3674
euro 2020 eziyetini izlemek zorunda kaldıktan sonra birkaç şey yazayım dedim. bu ara yazıp yazıp sildim gerçi.
kadro tercihi rezaletini geçiyorum. normalde bulaşmam o işlere, "hoca tercihidir" derim. ama bu sefer durum farklı. yabancı oyuncu sayısına takık bir teknik direktörden bahsediyoruz sonuçta. ona rağmen sezonu çok iyi yerlerde bitirmiş adamları almıyorsa ve yerlerine takımlarında hiç oynamayan, oynasa da performans veremeyen oyuncuları alıyorsa bir sıkıntı var orada. salih uçan'ın, adem büyük'ün, efecan karaca'nın, halil akbunar'ın, emre kılınç'ın olmadığı bir milli takımda abdülkadir ömür'ün, dorukan toköz'ün ne işi var?
neyse oraları geçelim.
dedim ya teknik direktör tercihidir, olabilir. yani öyle diyelim. ama o seçtiğin kadro ne oynuyor? ne oynatıyorsun? nasıl bir taktik uyguluyorsun? daha doğrusu bir şey var mı?
şimdi şuraya bir video bırakıyorum:
https://www.youtube.com/watch?v=AClad4hhh_k
videoda benim dikkatimi çeken bir şey var. hiç izlemeseydim eleme maçlarını şunu düşünürdüm. "aga biz hep duran toptan atmışız." yani şimdi saymaya üşendim. ama en azından bir yüzde 30'u var. buydu zaten formülümüz genel anlamda. agresif kal, savunma yap, duran toptan, karambolden, uzaktan işi bitir. ben öyle çok organize olup işi bitirdiğimiz bir gol hatırlamıyorum açıkçası.
turnuvada böyle olmadı. hiçbir şey yapamadık. ama kadro ve on bir tercihlerine bakıldığında bu takımın yapabileceği en büyük şey şut olurdu sanırım. gördüğü yerden vurması gereken bir kadro bu. delicilik neredeyse hiç yok. kanat organizasyonu falan bu takım için düşünmezsin. üstelik elinde hakan çalhanoğlu, yusuf yazıcı, cengiz ünder, ozan tufan, burak yılmaz, irfan can kahveci, hatta zeki çelik ve hatta görüyoruz ki mert müldür gibi şutu çok iyi ve vasat arasında değişen adamlar var. ve biz, bu potansiyeli kullanabilecek bir kurgu ortaya koyamamışız.
bu takım her yerden vursaydı, şimdikinden daha fazla golümüz olurdu, yemin ediyorum. en azından pasla falan uğraşmaz, atak sonlandırır, kontra yemezdik.
en kötü istatistik kasardık. heyecan yapardık.
hiçbir şey oynayamayan bir milli takım için, şut pozisyonu yaratacak bir taktik kurgu istemek çok fazla oldu sanırım.
neyse şenol güneş'in keyfi yerindedir. malum, yabancı oyuncu sayısında sınırlamaya gidildi. eğer daha önce gidilseydi kesinlikle bu turnuvanın gözünden vururduk evelallah!
mesela dorukan toköz her şeye rağmen zorla oynatılmak zorunda kalınsaydı takımında, kim bilir neler olurdu?
yukarıda ironiyle yazdıklarımı mazeret diye sunmazsa mazereti kesinlikle yok. yüzde bir milyon, bu facia futbol, bu rezalet sonuç kendisine yazar.
kadro tercihi rezaletini geçiyorum. normalde bulaşmam o işlere, "hoca tercihidir" derim. ama bu sefer durum farklı. yabancı oyuncu sayısına takık bir teknik direktörden bahsediyoruz sonuçta. ona rağmen sezonu çok iyi yerlerde bitirmiş adamları almıyorsa ve yerlerine takımlarında hiç oynamayan, oynasa da performans veremeyen oyuncuları alıyorsa bir sıkıntı var orada. salih uçan'ın, adem büyük'ün, efecan karaca'nın, halil akbunar'ın, emre kılınç'ın olmadığı bir milli takımda abdülkadir ömür'ün, dorukan toköz'ün ne işi var?
neyse oraları geçelim.
dedim ya teknik direktör tercihidir, olabilir. yani öyle diyelim. ama o seçtiğin kadro ne oynuyor? ne oynatıyorsun? nasıl bir taktik uyguluyorsun? daha doğrusu bir şey var mı?
şimdi şuraya bir video bırakıyorum:
https://www.youtube.com/watch?v=AClad4hhh_k
videoda benim dikkatimi çeken bir şey var. hiç izlemeseydim eleme maçlarını şunu düşünürdüm. "aga biz hep duran toptan atmışız." yani şimdi saymaya üşendim. ama en azından bir yüzde 30'u var. buydu zaten formülümüz genel anlamda. agresif kal, savunma yap, duran toptan, karambolden, uzaktan işi bitir. ben öyle çok organize olup işi bitirdiğimiz bir gol hatırlamıyorum açıkçası.
turnuvada böyle olmadı. hiçbir şey yapamadık. ama kadro ve on bir tercihlerine bakıldığında bu takımın yapabileceği en büyük şey şut olurdu sanırım. gördüğü yerden vurması gereken bir kadro bu. delicilik neredeyse hiç yok. kanat organizasyonu falan bu takım için düşünmezsin. üstelik elinde hakan çalhanoğlu, yusuf yazıcı, cengiz ünder, ozan tufan, burak yılmaz, irfan can kahveci, hatta zeki çelik ve hatta görüyoruz ki mert müldür gibi şutu çok iyi ve vasat arasında değişen adamlar var. ve biz, bu potansiyeli kullanabilecek bir kurgu ortaya koyamamışız.
bu takım her yerden vursaydı, şimdikinden daha fazla golümüz olurdu, yemin ediyorum. en azından pasla falan uğraşmaz, atak sonlandırır, kontra yemezdik.
en kötü istatistik kasardık. heyecan yapardık.
hiçbir şey oynayamayan bir milli takım için, şut pozisyonu yaratacak bir taktik kurgu istemek çok fazla oldu sanırım.
neyse şenol güneş'in keyfi yerindedir. malum, yabancı oyuncu sayısında sınırlamaya gidildi. eğer daha önce gidilseydi kesinlikle bu turnuvanın gözünden vururduk evelallah!
mesela dorukan toköz her şeye rağmen zorla oynatılmak zorunda kalınsaydı takımında, kim bilir neler olurdu?
yukarıda ironiyle yazdıklarımı mazeret diye sunmazsa mazereti kesinlikle yok. yüzde bir milyon, bu facia futbol, bu rezalet sonuç kendisine yazar.
