3
14 temmuz 2021 4 büyük kulüp başkanı habertürk canlı yayını ‘nda tekrar gündeme gelen proje. hatta sayın başkanların açıklamasından anlıyoruz ki ahmet ağaoğlu kulüpler birliği başkanlığını kabul ederken bu projenin gerçekleşmesini ön şart koşmuş. bu irade çok önemli. neden? biz anlayacağız ki ahmet ağaoğlu’nun kulüpler birliği başkanı olduğu her an türk futbolu bu projeye biraz daha yaklaşmış olacak.
aslında proje yeni değil, ilk olarak 2015 de gündeme gelmiş, hatta tff ile kulüpler birliği protokol bile imzalamıştı. aradan 6 yıl geçti. 6 yılda herşeyin bitmiş olmasını beklersiniz ama bırakın bitmeyi aksine geriye gidiş oldu. şu anda türk futbolu maalesef can çekişiyor.
peki nedir bu süper lig aş? bu oluşumu aslında sadece şirket olarak görmek büyük hata olur. temelde, tff ‘yi artık denetleyici ve futboldaki regülasyonları koyucu bir noktaya taşırken, kulüpleri ise daha fazla işin içine alıyor.
örneğin naklen yayın. yeni sistem, naklen yayının ihalesinden başlayarak organizasyon sorumluluğuna kadar herşeyi tff den alıp kulüplere veriyor. yani kulüpler, kurduğu şirket üzerinden işveren sıfatı ile ihale yapıyor, uygulanması için gerekli bütün organizasyonları da sağlıyor. tff burada gözlemci olabilir. tff nin gelirden payı da değişmiyor ve garanti altında. yani tff etliye sütlüye karışmıyor, türk futbolunun geleceğini korumak sıfatı ile ihaleye dahil oluyor ve gün sonunda %4 bedelini alıp çekiliyor. tff açısından bakarsak muhteşem bi iş olur. neden? bugün tartışılan ne? yayıncı kuruluş hem para vermiyor hem de üstüne indirim yapıyor. sorumlusu da tff olduğu için herkes tff ye yükleniyor. işi kulüpler birliği ihale etmiş olsa
tff nin diyeceği şey çok basit: “kardeşim ben ihale etmedim ki, siz anlaştınız” bitti. bu kadar.
en fazla şey dersiniz, benim payı bu sene vermeyin seneye verin falan dersin bi de ağalık yaparsın. kafan rahat.
sonra, hakem konusu. eski çalışmada ingiltere premier lig’den profesyoneller dahil olmuştu ve sistem ingiltere’dekine benzer oluşturulmaya çalışılmıştı. detayı nedir? hakemler şirketleşsin. şirket sorumluluğu, uygulama organizasyonu ve hakem eğitimi , yetiştirilmesi yine kulüplerde olsun. tff dilerse gözlemci atasın ve gözlemci raporlarına göre hakemler dönüşüme girsin. tff için yine harika. her maç hakemlere sallayan adamlara yine sakince şunu söylersin, “ gözlemci raporlarında sıkıntı varsa konuşalım ama ataması bile benim sorumluluğumda olmayan bi işi bana yüklemeyin”.
sonra, sponsorluk anlaşmaları. yine yeni sistem sorumluluğu kulüplere bırakıyor. tff sponsor bulmak zorundayız stresli ile yaşamak zorunda kalmıyor. şirketleşmiş ve tek vücut olmuş kulüpler hem birlikteliğin verdiği güçle daha sağlam masaya oturuyor hem de tff ye yüklenme ihtimali yine ortadan kalkıyor.
eski çalışmada yoktu ama yeni sistemde mutlaka olması gereken şey, futbolcu gelişimi yani altyapı konusu ve yabancı oyuncu sayısı. türkiye’de ne yaparsanız yapın, altyapı için tesis kurmadıkça, eğitici yetiştiremeyip profesyonel altyapı antrenörleri ile çalışmadıkça ve nihayet genç futbolcu gelişimi için bir şey yapmadıkça, futbolcu yetiştirmeniz imkansızdır. tff futbolun içinde bu kadar girmişken, oyuncu yetiştirememe konusunda da sorumludur. bu yüzden bu yetkisi ve sorumluluğunu onun üzerinden alıp , kulüplere yüklemek en doğrusu.
eğer bir gün süper lig a.ş. ye geçebilirsek, kesinlikle ve kesinlikle altyapı ve yabancı oyuncu sayısı konularının da değişime eklenmesi gereklidir. bu türk futbolu için elzemdir.
yapılacak şey çok da basit aslında. tff yeni sistemde naklen yayındaki payını %4 değil de %15’de tutsa; aradaki 11 puan, altyapı oyuncusu oynatan kulübe ödense muhteşem bir fon sağlanmış olur. örneğin, tff süper ligde oynayan altyapı oyuncusunun oynadığı her resmî karşılaşma için 30.000 dolar veriyorum dese, biz iki yıla kalmaz altınordu gibi takımları süper ligde başa oynuyor görürüz. hem kulübün altyapı harcamasını garanti ediyorsun, hem de futbolcu ücretini garanti ediyorsun. üstüne türk futbolcusu yetiştiriyorsun. bunu becerebilirlerse, yabancı sayısını tartışmaya bile gerek kalmayacak noktaya erişiriz.
yabancı sayısı için de kulüpler birliğinin yapacağı en temel şey, bu sayı ne olacaksa bir daha değişmemesi gerektiği yönünde dik durmak. çünkü sayı değişikliği türk futbol endüstrisi’ne çok ciddi zarar veriyor.
sonuç olarak, 14 temmuz 2021 4 büyük kulüp başkanı habertürk canlı yayını ‘nın olması bile türk futbolu için milattır. üzerine hiç beklenmedik bir şekilde geleceğe dönük muhteşem bir vizyon ve türk futbolu adına umutlanmamızı sağlayacak gelişmeler olmuştur. 4 kulüp başkanı hiçbir şey yapmasa, şampiyon olmasa , transfer bile yapmasa ama şu süper lig a.ş. dönüşümünü başarabilse, türk futbolu adına çok büyük hizmet yapmış olurlar. inşallah bu görevlerinde de muvaffak olurlar.
aslında proje yeni değil, ilk olarak 2015 de gündeme gelmiş, hatta tff ile kulüpler birliği protokol bile imzalamıştı. aradan 6 yıl geçti. 6 yılda herşeyin bitmiş olmasını beklersiniz ama bırakın bitmeyi aksine geriye gidiş oldu. şu anda türk futbolu maalesef can çekişiyor.
peki nedir bu süper lig aş? bu oluşumu aslında sadece şirket olarak görmek büyük hata olur. temelde, tff ‘yi artık denetleyici ve futboldaki regülasyonları koyucu bir noktaya taşırken, kulüpleri ise daha fazla işin içine alıyor.
örneğin naklen yayın. yeni sistem, naklen yayının ihalesinden başlayarak organizasyon sorumluluğuna kadar herşeyi tff den alıp kulüplere veriyor. yani kulüpler, kurduğu şirket üzerinden işveren sıfatı ile ihale yapıyor, uygulanması için gerekli bütün organizasyonları da sağlıyor. tff burada gözlemci olabilir. tff nin gelirden payı da değişmiyor ve garanti altında. yani tff etliye sütlüye karışmıyor, türk futbolunun geleceğini korumak sıfatı ile ihaleye dahil oluyor ve gün sonunda %4 bedelini alıp çekiliyor. tff açısından bakarsak muhteşem bi iş olur. neden? bugün tartışılan ne? yayıncı kuruluş hem para vermiyor hem de üstüne indirim yapıyor. sorumlusu da tff olduğu için herkes tff ye yükleniyor. işi kulüpler birliği ihale etmiş olsa
tff nin diyeceği şey çok basit: “kardeşim ben ihale etmedim ki, siz anlaştınız” bitti. bu kadar.
en fazla şey dersiniz, benim payı bu sene vermeyin seneye verin falan dersin bi de ağalık yaparsın. kafan rahat.
sonra, hakem konusu. eski çalışmada ingiltere premier lig’den profesyoneller dahil olmuştu ve sistem ingiltere’dekine benzer oluşturulmaya çalışılmıştı. detayı nedir? hakemler şirketleşsin. şirket sorumluluğu, uygulama organizasyonu ve hakem eğitimi , yetiştirilmesi yine kulüplerde olsun. tff dilerse gözlemci atasın ve gözlemci raporlarına göre hakemler dönüşüme girsin. tff için yine harika. her maç hakemlere sallayan adamlara yine sakince şunu söylersin, “ gözlemci raporlarında sıkıntı varsa konuşalım ama ataması bile benim sorumluluğumda olmayan bi işi bana yüklemeyin”.
sonra, sponsorluk anlaşmaları. yine yeni sistem sorumluluğu kulüplere bırakıyor. tff sponsor bulmak zorundayız stresli ile yaşamak zorunda kalmıyor. şirketleşmiş ve tek vücut olmuş kulüpler hem birlikteliğin verdiği güçle daha sağlam masaya oturuyor hem de tff ye yüklenme ihtimali yine ortadan kalkıyor.
eski çalışmada yoktu ama yeni sistemde mutlaka olması gereken şey, futbolcu gelişimi yani altyapı konusu ve yabancı oyuncu sayısı. türkiye’de ne yaparsanız yapın, altyapı için tesis kurmadıkça, eğitici yetiştiremeyip profesyonel altyapı antrenörleri ile çalışmadıkça ve nihayet genç futbolcu gelişimi için bir şey yapmadıkça, futbolcu yetiştirmeniz imkansızdır. tff futbolun içinde bu kadar girmişken, oyuncu yetiştirememe konusunda da sorumludur. bu yüzden bu yetkisi ve sorumluluğunu onun üzerinden alıp , kulüplere yüklemek en doğrusu.
eğer bir gün süper lig a.ş. ye geçebilirsek, kesinlikle ve kesinlikle altyapı ve yabancı oyuncu sayısı konularının da değişime eklenmesi gereklidir. bu türk futbolu için elzemdir.
yapılacak şey çok da basit aslında. tff yeni sistemde naklen yayındaki payını %4 değil de %15’de tutsa; aradaki 11 puan, altyapı oyuncusu oynatan kulübe ödense muhteşem bir fon sağlanmış olur. örneğin, tff süper ligde oynayan altyapı oyuncusunun oynadığı her resmî karşılaşma için 30.000 dolar veriyorum dese, biz iki yıla kalmaz altınordu gibi takımları süper ligde başa oynuyor görürüz. hem kulübün altyapı harcamasını garanti ediyorsun, hem de futbolcu ücretini garanti ediyorsun. üstüne türk futbolcusu yetiştiriyorsun. bunu becerebilirlerse, yabancı sayısını tartışmaya bile gerek kalmayacak noktaya erişiriz.
yabancı sayısı için de kulüpler birliğinin yapacağı en temel şey, bu sayı ne olacaksa bir daha değişmemesi gerektiği yönünde dik durmak. çünkü sayı değişikliği türk futbol endüstrisi’ne çok ciddi zarar veriyor.
sonuç olarak, 14 temmuz 2021 4 büyük kulüp başkanı habertürk canlı yayını ‘nın olması bile türk futbolu için milattır. üzerine hiç beklenmedik bir şekilde geleceğe dönük muhteşem bir vizyon ve türk futbolu adına umutlanmamızı sağlayacak gelişmeler olmuştur. 4 kulüp başkanı hiçbir şey yapmasa, şampiyon olmasa , transfer bile yapmasa ama şu süper lig a.ş. dönüşümünü başarabilse, türk futbolu adına çok büyük hizmet yapmış olurlar. inşallah bu görevlerinde de muvaffak olurlar.