1182
bazan kendi kendime, biz çok mu zayıfız yoksa bu trabzon ve rizeliler cürümlerinden çok yer mi yakıyor diye soruyorum. ya bu iki kulüp yöneticileri çok zeki biz aptalız ya da bunlar ukalalığın zirvesinde.
bakın bu iki kulüp için türkiye’de en büyük düşman (düşman kelimesini özellikle kullandım çünkü öyle davranıyorlar) kulüp hangisidir diye sorsalar hemen galatasaray derim. otuz milyon taraftarımıza sorulsa %99 aynı cevabı verir diye düşünüyorum.
bu trabzon’un 2010/2011 sezonuna ilişkin yaşadığı mağduriyette adam gibi yanlarında olan tek kulüp galatasaray taraftarı ve yönetimiydi. buna rağmen bunlar fenerbahçe’den çok galatasaray’ı hedef alırlar. eski başkanları sadri şener ve yeni başkanları ahmet ağaoğlu’nun galatasaray maçlarından sonraki beyanlarını hatırlayalım. hatta bu ağaoğlu denen zıpçıktı, galatasaray’ı çanakkale’yi geçmeye çalışan işgalcilerle bir tutmuştu bir maç sonrası.
rize’ye gelince, onlar da adeta fenerbahçe’nin pilot. takımı gibi hareket ediyorlar. fenerbahçe’ye her sezon istisnasız altı puan verirken, (hiç istatistiklere bakmadan genel kanı olarak söylüyorum) bizden çok puan aldılar. futbol bir oyun aldıkları puanlara hiç sözüm yok ama rize’de oynadığımız her maç sakat verdik (muslera, emre akbaba, andone) kırmızı kartlarla eksik kaldık. (adem büyük) üstelik maç sonu silahım olsa hakemi vururdum diyen bir mafyatik başkanla karşılaştık. abdurrahim albayrak’ın oğlu, kendi memleketi olmasına rağmen sırf galatasaralı olduğu için saldırıya uğradı dayak yedi.
peki bu iki kulüp neden bu kadar cürme cesaret edebiliyor? bu gücü nereden alıyorlar? bu sorunun cevabı sır değil bütün dünya biliyor. ancak ben bu zatlara bir şey hatırlatmak istiyorum. alemde devirler döner, bazı yıldızlar söner bazı yıldızlar devran eder. sakın elinize fırsat geçti diye başkalarına zulmetmeyin. nasıl ki evren düzenini bozanları hallaç pamuğu gibi atıyorsa, türkiye için evren gibi büyük galatasaray camiası da her hesabı sorar. unutmayın evrenin değişmeyen en temel kuralı “eden bulur” kuralıdır.
neden yazdım bunları? şimdi oğulcan çağlayan konusunda bir sorun yaşıyoruz. oğulcan çağlayan konusunda gerek uçk gerek tff gerekse tahkim kurulu %100 hukukun açık ilkelerine aykırı bir şekilde galatasaray ve oğulcan aleyhine kararlar verdi. bu kararları kimin verdirdiğini biliyor muyuz? tabii ki biliyoruz bundan ne şüphe. ülkede hukuk ve yasalar ayaklar altında çiğnenirken bunun futbola yansımalarının olması da kaçınılmazdır ki nitekim oldu. fatih hoca’ya adeta düşman muamelesi yapılması ve insafsızca cezaların verilmesi de hep bu anomalinin sonucudur.
oğulcan konusunda tff ve tahkim’in verdiği kararlar nedeniyle ilgili tahkim üyeleri ve federasyon hakkında suç duyurusunda bulunmalı ve tazminat davası açılmalı ki rezzan epözdemir de bunu yapacaklarını ifade etmiş. işin hukuki tarafı böyle.
a spor’a göre şimdi anlaşmışız rize sporla. ne karşılığında? emre taşdemir ve ali yavuz kol bonservisiyle, yunus akgün ise kiralık olarak verilecekmiş. türk futbolcu kontenjanından tam üç futbolcumuzu verecekmişiz. üstelik rize başkanı tahir kıran’ın söyleminden anladığım kadarıyla emre taşdemir’in ücretinin fazla olduğunu ve bir kısmını galatasaray’ın karşılamsı isteniyormuş. akıllara zarar bir durum. özellikle ali yavuz kol’un bonservisiyle ve yunus akgün’ün kiralık verilmesi bence hata olur. yunus akgün bence bu sezon galatasaray’da kalmalı. kalırsa hem türk oyuncu kontenjanını rahatlatır hem de aşama kaydederse büyük kazanç olur. ali yavuz kol ise potansiyelli bir futbolcu ve süper lig’den o’nu isteyecek çok takım olur. çünkü geçen sezon denizli spor’da başarılı bir çıkış yaptı.
kanaatim odur ki ali yavuz kol oğulcan’dan daha değerli bir oyuncu. bir-iki sezon pişerse çok başarılı olabilir. o zaman neden gözden çıkarılıyor anlamıyorum.
emre taşdemir’in verilmesine itirazım olmaz ama ücretinin bir kısmını neden karşılayalım onu da anlamıyorum.
dedim ya, ya bunlar çok zeki ya da biz ……
not: oğulcan çağlayan kararı yargıtaydan lehimize dönecektir diye düşünüyorum. ancak oğulcan çağlayan yargıtay karar verinceye kadar oynayamazsa sorun kördüğüm olur. dolayısıyla rize ile anlaşılacaksa dahi bütün tazminat hakları saklı tutulmalı ve emre taşdemir dışında a takım kadrosundan futbolcu verilmemeli. alt yapıdan bir futbolcu düşünülmeli.
bakın bu iki kulüp için türkiye’de en büyük düşman (düşman kelimesini özellikle kullandım çünkü öyle davranıyorlar) kulüp hangisidir diye sorsalar hemen galatasaray derim. otuz milyon taraftarımıza sorulsa %99 aynı cevabı verir diye düşünüyorum.
bu trabzon’un 2010/2011 sezonuna ilişkin yaşadığı mağduriyette adam gibi yanlarında olan tek kulüp galatasaray taraftarı ve yönetimiydi. buna rağmen bunlar fenerbahçe’den çok galatasaray’ı hedef alırlar. eski başkanları sadri şener ve yeni başkanları ahmet ağaoğlu’nun galatasaray maçlarından sonraki beyanlarını hatırlayalım. hatta bu ağaoğlu denen zıpçıktı, galatasaray’ı çanakkale’yi geçmeye çalışan işgalcilerle bir tutmuştu bir maç sonrası.
rize’ye gelince, onlar da adeta fenerbahçe’nin pilot. takımı gibi hareket ediyorlar. fenerbahçe’ye her sezon istisnasız altı puan verirken, (hiç istatistiklere bakmadan genel kanı olarak söylüyorum) bizden çok puan aldılar. futbol bir oyun aldıkları puanlara hiç sözüm yok ama rize’de oynadığımız her maç sakat verdik (muslera, emre akbaba, andone) kırmızı kartlarla eksik kaldık. (adem büyük) üstelik maç sonu silahım olsa hakemi vururdum diyen bir mafyatik başkanla karşılaştık. abdurrahim albayrak’ın oğlu, kendi memleketi olmasına rağmen sırf galatasaralı olduğu için saldırıya uğradı dayak yedi.
peki bu iki kulüp neden bu kadar cürme cesaret edebiliyor? bu gücü nereden alıyorlar? bu sorunun cevabı sır değil bütün dünya biliyor. ancak ben bu zatlara bir şey hatırlatmak istiyorum. alemde devirler döner, bazı yıldızlar söner bazı yıldızlar devran eder. sakın elinize fırsat geçti diye başkalarına zulmetmeyin. nasıl ki evren düzenini bozanları hallaç pamuğu gibi atıyorsa, türkiye için evren gibi büyük galatasaray camiası da her hesabı sorar. unutmayın evrenin değişmeyen en temel kuralı “eden bulur” kuralıdır.
neden yazdım bunları? şimdi oğulcan çağlayan konusunda bir sorun yaşıyoruz. oğulcan çağlayan konusunda gerek uçk gerek tff gerekse tahkim kurulu %100 hukukun açık ilkelerine aykırı bir şekilde galatasaray ve oğulcan aleyhine kararlar verdi. bu kararları kimin verdirdiğini biliyor muyuz? tabii ki biliyoruz bundan ne şüphe. ülkede hukuk ve yasalar ayaklar altında çiğnenirken bunun futbola yansımalarının olması da kaçınılmazdır ki nitekim oldu. fatih hoca’ya adeta düşman muamelesi yapılması ve insafsızca cezaların verilmesi de hep bu anomalinin sonucudur.
oğulcan konusunda tff ve tahkim’in verdiği kararlar nedeniyle ilgili tahkim üyeleri ve federasyon hakkında suç duyurusunda bulunmalı ve tazminat davası açılmalı ki rezzan epözdemir de bunu yapacaklarını ifade etmiş. işin hukuki tarafı böyle.
a spor’a göre şimdi anlaşmışız rize sporla. ne karşılığında? emre taşdemir ve ali yavuz kol bonservisiyle, yunus akgün ise kiralık olarak verilecekmiş. türk futbolcu kontenjanından tam üç futbolcumuzu verecekmişiz. üstelik rize başkanı tahir kıran’ın söyleminden anladığım kadarıyla emre taşdemir’in ücretinin fazla olduğunu ve bir kısmını galatasaray’ın karşılamsı isteniyormuş. akıllara zarar bir durum. özellikle ali yavuz kol’un bonservisiyle ve yunus akgün’ün kiralık verilmesi bence hata olur. yunus akgün bence bu sezon galatasaray’da kalmalı. kalırsa hem türk oyuncu kontenjanını rahatlatır hem de aşama kaydederse büyük kazanç olur. ali yavuz kol ise potansiyelli bir futbolcu ve süper lig’den o’nu isteyecek çok takım olur. çünkü geçen sezon denizli spor’da başarılı bir çıkış yaptı.
kanaatim odur ki ali yavuz kol oğulcan’dan daha değerli bir oyuncu. bir-iki sezon pişerse çok başarılı olabilir. o zaman neden gözden çıkarılıyor anlamıyorum.
emre taşdemir’in verilmesine itirazım olmaz ama ücretinin bir kısmını neden karşılayalım onu da anlamıyorum.
dedim ya, ya bunlar çok zeki ya da biz ……
not: oğulcan çağlayan kararı yargıtaydan lehimize dönecektir diye düşünüyorum. ancak oğulcan çağlayan yargıtay karar verinceye kadar oynayamazsa sorun kördüğüm olur. dolayısıyla rize ile anlaşılacaksa dahi bütün tazminat hakları saklı tutulmalı ve emre taşdemir dışında a takım kadrosundan futbolcu verilmemeli. alt yapıdan bir futbolcu düşünülmeli.