60
öncesinde yapılan abartılı yorumların, “olası” bir beşiktaş beraberliği ya da galibiyetine daha da fazla destan havası verilmesinden başka hiçbir fayda sağlamayacağı maç.
hepimiz biliyoruz beşiktaş’ın şansının çok düşük olduğunu ama yukarıda tırnak içinde belirttiğim gibi futbolda her zaman, her şey olasılık dahilinde. örneğin ilk 10-15 dakikada araya atılan bir topta ajax kalecisinin dengesiz çıkışıyla kırmızı kart görmeyeceğinin garantisi var mı? bin bir türlü ihtimal var. zaten ortada en ufak olaydan görülmemiş bir mağduriyet, en küçük galibiyetten zafer öyküsü çıkarmaya hazır bir kitle var, hepimizin malumu. ekmeklerine yağ sürmeye hiç gerek yok.
paok’lara, rio ave’lere elenip lask linz’in elinden son anda kurtulup türkiye kupası tadında uefa gruplarında sıfır çekmenin kıyısından dönüp arsızca, hayasızca, psg, real, arsenal, dortmund, atletico, benfica’lara karşı yaptığımız maçların çetelesini tutup 3 kuruşluk akıllarınca kendilerini avrupa fatihi ilan edenlerin aciz çırpınışlarını görmeyi fazlasıyla istiyorum ama bunu maçlardan önce değil de sonrasında yapmayı yeğlerim.
öte yandan, olaya pragmatist yaklaşırsak beşiktaş’ın (ve diğer türk takımlarının) alacağı puanlar bizim de işimize geliyor ancak senelerce (2000-2001, 2003-2004, 2016-2017, 2017-2018 ilk aklıma gelenler) bizim sayemizde gidebildikleri şampiyonlar ligi’nde (yarısı ön elemesiz bir şekilde doğrudan) bir sezon hasbelkader aldıkları puanları o kadar ağızlarına sakız ettiler ki, “sizden gelecek olan allah’tan gelsin” noktasına çoktan gelindi. sanki ülke tarihinde ilk kez bir takım puan kazandırıyormuş gibi görgüsüz görgüsüz hareketler, şimdiki ajax’ın misli misli büyüğü takımlarla oynayıp aldığımız mağlubiyetlerden sonra yapılanlar bilmem ne…
hepimiz biliyoruz beşiktaş’ın şansının çok düşük olduğunu ama yukarıda tırnak içinde belirttiğim gibi futbolda her zaman, her şey olasılık dahilinde. örneğin ilk 10-15 dakikada araya atılan bir topta ajax kalecisinin dengesiz çıkışıyla kırmızı kart görmeyeceğinin garantisi var mı? bin bir türlü ihtimal var. zaten ortada en ufak olaydan görülmemiş bir mağduriyet, en küçük galibiyetten zafer öyküsü çıkarmaya hazır bir kitle var, hepimizin malumu. ekmeklerine yağ sürmeye hiç gerek yok.
paok’lara, rio ave’lere elenip lask linz’in elinden son anda kurtulup türkiye kupası tadında uefa gruplarında sıfır çekmenin kıyısından dönüp arsızca, hayasızca, psg, real, arsenal, dortmund, atletico, benfica’lara karşı yaptığımız maçların çetelesini tutup 3 kuruşluk akıllarınca kendilerini avrupa fatihi ilan edenlerin aciz çırpınışlarını görmeyi fazlasıyla istiyorum ama bunu maçlardan önce değil de sonrasında yapmayı yeğlerim.
öte yandan, olaya pragmatist yaklaşırsak beşiktaş’ın (ve diğer türk takımlarının) alacağı puanlar bizim de işimize geliyor ancak senelerce (2000-2001, 2003-2004, 2016-2017, 2017-2018 ilk aklıma gelenler) bizim sayemizde gidebildikleri şampiyonlar ligi’nde (yarısı ön elemesiz bir şekilde doğrudan) bir sezon hasbelkader aldıkları puanları o kadar ağızlarına sakız ettiler ki, “sizden gelecek olan allah’tan gelsin” noktasına çoktan gelindi. sanki ülke tarihinde ilk kez bir takım puan kazandırıyormuş gibi görgüsüz görgüsüz hareketler, şimdiki ajax’ın misli misli büyüğü takımlarla oynayıp aldığımız mağlubiyetlerden sonra yapılanlar bilmem ne…
