• 43434
    “dünkü gelişmeleri sayın başkan da ifade etti. oğulcan çağlayan meselesi ile birlikte okumak çok daha isabetli olacak çünkü bu verilen cezanın birebir o süreçle ilintili olduğu kanaatindeyiz. nitekim işaretler de bunu ifade ediyor. biliyorsunuz önceki yönetim döneminde bir transfer süreci yaşanmıştı oğulcan çağlayan transferine ilişkin olarak. orada biz hukuk birimi’ne sözleşmenin feshiyle ilgili bir görüş alınıp alınmadığını sorduk. bugün itibarıyla o yazılı dönüş de hem bize hem de sayın başkan’a geldi. bir defa hukuk birimiyle ilgili hiçbir mütalaa alınmamış. oyuncunun avukatı bizatihi fesih sürecini yönetmiş. yazılı dönüş de yapıldı. iç işleyiş bakımından baktığınızda düğme baştan yanlış iliklenmiş. sözleşmenin feshi nedeniyle kulübü uyuşmazlık çözüm kurulu’na başvurmuştu. uçk, ilk kararında bize göre hukuk garabeti mahiyetinde olan 6 maçlık men ve 1.200.000 euro ile 506.275 tl’lik bir tazminata hükmetmişti. bu hukuken ve fiilen kabul edilemez bir karar. cezai şart iki yanlı olur. sadece oyuncu aleyhine ceza olmaz. cezai şartın temel evrensel prensibi budur. oyuncusundan 6 maç mahrum kalmış burada bütün sezonu artı bonservis ücreti artı menajerlik ücretine hükmediyorsunuz bu borçlar hukuku’nun evrensel prensiplerine tamamen aykırı bir durum. tamamen hukuk garabeti mahiyetinde bir karardı. sonrasında galatasaray spor kulübü, tahkim kurulu’na itiraz etmiş. bu tazminat ve 506 bin lira aynen kalıp; men cezası 3 maça düşürülmüştü. bunun üzerine evet tahkim kurulu kararları, anayasa’nın 59.maddesine göre yargı yoluna kapalı ama ekonomik sözleşmesel ihtilaflar yargı yoluna açık. biz bölge adliye mahkemesi’ne, istinafa başvuru yaptık. göreve geldikten hemen sonra kamuoyuna da yansıdı. tudor ve oğulcan çağlayan kararları nedeniyle transfer yasağı vardı. vergi borçları vardı. bunların hepsini tasfiye etmek için sayın başkanımızın önderliğinde yönetim kurulumuz ciddi bir çaba içerisine girdi. biz hukukçular da bu çaba içerisinde olduk. önce uefa’ya yazdık. dedik ki ‘vergisel süreçler budur. oğulcan çağlayan meselesi de budur. hukuki süreç devam ediyor. kesinleşmiş bir alacak yok. lisansa engel bir durum var mı? bu çekişmeli alacak mıdır?’ uefa’dan bize dönüş müspet oldu. bu bir çekişmeli alacaktır. dolayısıyla lisans engeli değildir dedi uefa. sonrasında transfer yasağının kaldırılmasıyla ilgili tff yönetimi’ne başvurduk. tff yönetimi bunu reddetti. akabinde tahkim kurulu’na başvurduk. dedik ki ‘bakın bu kesinleşmiş bir alacak değil. hukuki süreç devam ediyor. kesinleştiği zaman karar verirse biz de hak arama özgürlüğümüzü kullandık. bu parayı öderiz ama siz bize transfer yasağı koyamazsınız! süreç devam ediyor. kesinleşmemiş bir alacağı ödemeye bizi mahkum edemezsiniz! burada kötü niyetli bir tavır seziyoruz. lütfen adaletli ve hakkaniyetli bir karar verin’ tahkim kurulu, 40 gün önce henüz dedi ki ‘bu çekişmeli bir alacaktır. süreç devam ediyor. transfer yasağını kaldırıyoruz’ dedi ve oy birliğiyle bu kararı verdi.”

    “kulübümüz tarafından transfer yasağı kalkmış oldu. akabinde bölge adliye mahkemesi kararını yargıtay’da temyiz ettik. an itibarıyla yargıtay aşamasında. hala olağan hukuki yol bitmedi süreç devam ediyor. fakat birden bire 40 gün sonra oyuncumuza birden lisans ve vize vermiyor tff. bunun üzerine direkt yönetim kurulu’na başvurduk. niye yönetim kurulu? direkt tahkim kurulu’na gidemeyiz. oradan bir karar alacağız. onun hukuka uygunluk denetimini tahkim kurulu’nda işleteceğiz. tff, 3 hafta bizim kararımıza karşılık karar vermedi. sayın başkanımız, başkan düzeyinde, başkan vekili düzeyinde temasta bulundu. ben başkan vekillerini onlarca kez aradım. bizim o taleplerimizi 3 hafta boyunca akamete uğrattılar. reddetseler hemen tahkim kurulu’na başvuracağız. oyuncumuzu reddedilmediği için avrupa listesine yazamadık. tam bu aşamada biliyorsunuz bir genel kurul yaşandı. galatasaray burada öncü oldu. sayın başkanımızın önderliğinde biz orada tff hukuk kurulları’nın değişimini bir devrimi gerçekleştirmiş olduk. metnin yazılmasında, orada anlatılmasında iradeyi ortaya koyduk. kulüpler birliği vakfının da katkısıyla çok önemli bir süreç ortaya çıkmış oldu. sonrasında tff, ilginç bir şekilde bizim talebimizi 3 hafta sonra reddetti. biz de tahkim kurulu’na başvurduk. kendi aramızda yönetim kurulu’nda konuşurken kuvvetle muhtemel müspet bir karar çıkacak dedik. çünkü 40 gün önce tahkim kurulu’nun kararı var. aynı hukuki durum. aynı madde. talimatın 12.maddesi 1.fıkrası kulüpler için. 3. fıkra oyuncular için. fakat birden bire tahkim kurulu’nun sitesinde kararımızın oy çokluğuyla reddedildiği ortaya çıktı. akabinde 22.33’te bize faks ile oy birliğiyle reddedildiği karar tebliği yapıldı. ertesi gün biz çıktık basın toplantısında tahkim kurulu üyeleriyle ilgili sonuna kadar mücadelemizi yapacağız. istifalarını talep ediyoruz dedik buradaki başkan ve üyelerin. çarpık yargı sisteminden bahsettik. bu hukuk kurullarının adil olmadığını, hakkaniyetli olmadığını, adil de görünmediğini söyledik. tarafsız ve bağımsız olmadığını söyledik ve tam o sırada tahkim kurulu üyelerini de şikayet edeceğiz diyerek isim zikrettik. bazı kanallarda yayınlar kesildi. program devam ederken tff’den hukuk birimimize bir telefon geldi. 2 üye muhalifmiş. dün gece oy birliği. resmi sitede oy çokluğu. toplantıda 2 üye muhalif. tekrar 5’e 2 çıktı bu karar. bu bile tahkim kurulu’nun, uçk’nın ve hukuk kurulu’nun nasıl bir yargılama süreci yürüttüğü bu kararların saygınlığı ve güvenilirliğinin ne kadar tartışılır olduğunu net bir şekilde ortaya koyuyor. yani geceden sabaha muhalif üyelerini değiştiren, kararı değiştiren bir yapıdan bahsediyoruz. disiplin kurulu başkanı ile tahkim kurulu başkanı ortak. birlikte eser yazıyorlar. birinin verdiği kararı diğeri denetliyor. marcao kararında disiplin sevki yapan hukuk müşavirlerinin bağlı olduğu başkan vekili gençlik spor genel müdürü. kararı veren disiplin kurulu başkan vekili, hukuk hizmetleri genel müdürü. orada hiyerarşik yapıda altlı üstlü çalışıyorlar. tff de biri sevk ediyor. diğeri ceza veriyor. çağdaş futbol ülkelerinde böyle bir garabet olabilir mi? işte biz galatasaray spor kulübü olarak bu hukuksuz düzeni sadece kendimiz için değil futbolun tüm aktörleri için bir adalet haykırışı yapmak istiyoruz.”

    “dün marcao ile ilgili karar her zamanki gibi tam maç oynanırken açıklandı. alt sınırdan uzaklaşıldı. bir teçdit yapıldı hiçbir gerekçesi yokken. oyuncumuzla ilgili zaten biz tedbir mahiyetinde bir disiplin mekanizması işlettik. disiplin yönetmeliğine göre savunmasını alacağız. savunması da ulaşıp teknik heyet raporu geldikten sonra zaten nihai kararı vereceğiz. hal böyleyken geldiğimiz nokta itibarıyla 17.00’ye kadar bu sözleşme sulh görüşmelerinin nihayete erdirilmesini biz anlam veremedik. ama akşam ceza açıklanınca bu talebin çok manidar ve düşündürücü olduğu net bir şekilde ortaya çıkmış oldu. bu birinci meseleydi. gönderilen belge de saat 17.00’ye kadar bu belge muhakkak ve muhakkak dönüş yapılsın. saat 17.00’ye kadar biz o hukuksuz talepleri eğer kabul etseydik belki oyuncumuz çok düşük bir ceza alacaktı sayın başkanımızın atıf yaptığı gibi. ama biz galatasaray’ın yarınlarını, umutlarını ve geleceğini düşündük. menfaatlerini düşündük. galatasaray yönetimi’nin ve 30 milyon taraftarıyla türkiye’nin en büyük sivil toplum örgütü olan galatasaray’ın saygınlığını ve güvenini düşündük. ilkelerimizden taviz vermedik. zaman, zemin ve konjonktür ne olursa olsun diz çökmeyeceğimizi başkan düzeyinde ifade ettik. demeyince de gelişmeler zaten bütün kamuoyunun malumu akşam bu karar açıklandı. sözleşmede ne var? biz bu oyuncuları size bedelle veriyoruz. limitimiz de açılacak biz bunu talep ediyoruz kendi yolladığımız sözleşmede. limiti açın çünkü bedelle veriyoruz artı para. bu talebimiz kabul görmedi. ikincisi bakın uefa, tff’ye 100.000 € galatasaray’ın parasını yolladı. bu para hukuki süreç daha kesinleşmeden rizespor kulübüne ödenmiş. biz dedik ki ‘500.000 € artı bu oyuncuları veriyorsak bu buradan düşsün’ 450.000 €’luk bir talep geldi. bu paranın yarısının düşmesi kabul edildi. bunlar hep aslında sözleşme muhakemeleriyle giderilebilir hususlar ama biz asıl rahatsız eden konuya geleceğim. 3 gün içerisinde bu taksitler ödenmezse %10 gecikme cezası artı %10 cezai şart isteniyor faizin dışında. bu da kabul edilebilir değil. ama özellikle 3.8’te istanbul bölge adliye mahkemesi’nin sayılı davadan ve temyiz yoluna başvurudan feragat edecek. bundan ederiz. rizespor ile sulh varıyorsak bu doğal sonucudur. rize aleyhine açılan davadan feragat ederiz tamam. tff tahkim kurulu üyelerine karşı cumhuriyet savcılığı nezdindeki şikayetlerinden vazgeçecektir; taraflar gelecekte 3.11’de taraflar iş bu uyuşmazlığa sebep olan uyuşmazlıkta ilişkin birbirlerine ve başka kişi ve kurumlara karşı (tff, disiplin kurulu, tahkim kurulu, uçk) herhangi bir yargı yoluna başvurmayacaklarını taahhüt, beyan ve kabul eder. taahüdüne uymayan taraf diğerine 1.300.000 € tazminat öder diyor. bana diyor ki ‘tahkim kurulu nezdinde bir şikayette bulundun. ondan feragat et 1.300.000 € isterim. bundan sonra da tff ve disiplin’i şikayet etme. haksızlığa ve hukuksuzluğa maruz kaldığında hak arama özgürlüğünü de kullanma. galatasaray’ın menfaatleri için hukuki yollara başvurma. dik duruş gösterme. bu meseleyi kapatalım. sulhe varalım. arkadan git şikayetten vazgeç, bu süreç nihayete ersin. biz de diyoruz ki ‘biz sizinle anlaştık. size karşı herhangi bir hukuki sürece başvurmayız. bu alacak meselesi sulhe varıyor. ama tff ile ilgili kurumsal kimliğinin yapmış olduğuna karşı biz adaleti herkes için istiyoruz ki bir irade olsun. tahkim kurulu üyelerini şikayet ettik. biz gidip arkadan bu şikayetten nasıl vazgeçeriz’ bu bizim ilkelerimize, duruşumuza, sosyalleşme sürecimize, galatasaray’ın değer yargılarına taban tabana zıt. biz koşullar ne olursa olsun, zaman ve zemin sonuna kadar hukuki mücadelemizi yaparız. bedel neyse ödemeye hazırız. tek talebimiz var ‘adalet ve hakkaniyet.’ bu hükümler nedeniyle bu sözleşmeyi biz kabul etmedik. çıkmaza girdi. sulh-ibra görüşmelerinde tff’yi de taraf haline getirip, ona ilişkin başvurduğumuz hukuki yollarda da bir uzlaşı-konsensus istiyorsunuz. galatasaray spor kulübü, böyle bir çabaya, talebe ve baskıya boyun eğmez.”

    “oyuncu ile ilgili biz kendi disiplin mekanizmamızı işletiyoruz. oyuncudan savunma istedik çünkü disiplin yönetmeliğimiz onu gerektiriyor. savunma almadan ceza verirsek yargıdan dönebilir. geçmişte galatasaray’da bunun örnekleri yaşandı. teknik heyetimizin de raporu geldi. tedbiren a takım ile idmanlara çıkmama şeklinde zaten verildi. nihai sportif, idari ve iktisadi kararları sportif a.ş. yönetimimiz verecek. sayın başkanın ifade ettiği gibi bu eylemin karşılığı 44.maddede 5 maçtan 10 maça kadar. fakat siz oyuncuya 8 maç veriyorsunuz! niçin tecdit uygulamaası yapıyorsunuz! alt sınırdan uzaklaşıyorsunuz. daha önce bir tekerrür yok. benzer bir eylemi yok. cezanın bireyselleşme vasıtalarındaki kastın yoğunluğu yok. talimata aykırı bir şekilde neden alt sınırdan uzaklaştınız? zaten galatasaray spor kulübü’nün, bu cezaya kulüp olarak itiraz etme yetkisi yok. marcao, tahkim kurulu nezdinde itirazlarını yapacak. hak arama özgürlüğünü kullanacak. orada bir beyis yok. fakat bizim sayın başkanın atıf yaptığı gibi temel itirazımız ‘bir ceza verilmeli. biz de bir disiplin mekanizması işletiyoruz. yapılanı asla tasvip etmiyoruz fakat alt sınırdan uzaklaşıp bunu bir pazarlık malzemesi haline getirip, demokles’in kılıcı gibi galatasaray başkanı ve yönetim kurulu’nun kafasında psikolojik bir baskı enstrümanına dönüştürmeye çalışanlara… bizim tavrımız ve irademiz temelde bu. o yüzden sayın başkan da ifade etti: ‘’galatasaray asla baskıya boyun eğmeyecektir. koşullar ve konjonktür ne olursa olsun dik duruşundan taviz vermeyecektir. bazen adil olmak kadar, adil görünmek de önemlidir. victor hugo, ‘’en mükemmel adalet ise vicdandır’’ demiştir. burada ne adil olan ne adil görünen kurullar var. genel kurul’da bu kurulların yapıları tamamen değişti biliyorsunuz. artık genel kurul seçmeli. statü geçti. sabaha kadar revize halini hazırladık. artık genel kurul seçecek. 4 yıl süreyle seçecek. özlük ve sosyal haklarını bu harçlardan alacaklar. türk futbolunun bana göre en büyük sorunu adalet sorunudur. hak edenin kazandığı bir anlayış olsun istiyoruz. futbol dışı enstrümanların adil olmasını istemiyoruz. adaleti de futbolun bütün paydaşları için istiyoruz. orada özlük sosyal haklarını alan bir sonraki genel kurulda seçilen yönetim kurulu’nun değil, genel kurul’un seçtiği, uçk, disiplin ve tahkim. devre arasına yetişmez denildiği için 10 ay içerisinde bu türk futbolundaki yeni devrim hayata geçecek. bu 3 kurulun yeni üyeleri seçilecek. bir seçici kurul oluşturulacak. orada kulüpler birliği vakfı, tff, amatör federasyonlar, profesyonel futbolcular derneği, 1 ve 2.lig kulüpler birliği vakfı yetkilileri olacak. biz bunu şöyle okuyoruz: ’10 ay içerisinde bu başkanımızın ismini saydığı arkadaşların görevleri sona ereceği için, bu eşitlikçi ve demokratik yapının egemen olduğu bir ortamda bir daha seçilme ihtimalleri kalmadığı için giderayak galatasaray’a bir operasyon çekmeye çalışıyorlar. galatasaray, bu sürecin öncüsü olduğu için bu devrimi gerçekleştirdiği için biz buna müsaade etmeyeceğiz. hem disiplin kurulu hem uçk, hem de süreci buraya taşıyan tff ilgilileri hakkında bu ilişkilerin ortaya çıkması için savcılık nezdinde suç duyurusu hakkımızı kullanacağız.”

    “bu kurullar bu değişikliklerle kadük haldedir. biz bu kurulların istifa etmesi gerektiğini düşünüyoruz. tahkim kurulu için bu çağrımızı yenilemiştik. fakat disiplin kurulu ve uçk’nın da artık statü değişikliğiyle kadük hale gelen bu kurulların istifa etmesi gerektiğini düşünüyoruz. derhal istifa ederlerse memnun oluruz.”

    rezan epözdemir
App Store'dan indirin Google Play'den alın