23
https://twitter.com/.../1408781858192625665
öncelikle ilgili twit için konuşayım, o twitin içeriği nefret suçu değildir.
bir söylemin nefret suçu olabilmesi için, belirli bir kesime, din, dil, ırk vb. gibi sebeplerden ötürü söylemde bulunulması gerekmektedir. somut olayda böyle bir söylem bulunmamaktadır.
ikincisi, kabul edin ya da etmeyin, "yağmurlu havada su vermem" ile ilgili söylem arasında içerik anlamında fark 0, yazı ile sıfırdır. insanlar "boş boş" derken "ampır ampır", insanlar "50 kere söyledim" derken 1"453 kere söyledim", insanlar "yağmurlu havada su vermem" derken "ölse ambulans çağırmam" kalıbını kullanıyorum; sadece belhanda için değil herkes için kullanıyorum. inan edip dönüp bakarsanız muhtemelen başka bir şey için, hatta arkadaşlarımla diyalog içerisinde de kullanmış olduğumu görebilirsiniz. sonuç olarak yağmurlu havada suyu arabasının camını silmek için istemiyor adam.
ikinci konu da ihraç meselesi. boşa spekülasyon olmasın diye yazıyorum.
05.05.2021 tarihli yönetim kurulu kararına istinaden 109.1 ve 109.2 maddesinin uygulanması talebidir.
bilindiği üzere 13 nisan 2021 tarihinde galatasaray spor kulübü yönetim kurulu 22-29 mayıs tarihlerinde olağan seçimli genel kurul yapılacağını açıklamış olmasına rağmen 05.05.2021 tarihinde 22-29 mayıs tarihlerinde yapılacak seçimi iptal etmiştir.
öncelikle seçim sürecine girdikten sonra yönetim kurulunun bu sürece dahil olup bunu öne arkaya geriye sağa sola çekme, kafasına göre erteleme veya iptal etme hakkı bulunmamaktadır. seçim süreci divan kurulu tarafından yürütülür. başkan adaylarının başvurularını yönetim kuruluna değil divan kuruluna vermelerinin sebebi budur.
galatasaray'dan bağımsız herhangi bir dernekte, tüzükte yapılacağı tarih ve mekan yazan dernek genel kurullarının belirlenen tarih ve tüzükte öngörülen yerde yapılmasının önündeki tek engel, buna bir devlet kurumunun müdahil olması ve/veya mevzuat kaynaklı bir engelin olmasıdır. bu durumda da yine yönetim kurullarının "erteleme" veya "iptal" yetkisi bulunmamaktadır; yasal engel ortadan kalktıktan sonra genel kurulun "mümkün olan ilk anda" yapılması gerekir.
ihraç talebine mesnet 05.05.2021 tarihli yönetim kurulu kararının alındığı sırada 22-29 mayıs tarihlerinde seçimin olağan seyrine uygun yapılmasının önünde hukuki bir engel bulunmamaktadır. nitekim, kulüp twitter sayfasından bizzat yönetim kurulunun paylaştığı valiliğin 06.05.2021 tarihli kararında da, 17 mayıs kabine kararları açıklanana kadar sürecin öngörülen şekilde yürütülmesinde bir sakınca bulunmadığı net bir şekilde ifade edilmiştir.
bu deliller kapsamında, herhangi bir hukuki engelin bulunmadığı ortamda 05.05.2021 tarihinde, kabine kararları kapsamında en fazla ertelenebilecek bir seçimin "iptali" yönünde alınan karar hukuka aykırıdır. nasıl ki bir mahkeme 3 gün önce onaylanmış ancak yürürlüğe girmemiş bir karara binaen "şu tarihte yürürlüğe girecek ...." yazıp karar basmak yerine duruşmayı kısa süre erteleyip, kanun yürürlüğe girince ona uygun karar veriyorsa, bizlerin de yönetime söylediği, bu kararı 5 mayıs tarihinde alamayacakları, 18 mayısı beklemeleri idi. bunun aksinin seçimlerin olağan takvime uygun olarak yapılmasının engellenmesi anlamına geleceğini, bu bağlamda 109.1 ve 109.2 maddelerini gerektireceğini, bu karardan dönülmesi gerektiğini yazdık, yazdığımız gibi arayarak da ilettik, hatta yalvardık.
herkesin buraya doluşup mustafa cengiz ile neden uğraştığımızı sorduğunu görüyorum;
lakin üzerinde spekülasyon yapılan dilekçede 1 tane isim yok. "05.05.2021 tarihli yönetim kurulu kararını alan yönetim kurulu üyeleri" ibaresi var. şikayet edilen kişilerin adı tek tek yazmıyor, kararı kim imzaladıysa onlar şikayete konu ediliyor.
hukuk kurallarının özelliği kişilere göre değişmemesidir. hukukun üstünlüğünü kurumların devamlılığı için olmazsa olmaz kılan, hukuk kurallarının düzenleyici ve tabi olan herkesin riayet etmek zorunda olması özelliğidir.
ne mustafa cengiz'in kötü yönetimi, ne temsil kabiliyetsizliği şikayete konu edilmiştir. şikayete konu edilen, yönetim kurulunun, yetkisi olmayan bir konuda, hukuki dayanağı olmayan bir şekilde aldığı karardır. hukuk "bir kereden bir şey olmaz" denecek bir kavram değildir. nasıl ki biri çıkıp sizi vursa ve mahkemeye gitseniz ve hakim "bir kerelik affedelim ya" şeklinde karar kursa "ok tamam o zaman" diyerek evinize dönmeyeceksiniz, bu konuda da aynı dirayeti göstermenizi bekliyorum.
kötü yönetim ihraç sebebi değildir. başarısız olmak ihraç sebebi değildir. galatasaray spor kulübü tüzüğünün 109.1 ve 109.2 maddelerinde belirtilen eylemleri gerçekleştirmek, tüzüğe göre ihraç sebebidir, 05.05.2021 tarihli yönetim kurulu kararı altında imzası bulunanların eylemleri de bu maddeler kapsamına girmektedir.
benim ve arkadaşlarımın yapabileceği tek şey, hukukun üstünlüğü kapsamında dilekçe vermektir. disiplin kurulunun işleme koymama hakkı yoktur, disiplin kurulu karar değil tavsiye merciidir. nihai karar yönetim kurulunundur. eğer yönetim kurulu genel kurula getirmezse veya genel kurula gelir de ihraç kararı çıkmazsa, alenen söylediğim gibi mahkemeye gidip peşini kovalamam, çünkü bu kulübün kapısından içeri girdiğim gün normlar hiyerarşisini bir kenara bırakıp, tüzüğü anayasa olarak kabul ettim ve benim nazarımda genel kurulun kararı bütün mahkeme kararlarının üstünde bir yere sahiptir.
bu nedenle spesifik olarak kimseyle uğraşmadığımı(zı)n ve hukuk ne gerektiriyorsa bunun yapılmasını rica ettiğimi(zi)n anlaşılmasını isterim.
edit: linç gelen twitin çok değil 2 twit üstü. https://twitter.com/...777059527270403?s=20
görebileceğiniz üzere olayın geldiği ciddiyet seviyesi bu. velev ki dediğiniz gibi (ki imkansız) nefret suçu, kendimden de nefret ediyor olamam değil mi?
ayrıca daha evvelden dinleyen, okuyan ve bu kapsamda günlük konuşma dilimi bilen ve bu lafı başka konularda benden duymuş insanlar mention içinde savunmalarına rağmen o lafa 1 saniye takılmadan konuya devam ederken, sadece dışarıdan gelip ilgili twiti alıntılayıp duyar kasılmasını gerçekten kimsenin sorgulamaması üzdü.
edit 2: bilgi olsun diye söylüyorum, bir insanı sevmemek ve/veya nefret etmek kendi başına yine suç değildir.
öncelikle ilgili twit için konuşayım, o twitin içeriği nefret suçu değildir.
bir söylemin nefret suçu olabilmesi için, belirli bir kesime, din, dil, ırk vb. gibi sebeplerden ötürü söylemde bulunulması gerekmektedir. somut olayda böyle bir söylem bulunmamaktadır.
ikincisi, kabul edin ya da etmeyin, "yağmurlu havada su vermem" ile ilgili söylem arasında içerik anlamında fark 0, yazı ile sıfırdır. insanlar "boş boş" derken "ampır ampır", insanlar "50 kere söyledim" derken 1"453 kere söyledim", insanlar "yağmurlu havada su vermem" derken "ölse ambulans çağırmam" kalıbını kullanıyorum; sadece belhanda için değil herkes için kullanıyorum. inan edip dönüp bakarsanız muhtemelen başka bir şey için, hatta arkadaşlarımla diyalog içerisinde de kullanmış olduğumu görebilirsiniz. sonuç olarak yağmurlu havada suyu arabasının camını silmek için istemiyor adam.
ikinci konu da ihraç meselesi. boşa spekülasyon olmasın diye yazıyorum.
05.05.2021 tarihli yönetim kurulu kararına istinaden 109.1 ve 109.2 maddesinin uygulanması talebidir.
bilindiği üzere 13 nisan 2021 tarihinde galatasaray spor kulübü yönetim kurulu 22-29 mayıs tarihlerinde olağan seçimli genel kurul yapılacağını açıklamış olmasına rağmen 05.05.2021 tarihinde 22-29 mayıs tarihlerinde yapılacak seçimi iptal etmiştir.
öncelikle seçim sürecine girdikten sonra yönetim kurulunun bu sürece dahil olup bunu öne arkaya geriye sağa sola çekme, kafasına göre erteleme veya iptal etme hakkı bulunmamaktadır. seçim süreci divan kurulu tarafından yürütülür. başkan adaylarının başvurularını yönetim kuruluna değil divan kuruluna vermelerinin sebebi budur.
galatasaray'dan bağımsız herhangi bir dernekte, tüzükte yapılacağı tarih ve mekan yazan dernek genel kurullarının belirlenen tarih ve tüzükte öngörülen yerde yapılmasının önündeki tek engel, buna bir devlet kurumunun müdahil olması ve/veya mevzuat kaynaklı bir engelin olmasıdır. bu durumda da yine yönetim kurullarının "erteleme" veya "iptal" yetkisi bulunmamaktadır; yasal engel ortadan kalktıktan sonra genel kurulun "mümkün olan ilk anda" yapılması gerekir.
ihraç talebine mesnet 05.05.2021 tarihli yönetim kurulu kararının alındığı sırada 22-29 mayıs tarihlerinde seçimin olağan seyrine uygun yapılmasının önünde hukuki bir engel bulunmamaktadır. nitekim, kulüp twitter sayfasından bizzat yönetim kurulunun paylaştığı valiliğin 06.05.2021 tarihli kararında da, 17 mayıs kabine kararları açıklanana kadar sürecin öngörülen şekilde yürütülmesinde bir sakınca bulunmadığı net bir şekilde ifade edilmiştir.
bu deliller kapsamında, herhangi bir hukuki engelin bulunmadığı ortamda 05.05.2021 tarihinde, kabine kararları kapsamında en fazla ertelenebilecek bir seçimin "iptali" yönünde alınan karar hukuka aykırıdır. nasıl ki bir mahkeme 3 gün önce onaylanmış ancak yürürlüğe girmemiş bir karara binaen "şu tarihte yürürlüğe girecek ...." yazıp karar basmak yerine duruşmayı kısa süre erteleyip, kanun yürürlüğe girince ona uygun karar veriyorsa, bizlerin de yönetime söylediği, bu kararı 5 mayıs tarihinde alamayacakları, 18 mayısı beklemeleri idi. bunun aksinin seçimlerin olağan takvime uygun olarak yapılmasının engellenmesi anlamına geleceğini, bu bağlamda 109.1 ve 109.2 maddelerini gerektireceğini, bu karardan dönülmesi gerektiğini yazdık, yazdığımız gibi arayarak da ilettik, hatta yalvardık.
herkesin buraya doluşup mustafa cengiz ile neden uğraştığımızı sorduğunu görüyorum;
lakin üzerinde spekülasyon yapılan dilekçede 1 tane isim yok. "05.05.2021 tarihli yönetim kurulu kararını alan yönetim kurulu üyeleri" ibaresi var. şikayet edilen kişilerin adı tek tek yazmıyor, kararı kim imzaladıysa onlar şikayete konu ediliyor.
hukuk kurallarının özelliği kişilere göre değişmemesidir. hukukun üstünlüğünü kurumların devamlılığı için olmazsa olmaz kılan, hukuk kurallarının düzenleyici ve tabi olan herkesin riayet etmek zorunda olması özelliğidir.
ne mustafa cengiz'in kötü yönetimi, ne temsil kabiliyetsizliği şikayete konu edilmiştir. şikayete konu edilen, yönetim kurulunun, yetkisi olmayan bir konuda, hukuki dayanağı olmayan bir şekilde aldığı karardır. hukuk "bir kereden bir şey olmaz" denecek bir kavram değildir. nasıl ki biri çıkıp sizi vursa ve mahkemeye gitseniz ve hakim "bir kerelik affedelim ya" şeklinde karar kursa "ok tamam o zaman" diyerek evinize dönmeyeceksiniz, bu konuda da aynı dirayeti göstermenizi bekliyorum.
kötü yönetim ihraç sebebi değildir. başarısız olmak ihraç sebebi değildir. galatasaray spor kulübü tüzüğünün 109.1 ve 109.2 maddelerinde belirtilen eylemleri gerçekleştirmek, tüzüğe göre ihraç sebebidir, 05.05.2021 tarihli yönetim kurulu kararı altında imzası bulunanların eylemleri de bu maddeler kapsamına girmektedir.
benim ve arkadaşlarımın yapabileceği tek şey, hukukun üstünlüğü kapsamında dilekçe vermektir. disiplin kurulunun işleme koymama hakkı yoktur, disiplin kurulu karar değil tavsiye merciidir. nihai karar yönetim kurulunundur. eğer yönetim kurulu genel kurula getirmezse veya genel kurula gelir de ihraç kararı çıkmazsa, alenen söylediğim gibi mahkemeye gidip peşini kovalamam, çünkü bu kulübün kapısından içeri girdiğim gün normlar hiyerarşisini bir kenara bırakıp, tüzüğü anayasa olarak kabul ettim ve benim nazarımda genel kurulun kararı bütün mahkeme kararlarının üstünde bir yere sahiptir.
bu nedenle spesifik olarak kimseyle uğraşmadığımı(zı)n ve hukuk ne gerektiriyorsa bunun yapılmasını rica ettiğimi(zi)n anlaşılmasını isterim.
edit: linç gelen twitin çok değil 2 twit üstü. https://twitter.com/...777059527270403?s=20
görebileceğiniz üzere olayın geldiği ciddiyet seviyesi bu. velev ki dediğiniz gibi (ki imkansız) nefret suçu, kendimden de nefret ediyor olamam değil mi?
ayrıca daha evvelden dinleyen, okuyan ve bu kapsamda günlük konuşma dilimi bilen ve bu lafı başka konularda benden duymuş insanlar mention içinde savunmalarına rağmen o lafa 1 saniye takılmadan konuya devam ederken, sadece dışarıdan gelip ilgili twiti alıntılayıp duyar kasılmasını gerçekten kimsenin sorgulamaması üzdü.
edit 2: bilgi olsun diye söylüyorum, bir insanı sevmemek ve/veya nefret etmek kendi başına yine suç değildir.