3579
performansa göre değil isme göre oyuncu çağırmış boş takıntılarının cezasını 84 milyona çektiren çakma feylosof.
taktik olarak tek alametifarikası kanatta uzun boylu pres gücü yüksek forvet oynatmak. başka herhangi bir sistem yok.
italya maçında oynamamak üzere çıktık sahaya. 9 oyuncu yarı sahamızın 20 ile 35. metreleri arasına yatayda 5 ve önünde 4 kişi yan yana olarak dizildi. kayma adımlarıyla takip ettik italyanları. okay'ı oynatmak demek zaten her seferinde stoperin arasına sokulacak 3. bir stoper demekti. sezonu burada verimli geçiren taylan'ı asla düşünmedi kaybedecek bir şeyimiz kalmadığında dahi kaan ayhan ile okay'ı değiştirerek alanı savunmaya öncelik vererek oynadı.
hakan çalhanoğlu ile sneijder'in kaderini birbirine benzetirim. ikisi de on numara olmasına karşın ters ayaklı kanat olarak oynadıklarında gol ve asist açısından harika performans verdiler. çünkü bu adamlar harika şutörlerdi. birini böyle dönüştüren mancini oldu, diğerini dönüştüren ise pioli. iki italyan.
sezonu gümbür gümbür geçiren hakan'ı galler maçının son 7 dakikasında sol çizgide gördük sadece. çünkü kenan ile savunmaya devam ediyorduk! savunmayı önde başlatıyorduk.
kaybedecek bir şeyi olmamasına rağmen merkezi ozan-irfan, taylan-ozan, taylan - irfan yapma cesaretini gösteremedi. ilk okullarda trafik dersinde bir ritüel vardır standart trafik ışıklarında hareketi anlatan,
önce sola, sonra sağa, sonra tekrar sola.
milli takımın özeti birazda buydu iki maçta. çünkü merkezde kreatif kullanması gereken pasörleri kullanmamış, hakanı kalabalığın içine atıp şut opsiyonlarını köreltmişti. ve biz sadece sağdan sola pasla dönüp durduk.
kontra açısından cengiz'e nazaran zayıf olan yusuf'la italya maçına çıkmış, ayağa top yapabilecek forveti çiftleyecek yusuf'u galler maçında yedek bırakıp cengiz'le oynadık. ya da gole en çok ihtiyaç duyduğumuz ve atamazsak eleneceğimiz maçta cengiz'i çıkarıp irfan'ı sağ çizgiye aldık.
kadroya denemeye dahi alınmayan ademler, muhammedler, sırf şov yapmak için çağırılan ancak 23'e yazılmayan rıdvanlar, en azından umut sakatlandığından sağ ayaklı sol bek oynatmak zorunda bırakmayacak savunma sistemimizi anlayamamış canerler, ve sezonu verimli geçiren halil akbunarların adeletsizlik ahı vardı belki de milli takımın üstünde. ya da ilk fırsatta oyuncularını satan türkiye futbol tarihinin en iyi kadrolarını yöneten en şanslı milli takım hocasının basiretsizliği.
taktik olarak tek alametifarikası kanatta uzun boylu pres gücü yüksek forvet oynatmak. başka herhangi bir sistem yok.
italya maçında oynamamak üzere çıktık sahaya. 9 oyuncu yarı sahamızın 20 ile 35. metreleri arasına yatayda 5 ve önünde 4 kişi yan yana olarak dizildi. kayma adımlarıyla takip ettik italyanları. okay'ı oynatmak demek zaten her seferinde stoperin arasına sokulacak 3. bir stoper demekti. sezonu burada verimli geçiren taylan'ı asla düşünmedi kaybedecek bir şeyimiz kalmadığında dahi kaan ayhan ile okay'ı değiştirerek alanı savunmaya öncelik vererek oynadı.
hakan çalhanoğlu ile sneijder'in kaderini birbirine benzetirim. ikisi de on numara olmasına karşın ters ayaklı kanat olarak oynadıklarında gol ve asist açısından harika performans verdiler. çünkü bu adamlar harika şutörlerdi. birini böyle dönüştüren mancini oldu, diğerini dönüştüren ise pioli. iki italyan.
sezonu gümbür gümbür geçiren hakan'ı galler maçının son 7 dakikasında sol çizgide gördük sadece. çünkü kenan ile savunmaya devam ediyorduk! savunmayı önde başlatıyorduk.
kaybedecek bir şeyi olmamasına rağmen merkezi ozan-irfan, taylan-ozan, taylan - irfan yapma cesaretini gösteremedi. ilk okullarda trafik dersinde bir ritüel vardır standart trafik ışıklarında hareketi anlatan,
önce sola, sonra sağa, sonra tekrar sola.
milli takımın özeti birazda buydu iki maçta. çünkü merkezde kreatif kullanması gereken pasörleri kullanmamış, hakanı kalabalığın içine atıp şut opsiyonlarını köreltmişti. ve biz sadece sağdan sola pasla dönüp durduk.
kontra açısından cengiz'e nazaran zayıf olan yusuf'la italya maçına çıkmış, ayağa top yapabilecek forveti çiftleyecek yusuf'u galler maçında yedek bırakıp cengiz'le oynadık. ya da gole en çok ihtiyaç duyduğumuz ve atamazsak eleneceğimiz maçta cengiz'i çıkarıp irfan'ı sağ çizgiye aldık.
kadroya denemeye dahi alınmayan ademler, muhammedler, sırf şov yapmak için çağırılan ancak 23'e yazılmayan rıdvanlar, en azından umut sakatlandığından sağ ayaklı sol bek oynatmak zorunda bırakmayacak savunma sistemimizi anlayamamış canerler, ve sezonu verimli geçiren halil akbunarların adeletsizlik ahı vardı belki de milli takımın üstünde. ya da ilk fırsatta oyuncularını satan türkiye futbol tarihinin en iyi kadrolarını yöneten en şanslı milli takım hocasının basiretsizliği.
