• 3274
    üçüncü olmanın psikolojik baskısıyla dağılmış olmalarını gayet de anlayabildiğim topluluk. günlük hayatın içinde futbol konuşulan süre arttıkça bunların da o efendi ve cefakar imajlarından sıyrılıp böyle abuk sabuk bir ruh haline bürünmelerine şaşırmamak gerekiyor. eskiden maç günü vardı, bir de maçtan sonraki gün. beşiktaşlı olarak bir ortama girdikleri zaman çok ilişen olmazdı. en fazla galatasaray ya da fenerbahçe'den hangisinin günüyse ona yancılık eder, o neşe ve keyifle kendilerine yapılan göndermeleri göğüsleyebilirlerdi.

    artık devir değişti, futbolun günlük hayatımıza angaje edilme miktarı neredeyse %100'ü buldu. televizyonlarda, internette, telefonlarda oralarda buralarda mütemadiyen futbol konuşuluyor. bu garibanların da bir şekilde bu olaylara dahil olmaya çalışması kadar doğal bir şey yok. hakikaten büyük takımlarla aşık atmaya kalkınca cephane çabucak bitiyor ama boktan hayatlarımızdaki futbol savaşı hiç bitmiyor. haliyle bunlar da kendini çirkefliğe, yalan-dolana, iftiraya falan veriyor.

    mahallenin "atsan atılmaz, satsan satılmaz" çocuğu gibi bunlar. varlıkları çekilmiyor ama yokluklarında da mahalle maçlarındaki kadro eksik kalıyor.
App Store'dan indirin Google Play'den alın