47
öncelikle hoş geldiniz.
üyelerinin büyük çoğunluğunun seçimde oy veremeyeceği bir platforma gelip soruları yanıtlamanız takdire şayan. en azından fikirlerimizi dinlediğiniz için teşekkür ederek sorularıma geçeyim.
herkesin sorusunu biraz daha açarak ben de sorayım; altyapı. açılan makas nedeniyle bizim çok büyük kulüplere karşı mücadele etmemiz artık olası gelmiyor bana. türkiye'de yayın gelirlerinin kısa vadede çılgın seviyelere ulaşması mümkün değil. bu mümkün olmayınca da kulübe akan çılgın bir gelir olmayacak. tek gelir kaynağımız sponsorlar ve oyuncu satışı olabilir. ligin kalitesi de gerçekten kötü olduğundan, sponsor konusunda da sıkıntı yaşayacağız. elde kala kala oyuncu satışı kalmakta. kısa vadede bizim hedefimizin avrupa'da şampiyonluğa oynamayacak olsa da az buçuk rekabet edebilecek bir kulüp olup ekonomiyi çevirmek için de oyuncuları bu arenada parlatıp satmak olmalı diye düşünmekteyim. siz ne düşünüyorsunuz?
bu bağlamda altyapı önem kazanıyor. altyapıyı geçtim ana kadrodaki eğitim de önem kazanıyor. 20 yaşındaki bir oyuncu ana kadroya girdiğinde gelişimi durmamalı, devam etmeli. bu gelişimi sağlamak için de altyapı ve ana tesislerin iyileştirilmesi ve şu anki teknik kadronun da görüşleri alınarak bu alanda bir atılım * yapılması gerekiyor. genel olarak eğitim alanında atılım planlıyor musunuz? bu konudaki görüşleriniz nelerdir?
türkiye'de kulüplerin yapısı gereği sürekli bir futbol aklı oluşturabilecek nadir kulüplerden biri olarak görmekteyim galatasaray'ı. ne demek istiyorum; sonuçta başkan olabilecek zümre belli. geneli lise mezunlarından oluşan küçük bir grup. bu grup da muhtemelen birbirini az buçuk tanıyan insanlardan oluşmakta. kulübün genel / temel bir felsefesi olsa, başa da kim geçerse geçsin o felsefeyi az buçuk takip etmek zorunda kalsa daha başarılı olmaz mıyız? misal ne olursa olsun altyapıya yatırım yapılması gibi. gelen başkan da bu şiarı takip eder, aslında ajandası belli olur. tek yapacağı başta olduğu müddetçe sponsor bulmak, ilişki geliştirmek, ne bileyim anlık olaylara çözümler bulmak gibi işleri üstlenir. dediğim gibi, aslında galatasaray yapı olarak bunu başarabilecek bir kulüp gibi görünmekte * böyle bir şey mümkün mü? kulübe genel bir felsefe, sistem oturtulabilir mi? tabii ki sizden 3 yıllık sürede bunu beklemem haksızlık olur, sadece içerideki genel havayı merak ettim.
üyelerinin büyük çoğunluğunun seçimde oy veremeyeceği bir platforma gelip soruları yanıtlamanız takdire şayan. en azından fikirlerimizi dinlediğiniz için teşekkür ederek sorularıma geçeyim.
herkesin sorusunu biraz daha açarak ben de sorayım; altyapı. açılan makas nedeniyle bizim çok büyük kulüplere karşı mücadele etmemiz artık olası gelmiyor bana. türkiye'de yayın gelirlerinin kısa vadede çılgın seviyelere ulaşması mümkün değil. bu mümkün olmayınca da kulübe akan çılgın bir gelir olmayacak. tek gelir kaynağımız sponsorlar ve oyuncu satışı olabilir. ligin kalitesi de gerçekten kötü olduğundan, sponsor konusunda da sıkıntı yaşayacağız. elde kala kala oyuncu satışı kalmakta. kısa vadede bizim hedefimizin avrupa'da şampiyonluğa oynamayacak olsa da az buçuk rekabet edebilecek bir kulüp olup ekonomiyi çevirmek için de oyuncuları bu arenada parlatıp satmak olmalı diye düşünmekteyim. siz ne düşünüyorsunuz?
bu bağlamda altyapı önem kazanıyor. altyapıyı geçtim ana kadrodaki eğitim de önem kazanıyor. 20 yaşındaki bir oyuncu ana kadroya girdiğinde gelişimi durmamalı, devam etmeli. bu gelişimi sağlamak için de altyapı ve ana tesislerin iyileştirilmesi ve şu anki teknik kadronun da görüşleri alınarak bu alanda bir atılım * yapılması gerekiyor. genel olarak eğitim alanında atılım planlıyor musunuz? bu konudaki görüşleriniz nelerdir?
türkiye'de kulüplerin yapısı gereği sürekli bir futbol aklı oluşturabilecek nadir kulüplerden biri olarak görmekteyim galatasaray'ı. ne demek istiyorum; sonuçta başkan olabilecek zümre belli. geneli lise mezunlarından oluşan küçük bir grup. bu grup da muhtemelen birbirini az buçuk tanıyan insanlardan oluşmakta. kulübün genel / temel bir felsefesi olsa, başa da kim geçerse geçsin o felsefeyi az buçuk takip etmek zorunda kalsa daha başarılı olmaz mıyız? misal ne olursa olsun altyapıya yatırım yapılması gibi. gelen başkan da bu şiarı takip eder, aslında ajandası belli olur. tek yapacağı başta olduğu müddetçe sponsor bulmak, ilişki geliştirmek, ne bileyim anlık olaylara çözümler bulmak gibi işleri üstlenir. dediğim gibi, aslında galatasaray yapı olarak bunu başarabilecek bir kulüp gibi görünmekte * böyle bir şey mümkün mü? kulübe genel bir felsefe, sistem oturtulabilir mi? tabii ki sizden 3 yıllık sürede bunu beklemem haksızlık olur, sadece içerideki genel havayı merak ettim.
