarı skibbe, meira ile servet'i 'boşayıp', anlaşılmaz bir sistem sürünce sahaya, galatasaray defansta 'aman allah' ileride 'allah allah' dedirten bir oyun sergilemeye başlıyor. 57'de zoko elle oynayınca verilen doğru penaltı baros'un ayağından galatasaray'ı 2- öne geçiriyor.
ihtiyarlar heyeti
72'de baros'un hat-trick'iyle imzalanan 3. golle galatasaray iyice rahatlıyor. 76'da teli de ikinci sarıdan atılınca (ki hakemin ilk sarıyı aslında zoko'ya göstermesi gerekiyordu!) galatasaray tamamen "averajımı nasıl artırırım?" derdine düşüyor. maçın başında takıma küskün olan seyirci, galibiyetle biraz yumuşuyor ama buradan galatasaray'ın yönetimine söyleyelim: anlayışları 'ortalık karıştırmak' olduğu sürece değil 'bir ihtiyar', 'ihtiyarlar heyeti' toplasalar bu futbol ne umut ne de keyif veriyor!
kaynak : http://www.sabah.com.tr/...595A157C36CD5B6.html
yazılarına değer verdiğim birkaç spor yazarından birisidir. bazı spor yorumcularını ve yazarlarını yazı diye yazar hatta cebinden çıkarır o derece yani. bu yazısına da katılıyorum.