110
4 haftası geride kalan futbol sezonu. görünen o ki 4 büyükler uzun yılların ardından ligi domine edip birbirleri ile çekişecekler, bizler de güzel bir sezon izleyeceğiz.
geçen seneden hazır ve kadronun çok üstüne koymuş yaşlı bir beşiktaş: 10 puan
eldeki tüm çöplerden kurtulmuş, vitor pereira ile tekrar yola çıkan bir fenerbahçe: 10 puan
kabuk değiştirmiş, sahaya çıkan 11 oyuncusunun 6 veya 7'si yeni ve genç olan bir galatasaray: 8 puan
ve yıldız eskileri ile takımını doldurmuş, klasikleşen şampiyonluk havası ile yola çıkan bir trabzonspor: 10 puan
beşiktaş: ne zamanki bir kulüp öyle iyi, böyle eşsiz uzay futbolu oynuyor diye şişirilir, o sezon o takımın balonu patlar. beşiktaş'ın bu sezon hem takımın oynayacağı maç sayısı ve temposu gereği, hem yaş ortalamasının huzur evinden hallice oluşu, hem de defansın kalitesinin yerlerde oluşu sebebiyle şansını çok az görüyorum. umarım yanılmam.
fenerbahçe: en büyük düşmanı yine kendi kendisini yiyecek olmalarıdır. ali koç'un artık başarısızlığa tahammülü yok ki 2.lik bile artık ciddi bir başarısızlık. son şampiyonluk 10 sene önce, son şampiyonlar ligi ise 13 sene önce oynandı. fenerbahçe'de olduk olmadık gelecek bir kaç puan kaybı sonrası kazan kaldırılır, ne hoca'nın hocalığı ne de mesut'un yıldızlığı kalır.
trabzonspor: trabzon işte; abdullah avcı bir ara yerini trabzon'un bağrından çıkmış bir isme yerini bırakır favorim şenol güneş, plasem ünal karaman, sürprizim hüseyin cimşir. seneye şampiyonluk şarkıları ile girilir sonra ilk satır tekrar edilir.
galatasaray: alternatifsiz bölgelerde olduk olmadık sakatlıklar vermez de kurmaya çalıştığımız oyun sistemi üzerinde ısrarcı olursak başarının geleceğine dair hiç şüphem yok. her şeyden bağımsız bu süreç belli ki sancılı geçecek, oyunculara ve takıma gerekli sabrı ve güveni göstermemiz gerekecek. hocamdan da tek dileğim bazı inatlarından vazgeçmesi olacak, bazı isimler olmuyorsa olmuyordur yeni sisteme uyum sağlayacak ve çarkları çatır çatır döndürecek pırıl pırıl bir oyuncu grubuna sahip. geçen sene yaşadığımız özellikle anlamsız iç saha puan kayıplarını yaşamazsak, ligin bitimine 3 hafta kala kutlamalara başlarız. ihtiyacımız olan biraz sebat, biraz inanç.
geçen seneden hazır ve kadronun çok üstüne koymuş yaşlı bir beşiktaş: 10 puan
eldeki tüm çöplerden kurtulmuş, vitor pereira ile tekrar yola çıkan bir fenerbahçe: 10 puan
kabuk değiştirmiş, sahaya çıkan 11 oyuncusunun 6 veya 7'si yeni ve genç olan bir galatasaray: 8 puan
ve yıldız eskileri ile takımını doldurmuş, klasikleşen şampiyonluk havası ile yola çıkan bir trabzonspor: 10 puan
beşiktaş: ne zamanki bir kulüp öyle iyi, böyle eşsiz uzay futbolu oynuyor diye şişirilir, o sezon o takımın balonu patlar. beşiktaş'ın bu sezon hem takımın oynayacağı maç sayısı ve temposu gereği, hem yaş ortalamasının huzur evinden hallice oluşu, hem de defansın kalitesinin yerlerde oluşu sebebiyle şansını çok az görüyorum. umarım yanılmam.
fenerbahçe: en büyük düşmanı yine kendi kendisini yiyecek olmalarıdır. ali koç'un artık başarısızlığa tahammülü yok ki 2.lik bile artık ciddi bir başarısızlık. son şampiyonluk 10 sene önce, son şampiyonlar ligi ise 13 sene önce oynandı. fenerbahçe'de olduk olmadık gelecek bir kaç puan kaybı sonrası kazan kaldırılır, ne hoca'nın hocalığı ne de mesut'un yıldızlığı kalır.
trabzonspor: trabzon işte; abdullah avcı bir ara yerini trabzon'un bağrından çıkmış bir isme yerini bırakır favorim şenol güneş, plasem ünal karaman, sürprizim hüseyin cimşir. seneye şampiyonluk şarkıları ile girilir sonra ilk satır tekrar edilir.
galatasaray: alternatifsiz bölgelerde olduk olmadık sakatlıklar vermez de kurmaya çalıştığımız oyun sistemi üzerinde ısrarcı olursak başarının geleceğine dair hiç şüphem yok. her şeyden bağımsız bu süreç belli ki sancılı geçecek, oyunculara ve takıma gerekli sabrı ve güveni göstermemiz gerekecek. hocamdan da tek dileğim bazı inatlarından vazgeçmesi olacak, bazı isimler olmuyorsa olmuyordur yeni sisteme uyum sağlayacak ve çarkları çatır çatır döndürecek pırıl pırıl bir oyuncu grubuna sahip. geçen sene yaşadığımız özellikle anlamsız iç saha puan kayıplarını yaşamazsak, ligin bitimine 3 hafta kala kutlamalara başlarız. ihtiyacımız olan biraz sebat, biraz inanç.