127
şimdi efendim yazıma (bkz: #305294) ile başlayalım. inönü deplasmanında kaçan galibiyet dışında her şey yolunda gitti. liderliğimizi beşiktaş derbisini atlatarak sürdürmek, hatta puan farkını 2'ye çıkarmak önemli. zira sezonun sonlarına yaklaştıkça puan kayıplarının telafisi zorlaşacaktır. hatta bu sezon için en çok istediğim şey, fenerbahçe'nin diğer sezonlara göre farklı olarak maça* mutlak galibiyet parolası ile çıkmasıdır. volkan* efendiyi kale vuruşlarında vakit geçirirken bir de bu sezon görelim.*
şu sakatlıklardan yakınıp nasıl geçeceği konusunda kara kara düşündüğümüz şubat ayını bir inceleyelim:
20. hafta:
kayserispor 0 0 galatasaray
fenerbahçe 1 1 diyarbakırspor
21. hafta:
galatasaray 3 0 ankaraspor*
manisaspor 2 2 fenerbahçe
22. hafta:
beşiktaş 1 1 galatasaray
fenerbahçe 2 3 bursaspor
avrupa ligi:
a.madrid 1 1 galatasaray
lille 2 1 fenerbahçe
türkiye kupası:
antalyaspor 2 1 galatasaray
galatasaray 3 2 antalyaspor
fenerbahçe 3 0 bursaspor
bursaspor3 1 fenerbahçe
şimdi bu dönemde galatasaray ligde 5 puanı cebine koyup a.madrid deplasmanından avantajlı bir skorla dönerken,* fenerbahçe ligde 2 puan alıp lille mağlubiyeti ile kapatmış bahsi geçen dönemi. türkiye kupasında iyi futbola rağmen yapılan basit hatalar dolayısıyle elenmemiz tabi ki bu döneme dair tek üzücü husus.
sanıyorum kadro sıkıntısına rağmen alınan sonuçlar, galatasaray adına oynanan güzel futbol geleceğe bakış açımız için güzel bir örnek oluşturmakta. hele ki avrupa ligi'nde 2 takımın rakipleri ve alınan skorlar düşünülünce başarının boyutu bir kez daha gözler önüne serilmiş oluyor. heyt be, vizyon kokuyor buralar vizyon.
şubat ayındaki skorlara bakıldığında fenerbahçe'nin 6 maçta kalesinde gördüğü 11 gole karşılık* galatasaray'ın 5 maçta yediği 7 gol dikkatlerden kaçmıyor.* sezon başında galatasaray'ın savunma yönünü eleştiren, fenerbahçe savunmasını göklere çıkaran bünyelerin bugünlerde bu konuda ne düşündüğü merak konusu açıkçası. hatta ligde fenerbahçe maç başına 2 gol yerken galatasaray 0.5 gol yemiş.* bu durumu neill effect olarak değerlendirmek zor olmasa gerek. tabi büyük bir oranda diye de belirtelim, tüm tabloyu neill'a mal etmek diğer oyunculara haksızlık olur. bu dönemde galatasaray savunması adına yaşanan en olumlu durum bence 6 şubat 2010 kayserispor galatasaray maçi ile göreve başlayan emre güngör lucas neill ikilisinin savunmanın göbeğinde gösterdiği müthiş performanstır.
sezon başında savunma yönü ile eleştirilen galatasaray'ın bu yöndeki gelişimi bizleri mutlu etmektedir. hatta bazı spor yorumcuları da son dönemde bu konuya değinmeye başladı.
gelelim ileriki dönemde neler olabileceği konusuna...
galatasaray'ın oynayacağı maçlar şöyle sıralanıyor:
kasımpaşa
eskişehirspor(d)
ankaragücü
trabzonspor(d)
fenerbahçe
sivasspor(d)
diyarbakırspor
manisaspor(d)
bursaspor
ibb(d)
antalyaspor
gençlerbirliği(d)
fenerbahçe'nin maçları ise şöyle:
ibb(d)
antalyaspor
gençlerbirliği(d)
gaziantepspor
galatasaray(d)
kayserispor
ankaraspor*
beşiktaş
kasımpaşa(d)
eskişehirspor
ankaragücü(d)
trabzonspor
haftaya oynanacak olan ibb - fenerbahçe maçı için son 2 yıla bir bakalım:
2007-2008 sezonu 1. hafta ibb: 2 -0 :fb
2008-2009 sezonu 19. hafta ibb: 2-0 :fb
2009-2010 sezonu 6. haftasında 1-0 kazanan fenerbahçe'nin kötü futbol oynadığını, maç sonunda taraftarı tarafından ıslıklandığını, ilk haftalardaki kötü futbolun iyice günyüzüne çıktığını hatırlayın. maç başlığında yine yazacağım ama, burda da belirteyim. ibb- fenerbahçe maçı, abdullah avcı'nın olimpiyat meşalesini yakacağı maç* olacak diye umut ediyorum.
fikstür konusunda galatasaray fenerbahçe'yi evinde ağırlayacak olması açısından avantajlı öncelikle. fenerbahçe'nin oynayacağı takımlar ise daha zorlu görünüyor. bana kalırsa fenerbahçe'nin 30. haftadaki beşiktaş derbisi şampiyonun belirlenmesi açısından en kritik dönemeç olacaktır. aynı haftada galatasaray ise manisaspor deplasmanında oynuyor olacak.
mart ayında sakatlıkların düzeleceği, takımın asları olan harry kewell, milan baros'un dönecek olması, jo'nun hazır olması bizim için çok olumlu şeyler.
şöyle bir baktım da, her şey yolunda gidiyor fazlasıyla. avrupa ligi'nde de fire vermezsek, onun da morali ile çok önemli işler başarılabilir. fenerbahçe'nin türkiye kupası'nda maçlar yapacak olması da mart ayı döneminde kritiktir bence. daha önümüzde çok yol olmasına rağmen bir değerlendirme yapılması gerektiğine inanarak birşeyler yazdım, hazır moralim de iyiyken.*
şampiyonluk şarkıları söylemek için erken olsa da, umuyorum, yürekten söylüyorum ki sezon başında söylediğimiz (gbkz: "rijkaard başımızda olsun da, bu sezon şampiyon olmasak da olur, sabrederiz") söylemlerine başvurmamıza gerek dahi kalmayacak, gerçi sabır konusunda bir hayli sıkıntılı olsak da..
ey galatasaraylı buraları şampiyonluk kokuları sarmaya başladı, hissediyor musun?
şu sakatlıklardan yakınıp nasıl geçeceği konusunda kara kara düşündüğümüz şubat ayını bir inceleyelim:
20. hafta:
kayserispor 0 0 galatasaray
fenerbahçe 1 1 diyarbakırspor
21. hafta:
galatasaray 3 0 ankaraspor*
manisaspor 2 2 fenerbahçe
22. hafta:
beşiktaş 1 1 galatasaray
fenerbahçe 2 3 bursaspor
avrupa ligi:
a.madrid 1 1 galatasaray
lille 2 1 fenerbahçe
türkiye kupası:
antalyaspor 2 1 galatasaray
galatasaray 3 2 antalyaspor
fenerbahçe 3 0 bursaspor
bursaspor3 1 fenerbahçe
şimdi bu dönemde galatasaray ligde 5 puanı cebine koyup a.madrid deplasmanından avantajlı bir skorla dönerken,* fenerbahçe ligde 2 puan alıp lille mağlubiyeti ile kapatmış bahsi geçen dönemi. türkiye kupasında iyi futbola rağmen yapılan basit hatalar dolayısıyle elenmemiz tabi ki bu döneme dair tek üzücü husus.
sanıyorum kadro sıkıntısına rağmen alınan sonuçlar, galatasaray adına oynanan güzel futbol geleceğe bakış açımız için güzel bir örnek oluşturmakta. hele ki avrupa ligi'nde 2 takımın rakipleri ve alınan skorlar düşünülünce başarının boyutu bir kez daha gözler önüne serilmiş oluyor. heyt be, vizyon kokuyor buralar vizyon.
şubat ayındaki skorlara bakıldığında fenerbahçe'nin 6 maçta kalesinde gördüğü 11 gole karşılık* galatasaray'ın 5 maçta yediği 7 gol dikkatlerden kaçmıyor.* sezon başında galatasaray'ın savunma yönünü eleştiren, fenerbahçe savunmasını göklere çıkaran bünyelerin bugünlerde bu konuda ne düşündüğü merak konusu açıkçası. hatta ligde fenerbahçe maç başına 2 gol yerken galatasaray 0.5 gol yemiş.* bu durumu neill effect olarak değerlendirmek zor olmasa gerek. tabi büyük bir oranda diye de belirtelim, tüm tabloyu neill'a mal etmek diğer oyunculara haksızlık olur. bu dönemde galatasaray savunması adına yaşanan en olumlu durum bence 6 şubat 2010 kayserispor galatasaray maçi ile göreve başlayan emre güngör lucas neill ikilisinin savunmanın göbeğinde gösterdiği müthiş performanstır.
sezon başında savunma yönü ile eleştirilen galatasaray'ın bu yöndeki gelişimi bizleri mutlu etmektedir. hatta bazı spor yorumcuları da son dönemde bu konuya değinmeye başladı.
gelelim ileriki dönemde neler olabileceği konusuna...
galatasaray'ın oynayacağı maçlar şöyle sıralanıyor:
kasımpaşa
eskişehirspor(d)
ankaragücü
trabzonspor(d)
fenerbahçe
sivasspor(d)
diyarbakırspor
manisaspor(d)
bursaspor
ibb(d)
antalyaspor
gençlerbirliği(d)
fenerbahçe'nin maçları ise şöyle:
ibb(d)
antalyaspor
gençlerbirliği(d)
gaziantepspor
galatasaray(d)
kayserispor
ankaraspor*
beşiktaş
kasımpaşa(d)
eskişehirspor
ankaragücü(d)
trabzonspor
haftaya oynanacak olan ibb - fenerbahçe maçı için son 2 yıla bir bakalım:
2007-2008 sezonu 1. hafta ibb: 2 -0 :fb
2008-2009 sezonu 19. hafta ibb: 2-0 :fb
2009-2010 sezonu 6. haftasında 1-0 kazanan fenerbahçe'nin kötü futbol oynadığını, maç sonunda taraftarı tarafından ıslıklandığını, ilk haftalardaki kötü futbolun iyice günyüzüne çıktığını hatırlayın. maç başlığında yine yazacağım ama, burda da belirteyim. ibb- fenerbahçe maçı, abdullah avcı'nın olimpiyat meşalesini yakacağı maç* olacak diye umut ediyorum.
fikstür konusunda galatasaray fenerbahçe'yi evinde ağırlayacak olması açısından avantajlı öncelikle. fenerbahçe'nin oynayacağı takımlar ise daha zorlu görünüyor. bana kalırsa fenerbahçe'nin 30. haftadaki beşiktaş derbisi şampiyonun belirlenmesi açısından en kritik dönemeç olacaktır. aynı haftada galatasaray ise manisaspor deplasmanında oynuyor olacak.
mart ayında sakatlıkların düzeleceği, takımın asları olan harry kewell, milan baros'un dönecek olması, jo'nun hazır olması bizim için çok olumlu şeyler.
şöyle bir baktım da, her şey yolunda gidiyor fazlasıyla. avrupa ligi'nde de fire vermezsek, onun da morali ile çok önemli işler başarılabilir. fenerbahçe'nin türkiye kupası'nda maçlar yapacak olması da mart ayı döneminde kritiktir bence. daha önümüzde çok yol olmasına rağmen bir değerlendirme yapılması gerektiğine inanarak birşeyler yazdım, hazır moralim de iyiyken.*
şampiyonluk şarkıları söylemek için erken olsa da, umuyorum, yürekten söylüyorum ki sezon başında söylediğimiz (gbkz: "rijkaard başımızda olsun da, bu sezon şampiyon olmasak da olur, sabrederiz") söylemlerine başvurmamıza gerek dahi kalmayacak, gerçi sabır konusunda bir hayli sıkıntılı olsak da..
ey galatasaraylı buraları şampiyonluk kokuları sarmaya başladı, hissediyor musun?