3930
biz geçen sene bir podcast kaydediyorduk. o yüzden söyleyeceklerime inanmayan varsa kayıtlarını buraya koyabilirim ama derdim podcasti dinletmek değil, oldu bitti zaten o iş. ben o podcastin ilk bölümlerinde, beşiktaş mağlup olurken diyordum ki beşiktaş iyi oynuyor, skora aldanmayın, sahada bir oyun var baskı var diyordum. yani bugünkü galatasaray ile o günkü beşiktaş'ı kıyaslamak doğru değil. bugünün galatasaray'ında sahaya bakınca iyi oynadık diyeceğin dakika en fazla 10 falandır. beşiktaş ise geçen sene kaybederken de topun oyunda kaldığı sürenin yarısında top oynuyordu.
hatta şöyle bir eleştirim olmuştu benim beşiktaş'a ve arkadaşlarda gülmüştü. ''sen ileride bastığını zannediyorsun da rakip gençlerbirliği, eti ne budu ne, iki pasta kırıp o presi kalene geliyor. böyle basacaksan basma, çekil ikinci bölgeye orada bas basacaksan'' diyorum. yani beşiktaş önde basmaya uğraşıyordu ama iyi organize olmadağından arkada çok açık veriyordu. tabii o dönem sağ beki de yoktu, stoper tandemi oturmamıştı, welinton yerden yere vuruluyordu zaten. sonra transferler geldi, daha kompakt hareket etmeye başladılar ve sorunlar da azaldı. ama en sorunlu dönemlerinde de ne istedikleri belliydi sahada.
hatta şöyle bir eleştirim olmuştu benim beşiktaş'a ve arkadaşlarda gülmüştü. ''sen ileride bastığını zannediyorsun da rakip gençlerbirliği, eti ne budu ne, iki pasta kırıp o presi kalene geliyor. böyle basacaksan basma, çekil ikinci bölgeye orada bas basacaksan'' diyorum. yani beşiktaş önde basmaya uğraşıyordu ama iyi organize olmadağından arkada çok açık veriyordu. tabii o dönem sağ beki de yoktu, stoper tandemi oturmamıştı, welinton yerden yere vuruluyordu zaten. sonra transferler geldi, daha kompakt hareket etmeye başladılar ve sorunlar da azaldı. ama en sorunlu dönemlerinde de ne istedikleri belliydi sahada.
