3285
son yıllarda taraftar olarak çok çabuk yaptığımız ve konu ne olursa olsun hemen ikiye bölündüğümüz mevzulardan birinin baş aktörü olan oyuncu.
konuya biraz sitemkar girmemin de sebebi şudur ki, camia olarak çokça yalnızlaştırıldığımız ve adaletsizliklere maruz bırakıldığımız son yıllarda mevzu ne olursa olsun eskisi gibi birlik olamamamız aslında beni daha çok üzen. elbette ki taraftar duygularıyla hareket eder yönetici gibi davranmaz davranmamalı da zaten ama ellerini ovuşturan rakip takım amigolarının ağzından çıkmış gibi ifadeler ve sözler görüyoruz ve gerçekten de bu üzücü. bakın bunu sadece marcao'nun kerem'e saldırdığı bu mevzu özelinde değil hemen hemen camiamızı ilgilendiren her konuda görüyorum. bir sürü maçta yaşadık hala da yaşıyoruz, maç içerisinde hakem bariz şekilde var'a rağmen hatalı kararlar vererek maçı bambaşka yere götürüyor, bir kısmımız diyoruz ki: amaaan ne hakemi ne top oynadık ki canım. pfdk birebir aynı emsallere rağmen bizim aleyhimize bariz terazinin ayarını kaçırıp ceza açıklıyor, bir kısmımız diyor ki: valla kimse kusura bakmasın o eylemleri yapıp da bunlara o imkanı tanımayacaktık. arda turan tekrar kulübümüze dönüyor seversin ya da sevmezsin yine bir kısmımız; ben galatasaray'lı değilim artık diyor. yahu bu kadar kolay mı sevdadan vazgeçmek. bakın bu çok çabuk dağılmamızı rakipler de görüyor ve özellikle ali koç başkanlığından sonra kasten yapılan algılarla içerisinde bizim olduğumuz her mevzu üzerine alakalı alakasız sürekli bir kaşıma söz konusu, en son dün resmi twitter hesaplarından attıkları twit gibi.
elbette ki hukukun üstünlüğüne ve adalete inanan, inandığı değerlerin her şeyden önde geldiği vicdan sahibi her kişi marcao'nun yaptığı kontrolsüz saldırıyı kabullenmez, en ağır yaptırım ile cezalandırılmasını ister ama ülke şartları diye başlayan her cümle seni öyle ikilemde bırakıyor ki... nitekim olayın sıcağı sıcağına bizim taraftar için söylüyorum atılan twit ya da yorum ve entry'lerle dün ve bugün aynı kişilerce söylenenler ve yazılanlar arasında dağlar kadar fark var. ve daha ılımlı ve daha yumuşak olmaya başladı. durup düşünüp genel çerçeveden baktılar çünkü. geçmişte ülkede yaşananları tek tek yazmayacağım burada, hepimiz hem dile getiriyoruz, hem biliyoruz hem de entry'lere sığmaz gerçekten. ama en basiti daha geçtiğimiz sezon, sezonun bitmesine 2 hafta var, beşiktaş sahasında karagümrüğe yeniliyor ve niye bizi yendiniz dercesine maç sonrası rakip takım oyuncularına saldırılıyor biliyorsunuz işte, orada olaylar polis kameralarınca da kayıt altına alınmasına rağmen ne oldu renktaşlar? hemen üstü örtüldü, ne hikmetse sezonu kapatmış 2 oyuncuya ceza verildi ve hiç bir şey olmamış gibi son maçlara çıktı takımlar. benzer olduğu için bu örneği vermek istedim, orada da fiili saldırı vardı, darp vardı. ama bizim yine bir kısmımız ne dedi; biz zaten sezon genelinde şampiyonluğu hak edecek bir oyun oynamadık. entry'min asıl konusuyla bağdaştıracak olursam, taraftarı yönetimi ve teknik ekibiyle biz tek ses olsaydık geçen sene o beşiktaş bizden o şampiyonluğu alabilir miydi?
toparlamam gerekirse, bu olaya da geniş çerçeveden bakalım ve marcao için karar her ne olursa olsun tek ses olalım, bölünmeyelim. fırsat vermeyelim. tek temennim budur.
not: marcao mevzusunda benim de şahsi görüşüm, en ağır cezayı alması, en azından vicdan sahibi herkesin vicdanını rahatlatacak bir yaptırım uygulanması. artık bir gölge gibi bu olay peşinden geleceği için, kulübü maddi zarara uğratmadan en kısa yoldan elden çıkarılması. he olur da aksi olursa ve hala aynı yoldan yürürsek de ben yine çıkıp aslolan galatasaray diye bağırmaya devam ederim.
konuya biraz sitemkar girmemin de sebebi şudur ki, camia olarak çokça yalnızlaştırıldığımız ve adaletsizliklere maruz bırakıldığımız son yıllarda mevzu ne olursa olsun eskisi gibi birlik olamamamız aslında beni daha çok üzen. elbette ki taraftar duygularıyla hareket eder yönetici gibi davranmaz davranmamalı da zaten ama ellerini ovuşturan rakip takım amigolarının ağzından çıkmış gibi ifadeler ve sözler görüyoruz ve gerçekten de bu üzücü. bakın bunu sadece marcao'nun kerem'e saldırdığı bu mevzu özelinde değil hemen hemen camiamızı ilgilendiren her konuda görüyorum. bir sürü maçta yaşadık hala da yaşıyoruz, maç içerisinde hakem bariz şekilde var'a rağmen hatalı kararlar vererek maçı bambaşka yere götürüyor, bir kısmımız diyoruz ki: amaaan ne hakemi ne top oynadık ki canım. pfdk birebir aynı emsallere rağmen bizim aleyhimize bariz terazinin ayarını kaçırıp ceza açıklıyor, bir kısmımız diyor ki: valla kimse kusura bakmasın o eylemleri yapıp da bunlara o imkanı tanımayacaktık. arda turan tekrar kulübümüze dönüyor seversin ya da sevmezsin yine bir kısmımız; ben galatasaray'lı değilim artık diyor. yahu bu kadar kolay mı sevdadan vazgeçmek. bakın bu çok çabuk dağılmamızı rakipler de görüyor ve özellikle ali koç başkanlığından sonra kasten yapılan algılarla içerisinde bizim olduğumuz her mevzu üzerine alakalı alakasız sürekli bir kaşıma söz konusu, en son dün resmi twitter hesaplarından attıkları twit gibi.
elbette ki hukukun üstünlüğüne ve adalete inanan, inandığı değerlerin her şeyden önde geldiği vicdan sahibi her kişi marcao'nun yaptığı kontrolsüz saldırıyı kabullenmez, en ağır yaptırım ile cezalandırılmasını ister ama ülke şartları diye başlayan her cümle seni öyle ikilemde bırakıyor ki... nitekim olayın sıcağı sıcağına bizim taraftar için söylüyorum atılan twit ya da yorum ve entry'lerle dün ve bugün aynı kişilerce söylenenler ve yazılanlar arasında dağlar kadar fark var. ve daha ılımlı ve daha yumuşak olmaya başladı. durup düşünüp genel çerçeveden baktılar çünkü. geçmişte ülkede yaşananları tek tek yazmayacağım burada, hepimiz hem dile getiriyoruz, hem biliyoruz hem de entry'lere sığmaz gerçekten. ama en basiti daha geçtiğimiz sezon, sezonun bitmesine 2 hafta var, beşiktaş sahasında karagümrüğe yeniliyor ve niye bizi yendiniz dercesine maç sonrası rakip takım oyuncularına saldırılıyor biliyorsunuz işte, orada olaylar polis kameralarınca da kayıt altına alınmasına rağmen ne oldu renktaşlar? hemen üstü örtüldü, ne hikmetse sezonu kapatmış 2 oyuncuya ceza verildi ve hiç bir şey olmamış gibi son maçlara çıktı takımlar. benzer olduğu için bu örneği vermek istedim, orada da fiili saldırı vardı, darp vardı. ama bizim yine bir kısmımız ne dedi; biz zaten sezon genelinde şampiyonluğu hak edecek bir oyun oynamadık. entry'min asıl konusuyla bağdaştıracak olursam, taraftarı yönetimi ve teknik ekibiyle biz tek ses olsaydık geçen sene o beşiktaş bizden o şampiyonluğu alabilir miydi?
toparlamam gerekirse, bu olaya da geniş çerçeveden bakalım ve marcao için karar her ne olursa olsun tek ses olalım, bölünmeyelim. fırsat vermeyelim. tek temennim budur.
not: marcao mevzusunda benim de şahsi görüşüm, en ağır cezayı alması, en azından vicdan sahibi herkesin vicdanını rahatlatacak bir yaptırım uygulanması. artık bir gölge gibi bu olay peşinden geleceği için, kulübü maddi zarara uğratmadan en kısa yoldan elden çıkarılması. he olur da aksi olursa ve hala aynı yoldan yürürsek de ben yine çıkıp aslolan galatasaray diye bağırmaya devam ederim.
