14416
nefret ve hesaplaşma arzusu duyguları öyle bir hale gelmiş ki anlamayan veya anlamak istemeyen bir kısım yazara sahip. bu yazar grubu normal hayatlarında herhangi bir adaletsizlik ile karşılaştıklarında acaba ilk olarak "ben kendimi düzeltmeliyim, gerekirse kanun uygulayıcıları da yeneceksin, ben de onu yapmamalıydım, ben öyle değil de böyle olsam adaletsizliğe rağmen istediğimi alırdım." falan mı diyor? yoksa adaletin bu mu dünya adlı şarkıyı mı dinlemeye başlıyor? bu arkadaşların anlamadıkları nokta galatasaray futbol takımı kötü futbol oynamakta özgür, isterse küme düşer, isterse 10 maç üst üste yenilir ama kural uygulayıcılar adil olmak zorunda. biz adalet isteyince fatih terim'i savunmuyoruz, galatasaray'ı savunuyoruz. fatih hoca gidip, x hoca geldiğinde de biz yine adalet isteyeceğiz. o zaman da x kişisine mi biat ediyor olacağız, x kişisinin mi fan boyu olacağız, x kişisi için mi bahane üretiyor olacağız, yoksa galatasaray'ı mı savunuyor olacağız? yine bu sözlükte bir grup var. adalet istemeyi fenerbahçe ve beşiktaş taraftarı olmak ile özdeşleştirenler var ki onlara aman aman diyorum. adalet istemek ne zaman fenerbahçe ve beşiktaş taraftarı ile özdeşleşmek manasına geldi. bu taraftarlara benzememek için hakemler ırzımıza da geçse geçip bir kenara sessiz sessiz oturmalı mıyız? kafayı yiyeceğim cidden artık. evet takım kötü futbol oynuyor, evet fatih terim kötü kararlar veriyor ama bu adalet istemeye neden engel ya? biri bana bunu açıklasın. fenerbahçe ve beşiktaş defalarca hakem desteği ile maç kazandı. bir tane hakem hatasıyla kaybettikleri maç yok. senin başına gelmeyen kalmadı ama önce istifa. cidden kafayı yiyeceğim.
