13
14. sene ligde puan puana lider girilen sondan dördüncü hafta 2-0 kaybedilen rize deplasmanı* dönüşü "napoli 60 sene şampiyonluk görememiş, galatasaray bir sene daha görememiş çok mu?" diyen jupp derwall'ı florya'da taşlar ve sopalarla kovalamış olan taraftardır. zamanla uzayan mesafeler misali, üzerinden zaman geçtikçe yanlış şekillerde ya da kısıtlı perspektiften hatırlanmakta/hatırlatılmaktadır.
o meşhur 14 seneyi takip eden 15 yıllık dönemde 9 lig, 2 avrupa şampiyonluğu gördü galatasaray. akabinde yaşanan 2002-2006 arası kupasız dönemde, yeni yeni evlerimize girmeye başlayan internetteki platformlarda anlatılıp hikayeleştirilmeye başlamıştır bu taraftar. bunu yapan da o 14 yıllık sürecin bir yerinde taraftarlık kurumuna dahil olmuş, yaş gereği "sözü geçer" durumda bulunan kişilerdi. son 10 yılda 7 şampiyonluk görmüş, 17 mayıs 2000'i yaşamış bir camia için kupasız/avrupa başarısız bir sezon bile çok büyük bir yıkımdı aslında. üzerine hem sürgüne gidip hem de modern tarihinin puan olarak en kötü sezonunu* yaşamanın camia üzerindeki etkileri yıkıcı olmuştu.
o ortamda birilerinin gerilimi ve kargaşayı bastırıp tekrardan çıkış yolu bulabilmek için camiaya sakinlik aşılaması gerekiyordu. "14 sene şampiyonluk görmeyen taraftar" romantizminin çıkış noktası buralarıdır. biraz kapalı tribün lütfen sakin olalım ile "biz neler gördük, bu da bir şey mi" arasında bir refleksti...
kaldı ki açık ara farkla galatasaray'ın en karanlık dönemidir o 14 sene. şampiyonluk sayıları 6 galatasaray, 6 fenerbahçe, 3 beşiktaş olarak başlayan hasretin 13. senesinde şampiyonluk sayıları 11 fenerbahçe, 6 trabzonspor, 6 galatasaray, 5 beşiktaş haline gelmişti. şampiyonluğu geçtim, lig ikinciliği bile sadece üç kere yaşanmış. başarı sayılabilecek 1976,1982 ve 1985'te kazanılan türkiye kupaları var sadece.
1987 sonrası dönemde* ne buna yaklaşabilen bir serisi var galatasaray'ın, ne de "büyüklük" ölçeği sayılabilecek şampiyonluk sayılarında böyle bir pozisyona düşmüşlüğü var. o 14 yılın tamamını hatırlayan galatasaray taraftarı hayattaysa altmışlı yaşlarındadır. 14 yılın en ucunu yaşayan taraftar bile kırklı yaşların ortalarında. dünyadaki, hayatlarımızdaki ve taraftarlıktaki değişimden bahsetmiyorum bile. aradan nesiller geçip gitmiş...
o günden bugüne yaşadığımız en uzun seri 2007-2008 sezonundaki süpriz sayılabilecek şampiyonluk sonrası 12 mayıs 2012'ye kadarki 4 yıllık kupasız dönem. 2008 yılı sonlarında yayına giren galatasaray sözlük'te 2011 nisan ayı civarında ana gündem maddesi sözlüğün uğursuzluğu sebebi ile şampiyon olunamadığıydı. sadece 3 yıllık bir şampiyonsuzluk bu derece psikoloji bozabilmişti işte. bu küçük örnekten bile aslında 14 yıl beklemenin ne demek olduğuna dair projeksiyonlar yapmak mümkün...
günümüzde yeni doğan ve trabzon kentiyle alakası olmayan bir çocuğun trabzonspor'lu olması ne demekse, özellikle 1980'lerin başında aklı yeni yeni ermeye başlayan çocukların galatasaraylı olması aşağı yukarı o demekti. 1975-1981 arası 6'da 5 yapan trabzonspor, 12 eylül sonrası paşaların nezaretinde güçlenen fenerbahçe ve sonrasında "hakem ile semra ile" engelleri aşan beşiktaş...
tüm bunların arasında sıyrılıp da galatasaraylı olabilmek gerçekten büyük bir olaydır aslında. tüm bu 14 yıl şampiyonluk görmemiş taraftar güzellemeleri yapılırken övülmesi gereken de budur. günümüzün sosyal medyasının da etkisiyle zırt pırt "taraftarlığını askıya almak" tarzı söylemlerin karşısında 14 sene bekledik romantizminin, o yıllardan 20 sene sonra doğmuşlarca bile yükseltilmeye çalışılmasının mantığı da buralardadır.
14 senelik ardından gelen 30 yılda tarihini neredeyse baştan yazacak yapıyı oluşturup kahramanları yaratabilen bir yapıdır galatasaray. birkaç maçın ya da bazı isimlerin öfkesiyle kırıp dökerken gözden kaçırılmaması gereken karakter budur. eleştiri de olur, küfür kıyamet de olur yeri geldiğinde. herkes sakin sakin beklesin su akar yolunu bulur tarzı yaklaşımlara girmek abes kaçar. galatasaray taraftarı camiası 14 sene bekledi bekledi ve sonunda şampiyonluk geldi demek de yanlış. çok bedeller ödendi, çok kavgalar edildi. ancak galatasaray, diğer rakiplerinde bulunmayan o kendine has yapısıyla, o 14 yıllık dibe vuruştan zirvenin zirvesine çıkan bir 15 yılı çıkarabildi.
beşiktaş'ın 15 yıllık bir hasreti var. fenerbahçe entry tarihi itibarı ile kupasız 8. yılına koşuyor. daha önce araya sadece bir şampiyonluk sıkıştırdıkları 12-13 yıllık dönemleri var. hiçbiri de arkasından böyle sağlam bir yapı çıkarabilmiş değil...
önemli olan galatasaray'ın bu yapısından uzaklaşmamak, o gücü kaybetmemektir...
o meşhur 14 seneyi takip eden 15 yıllık dönemde 9 lig, 2 avrupa şampiyonluğu gördü galatasaray. akabinde yaşanan 2002-2006 arası kupasız dönemde, yeni yeni evlerimize girmeye başlayan internetteki platformlarda anlatılıp hikayeleştirilmeye başlamıştır bu taraftar. bunu yapan da o 14 yıllık sürecin bir yerinde taraftarlık kurumuna dahil olmuş, yaş gereği "sözü geçer" durumda bulunan kişilerdi. son 10 yılda 7 şampiyonluk görmüş, 17 mayıs 2000'i yaşamış bir camia için kupasız/avrupa başarısız bir sezon bile çok büyük bir yıkımdı aslında. üzerine hem sürgüne gidip hem de modern tarihinin puan olarak en kötü sezonunu* yaşamanın camia üzerindeki etkileri yıkıcı olmuştu.
o ortamda birilerinin gerilimi ve kargaşayı bastırıp tekrardan çıkış yolu bulabilmek için camiaya sakinlik aşılaması gerekiyordu. "14 sene şampiyonluk görmeyen taraftar" romantizminin çıkış noktası buralarıdır. biraz kapalı tribün lütfen sakin olalım ile "biz neler gördük, bu da bir şey mi" arasında bir refleksti...
kaldı ki açık ara farkla galatasaray'ın en karanlık dönemidir o 14 sene. şampiyonluk sayıları 6 galatasaray, 6 fenerbahçe, 3 beşiktaş olarak başlayan hasretin 13. senesinde şampiyonluk sayıları 11 fenerbahçe, 6 trabzonspor, 6 galatasaray, 5 beşiktaş haline gelmişti. şampiyonluğu geçtim, lig ikinciliği bile sadece üç kere yaşanmış. başarı sayılabilecek 1976,1982 ve 1985'te kazanılan türkiye kupaları var sadece.
1987 sonrası dönemde* ne buna yaklaşabilen bir serisi var galatasaray'ın, ne de "büyüklük" ölçeği sayılabilecek şampiyonluk sayılarında böyle bir pozisyona düşmüşlüğü var. o 14 yılın tamamını hatırlayan galatasaray taraftarı hayattaysa altmışlı yaşlarındadır. 14 yılın en ucunu yaşayan taraftar bile kırklı yaşların ortalarında. dünyadaki, hayatlarımızdaki ve taraftarlıktaki değişimden bahsetmiyorum bile. aradan nesiller geçip gitmiş...
o günden bugüne yaşadığımız en uzun seri 2007-2008 sezonundaki süpriz sayılabilecek şampiyonluk sonrası 12 mayıs 2012'ye kadarki 4 yıllık kupasız dönem. 2008 yılı sonlarında yayına giren galatasaray sözlük'te 2011 nisan ayı civarında ana gündem maddesi sözlüğün uğursuzluğu sebebi ile şampiyon olunamadığıydı. sadece 3 yıllık bir şampiyonsuzluk bu derece psikoloji bozabilmişti işte. bu küçük örnekten bile aslında 14 yıl beklemenin ne demek olduğuna dair projeksiyonlar yapmak mümkün...
günümüzde yeni doğan ve trabzon kentiyle alakası olmayan bir çocuğun trabzonspor'lu olması ne demekse, özellikle 1980'lerin başında aklı yeni yeni ermeye başlayan çocukların galatasaraylı olması aşağı yukarı o demekti. 1975-1981 arası 6'da 5 yapan trabzonspor, 12 eylül sonrası paşaların nezaretinde güçlenen fenerbahçe ve sonrasında "hakem ile semra ile" engelleri aşan beşiktaş...
tüm bunların arasında sıyrılıp da galatasaraylı olabilmek gerçekten büyük bir olaydır aslında. tüm bu 14 yıl şampiyonluk görmemiş taraftar güzellemeleri yapılırken övülmesi gereken de budur. günümüzün sosyal medyasının da etkisiyle zırt pırt "taraftarlığını askıya almak" tarzı söylemlerin karşısında 14 sene bekledik romantizminin, o yıllardan 20 sene sonra doğmuşlarca bile yükseltilmeye çalışılmasının mantığı da buralardadır.
14 senelik ardından gelen 30 yılda tarihini neredeyse baştan yazacak yapıyı oluşturup kahramanları yaratabilen bir yapıdır galatasaray. birkaç maçın ya da bazı isimlerin öfkesiyle kırıp dökerken gözden kaçırılmaması gereken karakter budur. eleştiri de olur, küfür kıyamet de olur yeri geldiğinde. herkes sakin sakin beklesin su akar yolunu bulur tarzı yaklaşımlara girmek abes kaçar. galatasaray taraftarı camiası 14 sene bekledi bekledi ve sonunda şampiyonluk geldi demek de yanlış. çok bedeller ödendi, çok kavgalar edildi. ancak galatasaray, diğer rakiplerinde bulunmayan o kendine has yapısıyla, o 14 yıllık dibe vuruştan zirvenin zirvesine çıkan bir 15 yılı çıkarabildi.
beşiktaş'ın 15 yıllık bir hasreti var. fenerbahçe entry tarihi itibarı ile kupasız 8. yılına koşuyor. daha önce araya sadece bir şampiyonluk sıkıştırdıkları 12-13 yıllık dönemleri var. hiçbiri de arkasından böyle sağlam bir yapı çıkarabilmiş değil...
önemli olan galatasaray'ın bu yapısından uzaklaşmamak, o gücü kaybetmemektir...