23
spor özelinde konuşmak gerekirse esasen herkese uyacak olan bir söz. bizler ne yazık ki ülke olarak abartmayı çok seviyoruz. olaylara mantıksal açıdan yaklaşmayı bir türlü öğrenemiyoruz. ortada oynanan kötü bir futbol var, elbette bu eleştirilecek. fatih terim'i istifaya davet eden de olabilir, genç futbolculara zaman tanıyın, gerekirse 1 seneyi çöpe atın ama gelecek seneleri garanti altına alın diyen de olabilir. bunları hepsi farklı birer görüştür. katılmazsın ama saygı duyar geçersin.
fakat maalesef genel olarak bir takıma mensup olan taraftarlar ligin başlarında takımları iyi gidiyorsa çoktan kupayı almış, los galacticos buraya gelsin 3 avans verelim 5te maçı alırız zaten havasına bürünmüş oluyor. ya da takımları kötü gidiyorsa forvetlerin beceriksizliği, teknik direktörlerin yetersizliği, yönetimin basiretsizliği çerçevesinde herkese verip veriştiriliyor.
bu mantalite ne yazık ki böyle sürüp gidecek, zira bu toplumsal olarak olaylara bakış açımızla ilgili. milli takım avrupa şampiyonasında grup kurası çeker, birincilik hesapları yapmaya başlarız. şampiyonlar ligi kurası çekilir "tam dişimize göre, lokum gibi kura vs" deriz. kendimizi boy aynasında değil, dev aynasında görmeye devam ederiz. emre mor'u çıkar çıkmaz messi ilan ederiz, ersen martin'i işte ülkemizin yeni hakan şükür'ü diye lanse ederiz. milli takımın defans hattı tank tank deriz. sonra içimizden geçerler, apışıp kalırız. abartmayı çok sevdiğimiz için yaparız hep bunları. yapmaya da devam ederiz. 3-5 güne muslera sonrası gelecek kaleciye "işte bu musleradan bile daha iyi" diye yakıştırmalar yapılacağını görür gibiyim.
fakat maalesef genel olarak bir takıma mensup olan taraftarlar ligin başlarında takımları iyi gidiyorsa çoktan kupayı almış, los galacticos buraya gelsin 3 avans verelim 5te maçı alırız zaten havasına bürünmüş oluyor. ya da takımları kötü gidiyorsa forvetlerin beceriksizliği, teknik direktörlerin yetersizliği, yönetimin basiretsizliği çerçevesinde herkese verip veriştiriliyor.
bu mantalite ne yazık ki böyle sürüp gidecek, zira bu toplumsal olarak olaylara bakış açımızla ilgili. milli takım avrupa şampiyonasında grup kurası çeker, birincilik hesapları yapmaya başlarız. şampiyonlar ligi kurası çekilir "tam dişimize göre, lokum gibi kura vs" deriz. kendimizi boy aynasında değil, dev aynasında görmeye devam ederiz. emre mor'u çıkar çıkmaz messi ilan ederiz, ersen martin'i işte ülkemizin yeni hakan şükür'ü diye lanse ederiz. milli takımın defans hattı tank tank deriz. sonra içimizden geçerler, apışıp kalırız. abartmayı çok sevdiğimiz için yaparız hep bunları. yapmaya da devam ederiz. 3-5 güne muslera sonrası gelecek kaleciye "işte bu musleradan bile daha iyi" diye yakıştırmalar yapılacağını görür gibiyim.