324
galatasaraydan daha organize, daha başarılı, daha... olduğuna itiraz eden kimse yoktur sanıyorum ki.
gelgelelim galatasaray tarihinin en iyi asla olmayan iki onbiri daha iki sene önce portoyu tabiri caizse madara etmiş, galibiyeti parmaklarının ucundan kaçırmıştır. bunu portodan çok daha kötü yönetilmesine rağmen, koca bir ülkeyi neredeyse kendine bağlayan genç futbolcu ağı olmamasına rağmen, bütün onbiri çift haneli piyasa değerleriyle dolduracak finansal gücü/repütasyonu olmamasına rağmen, daha ileri uçta santraforu olmamasına rağmen yapmıştır.
yani tamam, kimsenin itirazı yok bu ülkedeki hiçbir takımın bir porto olmamasına da, insanlar da aptal değil arkadaşlar. sevdikleri takıma umut bağlıyorlarsa bir sebebi var. çünkü biliyorlar ki onlar gibi daha milyonlarca insan "o" takıma umut bağlıyor. ve dahi bu "yüzyıllardan" bu yana gerçekleşiyor. yani şu potansiyelin farkına varın arkadaşlar. dursun aydın özbek, aziz yıldırım gibi mafya bozuntusundan farksız yönetimlere, berbat halde bir ülkeye, inadına dürtüselliğe ve asla olmayan sistemliliğe rağmen insanlara "lan biz de bu portolarla yarışırız" dedirtebiliyor, hatta yarıştırıyor da. portonun elde ettiği başarıların bir kısmını da olsa kazandırıyor(uefa kupası, süper kupa...).
burada bile duygusallık batağına düşüyoruz arkadaş. takım biraz iyi top oynayınca "ya biz bu uefa kupasını zorlasak kazanırız aslında" falan yapıyoruz, takım tökezleyince "kendimizi portoyla kıyaslamak hadsizlik" diyoruz, ufaltıyoruz kendimizi. ya tabi ki portoyla kıyaslayacağız! bundan daha doğal ne olabilir. sevillaya bakıp "lan bu adamlar her sene nasıl alıyor biz de şöyle olsak yav" diyeceğiz. portoya bakıp özeneceğiz. biz de öyleydik çünkü. bir zamanlar... hatta daha fazlasıydık. biz de öyle olabiliriz çünkü. bir zaman. hatta daha fazlası...
yeter ufaltmayalım kendimizi artık. sadece farkında olalım. farkında.. bi'şeylerin farkında olalım.
*ayrıca grubuna barcalar, cityler, bayernler dururken birinci torbadan porto kardeş gelirse sevinçten çıldırırsın arkadaş dellendirmeyin beni*
gelgelelim galatasaray tarihinin en iyi asla olmayan iki onbiri daha iki sene önce portoyu tabiri caizse madara etmiş, galibiyeti parmaklarının ucundan kaçırmıştır. bunu portodan çok daha kötü yönetilmesine rağmen, koca bir ülkeyi neredeyse kendine bağlayan genç futbolcu ağı olmamasına rağmen, bütün onbiri çift haneli piyasa değerleriyle dolduracak finansal gücü/repütasyonu olmamasına rağmen, daha ileri uçta santraforu olmamasına rağmen yapmıştır.
yani tamam, kimsenin itirazı yok bu ülkedeki hiçbir takımın bir porto olmamasına da, insanlar da aptal değil arkadaşlar. sevdikleri takıma umut bağlıyorlarsa bir sebebi var. çünkü biliyorlar ki onlar gibi daha milyonlarca insan "o" takıma umut bağlıyor. ve dahi bu "yüzyıllardan" bu yana gerçekleşiyor. yani şu potansiyelin farkına varın arkadaşlar. dursun aydın özbek, aziz yıldırım gibi mafya bozuntusundan farksız yönetimlere, berbat halde bir ülkeye, inadına dürtüselliğe ve asla olmayan sistemliliğe rağmen insanlara "lan biz de bu portolarla yarışırız" dedirtebiliyor, hatta yarıştırıyor da. portonun elde ettiği başarıların bir kısmını da olsa kazandırıyor(uefa kupası, süper kupa...).
burada bile duygusallık batağına düşüyoruz arkadaş. takım biraz iyi top oynayınca "ya biz bu uefa kupasını zorlasak kazanırız aslında" falan yapıyoruz, takım tökezleyince "kendimizi portoyla kıyaslamak hadsizlik" diyoruz, ufaltıyoruz kendimizi. ya tabi ki portoyla kıyaslayacağız! bundan daha doğal ne olabilir. sevillaya bakıp "lan bu adamlar her sene nasıl alıyor biz de şöyle olsak yav" diyeceğiz. portoya bakıp özeneceğiz. biz de öyleydik çünkü. bir zamanlar... hatta daha fazlasıydık. biz de öyle olabiliriz çünkü. bir zaman. hatta daha fazlası...
yeter ufaltmayalım kendimizi artık. sadece farkında olalım. farkında.. bi'şeylerin farkında olalım.
*ayrıca grubuna barcalar, cityler, bayernler dururken birinci torbadan porto kardeş gelirse sevinçten çıldırırsın arkadaş dellendirmeyin beni*
