6680
yedi düvel ile savaşmakta olan spor kulübüdür. hem içeride hem de dışarıda. an itibariyle de malesef yanında olan tek kişi günahıyla sevabıyla fatih terim'dir. fatih hoca efsane olduğu için değil bu herhangi bir x kişisi de olsa aynı şey geçerli.
üstelik bu savaş sinsi bir savaş, en zor düşman insanların iradelerini kontrol altına alabilen düşmandır, en zor savaş ise iradeleri kontrol altına alınıp bunun aslında hür iradeleri olduğuna ikna edilmiş insanların yanında olmak zorunda olduğun savaştır. hem içeriden vuruluyoruz hem dışarıdan.
bir taraftan arsızlık seviyesini inanılmaz bir boyuta taşımış ve artık tam anlamıyla deli olarak nitelendirebileceğimiz tescilli şikeci kulüpler, bir tarafta abilerinin yönettiği tff, onun altında zamanında hakemliği beş para etmeyip rıdvam dilmen'in atadığı serdar tatlı'nın mhk'si, medyada serdar alisi, güntekin'i, demirkol'u, emenike tahir'i ve daha niceleri...
içeride kontrolünü yitirmiş yönetimleri, ultraslan denilen kamburu, şahsi korkuları ve sorunları yüzünden şampiyonluğu satmaktan çekinmeyen yöneticileri ve de en önemlisi bütün bunları derleyip toparlayayım, dışarıya sızmasın, daha fazla rezil olmayalım diye uğraşmaktan gerçek manada psikolojisi çökmüş teknik direktör fatih terim.
florya peyzajına bak, çalışanların maaşını hallet, futbolcuların maaşını hallet, tüm orta sahaya toplama kampı gibi adam devşir, saha zeminiyle ilgilen, florya zeminiyle ilgilen, rakip takım başkanıyla uğraş, tff ile uğraş, mhk ile uğraş, hakemleriyle uğraş, skandal cezalarla uğraş, dalga malzemesi yapmaktan kabullendiğimizi farketmediğimiz komik rezilliklerle uğraş, kendi başkanının patavatsızlıklarıyla uğraş, kendilerini galatasaray'ın sahibi sanan menfaatçi bir grupla uğraş, kiralık futbolcularla uğraş, ffp ile uğraş vs. vs. vs.
e taş olsa çatlar be artık. çatladı da, bir daha geri dönülmesi çok zor bir yola girdi fatih hoca bu psikolojiyle, üstüne ultraslan denilen menfaatçi grubun liderinin açık ihaneti ile tüy dikildi. kendisi çok inatçı yapıda biri olduğundan çaktırmamaya çalıştı ancak son iki maçtır ruh halinden de okunuyor tükenmişliği. sırf bu yüzden de daha önce bıraksın dedim, yemişim futbolunu kim ne hali varsa görsün dedim ama o diyemiyor işte, galatasaray kültürüyle yetişmiş insanları anlamak çok zor, çok farklı kafadalar, terim de onlardan biri.
demem o ki gözünüzü iyi açın terim çeker gider olan galatasaray'a olur. şu ülkede daha büyük elementler düzelmeden, galatasaray'ın düzeleceğini sanıyorsanız çok beklersiniz. keşke düşündüğünüz gibi bir gelecek beklese bizi ama yok öyle bir dünya, diğerleri gerilerken yerinde saymak da bir başarıdır. onlar gerilerken ilerlediğimiz anlarda çekilen yabancı sınırı operasyonunu unutmayın! juventus'a madrid'e ecel terleri döktüren takımdan grupta 1 puan toplayan takıma döndürüldük.
velhasıl kelam, galatasaray'a sahip çıkın! galatasaray en güçsüz düştüğü 2000'li yıllarda bile ne bu kadar yanlız olmuştur, ne de bu kadar ahlaksız ve güçlü düşman görmüştür. iş işten geçmeden uyanmazsanız, işin işten geçtiği bazı konulardaki gibi çok üzüleceğiz.
biz tüm bunlardan şampiyonluk çıkarır mıyız? çıkarırız ve göreceksiniz ki çıkaracağız da, ama sonrası aynı tas aynı hamam.
üstelik bu savaş sinsi bir savaş, en zor düşman insanların iradelerini kontrol altına alabilen düşmandır, en zor savaş ise iradeleri kontrol altına alınıp bunun aslında hür iradeleri olduğuna ikna edilmiş insanların yanında olmak zorunda olduğun savaştır. hem içeriden vuruluyoruz hem dışarıdan.
bir taraftan arsızlık seviyesini inanılmaz bir boyuta taşımış ve artık tam anlamıyla deli olarak nitelendirebileceğimiz tescilli şikeci kulüpler, bir tarafta abilerinin yönettiği tff, onun altında zamanında hakemliği beş para etmeyip rıdvam dilmen'in atadığı serdar tatlı'nın mhk'si, medyada serdar alisi, güntekin'i, demirkol'u, emenike tahir'i ve daha niceleri...
içeride kontrolünü yitirmiş yönetimleri, ultraslan denilen kamburu, şahsi korkuları ve sorunları yüzünden şampiyonluğu satmaktan çekinmeyen yöneticileri ve de en önemlisi bütün bunları derleyip toparlayayım, dışarıya sızmasın, daha fazla rezil olmayalım diye uğraşmaktan gerçek manada psikolojisi çökmüş teknik direktör fatih terim.
florya peyzajına bak, çalışanların maaşını hallet, futbolcuların maaşını hallet, tüm orta sahaya toplama kampı gibi adam devşir, saha zeminiyle ilgilen, florya zeminiyle ilgilen, rakip takım başkanıyla uğraş, tff ile uğraş, mhk ile uğraş, hakemleriyle uğraş, skandal cezalarla uğraş, dalga malzemesi yapmaktan kabullendiğimizi farketmediğimiz komik rezilliklerle uğraş, kendi başkanının patavatsızlıklarıyla uğraş, kendilerini galatasaray'ın sahibi sanan menfaatçi bir grupla uğraş, kiralık futbolcularla uğraş, ffp ile uğraş vs. vs. vs.
e taş olsa çatlar be artık. çatladı da, bir daha geri dönülmesi çok zor bir yola girdi fatih hoca bu psikolojiyle, üstüne ultraslan denilen menfaatçi grubun liderinin açık ihaneti ile tüy dikildi. kendisi çok inatçı yapıda biri olduğundan çaktırmamaya çalıştı ancak son iki maçtır ruh halinden de okunuyor tükenmişliği. sırf bu yüzden de daha önce bıraksın dedim, yemişim futbolunu kim ne hali varsa görsün dedim ama o diyemiyor işte, galatasaray kültürüyle yetişmiş insanları anlamak çok zor, çok farklı kafadalar, terim de onlardan biri.
demem o ki gözünüzü iyi açın terim çeker gider olan galatasaray'a olur. şu ülkede daha büyük elementler düzelmeden, galatasaray'ın düzeleceğini sanıyorsanız çok beklersiniz. keşke düşündüğünüz gibi bir gelecek beklese bizi ama yok öyle bir dünya, diğerleri gerilerken yerinde saymak da bir başarıdır. onlar gerilerken ilerlediğimiz anlarda çekilen yabancı sınırı operasyonunu unutmayın! juventus'a madrid'e ecel terleri döktüren takımdan grupta 1 puan toplayan takıma döndürüldük.
velhasıl kelam, galatasaray'a sahip çıkın! galatasaray en güçsüz düştüğü 2000'li yıllarda bile ne bu kadar yanlız olmuştur, ne de bu kadar ahlaksız ve güçlü düşman görmüştür. iş işten geçmeden uyanmazsanız, işin işten geçtiği bazı konulardaki gibi çok üzüleceğiz.
biz tüm bunlardan şampiyonluk çıkarır mıyız? çıkarırız ve göreceksiniz ki çıkaracağız da, ama sonrası aynı tas aynı hamam.