1
galatasarayımızda sayısız başarı kazanmış, nice kupalar almamıza önemli katkıları olmuş farklı dönemlerin 2 golcüsünü izlemiş olmak beni oldukça mutlu ediyor, 80 ler 90 lar ve 2000 leri görmüş bir galatasaraylı zaten türkiye'deki en şanslı taraftar saysın kendisini. bu 2 golcü oyuncunun saha dışı faktörlerini bir yana bırakırsak -ki saha dışı faktörleri de oldukça ses getirmiştir, oyun stilleri tamamen birbirinden farklıdır, oynadıkları takımlardaki servisçileri cevad prekazi ve gheorghe hagi'dir, bu yönden şanslı görünseler de sert defansları açma becerileri de oldukça yüksektir, şimdi bu iki farklı stildeki kralların bir karşılaştırmasını yapalım böylece galatasaray'ın alacağı bir golcünün ortalama özelliklerini de anlamış oluruz belki;
tanju demek gol demektir, bu bir spiker sözü gibi görünse de aslında gayet açık bir mesaj vermektedir, tanju çolak çok gol kaçırmayan bir oyuncuydu, belki de bu yüzden bu kadar gol atıyordu, maç boyunca rakibi bunaltan bir forvetten ziyade gelen az ortayı değerlendirip sonuca gidiyordu,
hakanşükür ise kazanılan maçlarda mutlaka golü olan bir oyuncuydu, yani o'nun çok gol atmasından ziyade attığı gollerin neticesi güzel oluyordu, rakip defansı fiziğiyle zorlayan yoran ve minimum 3-4 net gol pozisyonundan yararlanamayan bir oyuncuydu, buna rağmen oyuna küsmemesi -ki kendisi kolay küsen biridir takdire şayandır, tanju çolak'a göre daha iyi zemin ve daha yumuşak defanslar ile oynaması da bir avantaj sağlıyordu.
tanju çolak'ı seyrederken topun tanju'ya gelmesini yeterli görüyorduk yani top gelsinde neresine gelirse gelsin ense, topuk, sol ayak, kafa tanju bi şekilde o topu kaleye sokuyordu ve bu stile alıştığından çok fazla koşmuyordu,
hakan şükür ise orta sahadan aldığı topları rahatça sürüp gol atabilecekken tutar defansın yerleşmesini bekler topu sağ ya da sola atar sonra koşarak içeri girer ve genelde kafayla golleri atardı, hakan şükür sol ayağıyla da goller atmıştır ama biliriz ki hakan sol ayağını yürümek için kullanırdı, hakan'ı izlerken top o'na geldiğinde gol olma olasığılı %50 dir, hatta maç boyu kaçıracağı pozisyonlar ile bizi gol kaçırmaya o kadar ikna etmiştir ki hakan gol attığında "oh be sonunda attı" deriz (hakan kariyerinin sonlarına doğru daha az gol kaçırmaya başlamıştır)
tanju da hakan'da kritik maçlarda ortaya çıkardı,
hakan kaybedilen maçlarda genelde gol atamazken tanju hep atıyordu yani maçlarda 1 tanju golü izliyorduk yenilsek bile.
tanju demek gol demektir, bu bir spiker sözü gibi görünse de aslında gayet açık bir mesaj vermektedir, tanju çolak çok gol kaçırmayan bir oyuncuydu, belki de bu yüzden bu kadar gol atıyordu, maç boyunca rakibi bunaltan bir forvetten ziyade gelen az ortayı değerlendirip sonuca gidiyordu,
hakanşükür ise kazanılan maçlarda mutlaka golü olan bir oyuncuydu, yani o'nun çok gol atmasından ziyade attığı gollerin neticesi güzel oluyordu, rakip defansı fiziğiyle zorlayan yoran ve minimum 3-4 net gol pozisyonundan yararlanamayan bir oyuncuydu, buna rağmen oyuna küsmemesi -ki kendisi kolay küsen biridir takdire şayandır, tanju çolak'a göre daha iyi zemin ve daha yumuşak defanslar ile oynaması da bir avantaj sağlıyordu.
tanju çolak'ı seyrederken topun tanju'ya gelmesini yeterli görüyorduk yani top gelsinde neresine gelirse gelsin ense, topuk, sol ayak, kafa tanju bi şekilde o topu kaleye sokuyordu ve bu stile alıştığından çok fazla koşmuyordu,
hakan şükür ise orta sahadan aldığı topları rahatça sürüp gol atabilecekken tutar defansın yerleşmesini bekler topu sağ ya da sola atar sonra koşarak içeri girer ve genelde kafayla golleri atardı, hakan şükür sol ayağıyla da goller atmıştır ama biliriz ki hakan sol ayağını yürümek için kullanırdı, hakan'ı izlerken top o'na geldiğinde gol olma olasığılı %50 dir, hatta maç boyu kaçıracağı pozisyonlar ile bizi gol kaçırmaya o kadar ikna etmiştir ki hakan gol attığında "oh be sonunda attı" deriz (hakan kariyerinin sonlarına doğru daha az gol kaçırmaya başlamıştır)
tanju da hakan'da kritik maçlarda ortaya çıkardı,
hakan kaybedilen maçlarda genelde gol atamazken tanju hep atıyordu yani maçlarda 1 tanju golü izliyorduk yenilsek bile.
