19916
sosyal medyanın sorunu bir süre sonra herkesin aynı düşünce kalıpları ile hareket etmesi. bir görüş yaygınlaşıyor ve mevzubahis konu herkes tarafından o görüş üzerinden değerlendiriliyor. bu her gündem için aynı neredeyse.
arda'nın 2017-2020 arası olayları mesela. biz de geçen bir sene oynadı. taze o süreç bile önümüzde duruyorken reisçi olması ve gazeteci dövmesi dün yaşanan olay gibi paylaşılıyor hala.
ama ben tamamen farklı bi yere dikkat çekmek istiyorum. bugünlerin favori ortak tepkisini ele alalım mesela. hasbelkader 2 maç çıkış yapan genç için verilen gitsin kendini kurtarsın tepkisi. mustafa kapı için dendi, ozan kabak için dendi. en ufak bir kıpırtıda genç oyunculara müthiş hype biçiyoruz. atalay zidane'dı mesela. işte arda'nın gençliği taraftarca verilen hype'ı hak eden tek performanstı. 2006'dan 2011'e -son sezon hariç- her sezon takımın en iyisiydi. hücumda top ayağına atılır, bütün sorumluluk ona yıkılırdı. unutanlar açıp izlesin. ali yavuz kol hızlı koşunca sözlükte yanında 47 yazıyor, yunus akgün alt ligde gol atınca 'işte geliyor' deniyor bugün. arda derbide atıyordu, şampiyonlar liginde attırıyordu, milli takımda maç alıyordu.
işte o arda o zaman 'kaçıp kendimi kurtarayım' demedi bugünkü ideal tavsiyeler gibi. istısnasız adamı 5 sene de istediler. fenerbahçe önüne o zamanın 5 milyon euro'sunu verdi. ali akman gibi yapamaz mıydı? yapardı. bu adamı medya 3 ayda bir ağlatıyordu.
valla istediğimiz geçmişi hatırlıyor istediğimizi unutuyoruz. algımız tamamen dayatmalarla şekilleniyor. 2 3 çok alıcılı hesap bi şey diyor ve o genelkabul oluyor. bugün taraftar deplasman maçlarına gelmeyen, bir dönem boş oturan lincoln'e büyük topçu, çenesı kırık oynayan maç kaçırmayan belhanda'ya gamsız diyor. bunun yanlış olduğunu dahi fark edemiyor. gözü kapalı. böyle sürüyle örnek geliyor aklıma. selçuk inan'ın 1.5 sezon top oynadığı yalanı vs.
herkes hata yapıyor. her fırsatta hepsini hatırlatmak artık iticiliği bile gecti.
arda'nın 2017-2020 arası olayları mesela. biz de geçen bir sene oynadı. taze o süreç bile önümüzde duruyorken reisçi olması ve gazeteci dövmesi dün yaşanan olay gibi paylaşılıyor hala.
ama ben tamamen farklı bi yere dikkat çekmek istiyorum. bugünlerin favori ortak tepkisini ele alalım mesela. hasbelkader 2 maç çıkış yapan genç için verilen gitsin kendini kurtarsın tepkisi. mustafa kapı için dendi, ozan kabak için dendi. en ufak bir kıpırtıda genç oyunculara müthiş hype biçiyoruz. atalay zidane'dı mesela. işte arda'nın gençliği taraftarca verilen hype'ı hak eden tek performanstı. 2006'dan 2011'e -son sezon hariç- her sezon takımın en iyisiydi. hücumda top ayağına atılır, bütün sorumluluk ona yıkılırdı. unutanlar açıp izlesin. ali yavuz kol hızlı koşunca sözlükte yanında 47 yazıyor, yunus akgün alt ligde gol atınca 'işte geliyor' deniyor bugün. arda derbide atıyordu, şampiyonlar liginde attırıyordu, milli takımda maç alıyordu.
işte o arda o zaman 'kaçıp kendimi kurtarayım' demedi bugünkü ideal tavsiyeler gibi. istısnasız adamı 5 sene de istediler. fenerbahçe önüne o zamanın 5 milyon euro'sunu verdi. ali akman gibi yapamaz mıydı? yapardı. bu adamı medya 3 ayda bir ağlatıyordu.
valla istediğimiz geçmişi hatırlıyor istediğimizi unutuyoruz. algımız tamamen dayatmalarla şekilleniyor. 2 3 çok alıcılı hesap bi şey diyor ve o genelkabul oluyor. bugün taraftar deplasman maçlarına gelmeyen, bir dönem boş oturan lincoln'e büyük topçu, çenesı kırık oynayan maç kaçırmayan belhanda'ya gamsız diyor. bunun yanlış olduğunu dahi fark edemiyor. gözü kapalı. böyle sürüyle örnek geliyor aklıma. selçuk inan'ın 1.5 sezon top oynadığı yalanı vs.
herkes hata yapıyor. her fırsatta hepsini hatırlatmak artık iticiliği bile gecti.
