4930
kendisini düşürmek için birlikte çalıştığı arkadaşları tarafından bile satılmaya başlayan başkanımızdır.
herkes rüzgarın yönüne konuşur, rüzgara göre şekil alır. gs tv‘ye yaptığı açıklamaları izlemeden buradaki yorumları okudum birkaç gün boyunca. sağolsun moderasyon cezayı bastığı için yorum da yapamayacağımı bilerek izlemek istemedim, dedim ki “başkan bu sefer çok saçma konuşmuş” belli ki.
ancak yayını bugün bu saatte, cumartesi sabaha karşı izlemeye hasıl oldum ve o da ne! adam diyorki mhk’de var hakemleri oluşumu var ve bu oluşum sezonu tehir edecek, uyarıyorum diyor...
buradaki yazılanlara bakılırsa sadece futbolculara haysiyetsiz demiş...
adamlar pozisyon pozisyon anlatmak üzere videolar hazırlamış, güzel bir sunumla hakem isimlerini vererek gayet açık bir şekilde şaibe olduğunu ortaya koymuşlar...
ama ben buraya bir bakıyorum ki tff bizim kardeşimiz demiş başkan sadece...
kendisinin anlattıkları arasında, galatasaray’ın tarih boyunca hakemler tarafından kolay cezalandırılan oluşu var. bizim camiamız en ufak bir başarısızlıkta avazı çıktığı kadar kendisini eleştirirken, başarılarını o kadar da alkışlamıyor oluşu da var. ve bu durumun geçmişten beri böyle oluşu da var. yani yalnızca kendisiyle ilgili konuşmuyor, geçmişten günümüze diyor. yani galatasaray’ın genel olarak yaptığı bir hatayı ortaya koyma niyetinde...
diyor ki bu sebeple bize kolayca düdük çalabilir hakemler, zira biz hemen içe dönük zanlı aramaya kalkıyoruz.
hak vermemek mümkün mü?
biz şampiyonluğa giderken, tüm taraftar kenetlendiğinde hakemler bizim aleyhimize düdük çalabiliyorlar mı?
ya ben bu adamı dönüp dönüp savunmak istemiyorum, seviyorum ama sevdiğim kadar başarılı bulmuyorum. ancak burada ve tüm kamuoyunda ve hatta kendi yönetiminde “vurun kahpeye” noktasına nasıl geldi anlamıyorum...
aslında anlıyorum...
galatasaray’da bir başkan gelir, mali yapıyı düzeltir, takımı potansiyel haline getirir. sonra birileri gelir ve onun ekmeğini yer...
kulüp o potansiyeliyle başarıya giderken gelen kişiler kesesini doldurur, taraftara şirin görünecek beyanat ve transferler yaparlar ancak tırtık tırtık kazarlar kuyusunu kulübün...
müstehakız...
ülkemiz de böyle değil mi? bu ülkede sakin, aklı başında, doğru işler yapanlar değil, şovanist, antihümanist, yamyam, kaba, ukala, tepeden bakanlar bir yerlerdeler, seviliyorlar, arzulanıyorlar...
nuri bilge ceylan şu sözleriyle harikulade tespitini bizlere armağan etmişti;
--- alıntı ---
“bizde, alçakgönüllülük, sadelik, itiraf, kendinle alay edebilmek gibi özellikler hiçbir zaman bir üst değer olamamıştır. öğünmek, kurnazlık, yüksekten uçmak, alaycılık her zaman daha çok onay görmüştür.”
--- alıntı ---
işte bize bu kurnazlar müstehak. yalnızca galatasaray için konuşmuyorum, türk toplumunun tamamı için konuşuyorum...
gelip gelip şu adamı savunduruyorsunuz bana. o kadar manasız bir şekilde eleştiriliyor ki... inanamıyorum bu kadar çok kişinin bu adamı istememesine. hep aynı şeyi ekliyorum ama belirtmem gerekiyor ki niyetim net olarak anlaşılsın; “evet hataları var ancak linç edilecek ne yanı var”
başkanım ben seni anlıyorum ancak maalesef sonun geldi, belli ki tanrılar kan istiyor ve bu ülkede kurbanlar genelde doğruları söyleyen ve dokuz köyden kovulanlardır...
herkes rüzgarın yönüne konuşur, rüzgara göre şekil alır. gs tv‘ye yaptığı açıklamaları izlemeden buradaki yorumları okudum birkaç gün boyunca. sağolsun moderasyon cezayı bastığı için yorum da yapamayacağımı bilerek izlemek istemedim, dedim ki “başkan bu sefer çok saçma konuşmuş” belli ki.
ancak yayını bugün bu saatte, cumartesi sabaha karşı izlemeye hasıl oldum ve o da ne! adam diyorki mhk’de var hakemleri oluşumu var ve bu oluşum sezonu tehir edecek, uyarıyorum diyor...
buradaki yazılanlara bakılırsa sadece futbolculara haysiyetsiz demiş...
adamlar pozisyon pozisyon anlatmak üzere videolar hazırlamış, güzel bir sunumla hakem isimlerini vererek gayet açık bir şekilde şaibe olduğunu ortaya koymuşlar...
ama ben buraya bir bakıyorum ki tff bizim kardeşimiz demiş başkan sadece...
kendisinin anlattıkları arasında, galatasaray’ın tarih boyunca hakemler tarafından kolay cezalandırılan oluşu var. bizim camiamız en ufak bir başarısızlıkta avazı çıktığı kadar kendisini eleştirirken, başarılarını o kadar da alkışlamıyor oluşu da var. ve bu durumun geçmişten beri böyle oluşu da var. yani yalnızca kendisiyle ilgili konuşmuyor, geçmişten günümüze diyor. yani galatasaray’ın genel olarak yaptığı bir hatayı ortaya koyma niyetinde...
diyor ki bu sebeple bize kolayca düdük çalabilir hakemler, zira biz hemen içe dönük zanlı aramaya kalkıyoruz.
hak vermemek mümkün mü?
biz şampiyonluğa giderken, tüm taraftar kenetlendiğinde hakemler bizim aleyhimize düdük çalabiliyorlar mı?
ya ben bu adamı dönüp dönüp savunmak istemiyorum, seviyorum ama sevdiğim kadar başarılı bulmuyorum. ancak burada ve tüm kamuoyunda ve hatta kendi yönetiminde “vurun kahpeye” noktasına nasıl geldi anlamıyorum...
aslında anlıyorum...
galatasaray’da bir başkan gelir, mali yapıyı düzeltir, takımı potansiyel haline getirir. sonra birileri gelir ve onun ekmeğini yer...
kulüp o potansiyeliyle başarıya giderken gelen kişiler kesesini doldurur, taraftara şirin görünecek beyanat ve transferler yaparlar ancak tırtık tırtık kazarlar kuyusunu kulübün...
müstehakız...
ülkemiz de böyle değil mi? bu ülkede sakin, aklı başında, doğru işler yapanlar değil, şovanist, antihümanist, yamyam, kaba, ukala, tepeden bakanlar bir yerlerdeler, seviliyorlar, arzulanıyorlar...
nuri bilge ceylan şu sözleriyle harikulade tespitini bizlere armağan etmişti;
--- alıntı ---
“bizde, alçakgönüllülük, sadelik, itiraf, kendinle alay edebilmek gibi özellikler hiçbir zaman bir üst değer olamamıştır. öğünmek, kurnazlık, yüksekten uçmak, alaycılık her zaman daha çok onay görmüştür.”
--- alıntı ---
işte bize bu kurnazlar müstehak. yalnızca galatasaray için konuşmuyorum, türk toplumunun tamamı için konuşuyorum...
gelip gelip şu adamı savunduruyorsunuz bana. o kadar manasız bir şekilde eleştiriliyor ki... inanamıyorum bu kadar çok kişinin bu adamı istememesine. hep aynı şeyi ekliyorum ama belirtmem gerekiyor ki niyetim net olarak anlaşılsın; “evet hataları var ancak linç edilecek ne yanı var”
başkanım ben seni anlıyorum ancak maalesef sonun geldi, belli ki tanrılar kan istiyor ve bu ülkede kurbanlar genelde doğruları söyleyen ve dokuz köyden kovulanlardır...