• 6650
    sindiremiyorum.

    bu kadar sinik, bu kadar etkisiz olmasını sindiremiyorum.

    iki sezondur, ki daha önceleri de aynı senaryoyu izliyorduk fakat taraftarın, oynanan oyuna doğrudan etkisi mümkün olduğundan oyunun sonunu biz tayin edebilmiştik, ekmeğimize kan doğranmasını bu kadar sessiz, sedasız izlemeyi sindiremiyorum.

    ortada hiçbir şey yokken, kurala, nizama aykırı hiçbir durum yaşanmamışken rakip takımın hocası, "bu hakemi istemiyorum!" deyip ortalığı velveleye verebiliyor. ardından o hakem tekrar aynı takımın maçına verilince kendi oluşturdukları kaostan mağduriyet devşirip istediğini elde edebiliyor. olayı ters çevirin, bizim hocamız, fatih terim'in "şu hakemi istemiyorum." demesi kaç maçtan başlardı? ardından o hakem maçımıza tekrar verilse medya, sosyal medya, futbolun tüm aktörleri nasıl aleyhimize feryat figan ederdi? ve o hakem gelip nasıl doğrardı bizi tüm ülkenin gozüne soka soka. bu, çok çok basit bir örnek.

    en basitinden yukarıdaki örnek gibi nasıl da normalleştirdiler fatih terim'e üçer beşer ceza vermeyi? adamcağız hakeme itiraz etse hemen gelip buraya damlıyoruz, "yapma hoca işte ceza alacaksın, kendine hakim ol, yeter takımı yalnız bıraktığın!" diye kükreyiveriyoruz. yahu iyi de sen böyle yaparsan adamı inim inim inletirler işte, anla artık. daha bugün, 12 nisan 2021 fener antep maçında sırf oyuncu değiştirmeyi bir pozisyon sonra yaptırdığı için fener'in stajyer hocası emre, hakeme demediğini bırakmadı. geçtim hakemi, gözlemciyi hepimiz duyduk. maçın sunucusu bile bundan rahatsız olacak ki, emre'yi aklama gayretine düşüverdi. sen hiç bir tane fenerli gördün mü ey galatasaraylı, "yapma emre hocam ceza yiyeceksin!" diyen? göremezsin. çünkü seni sindirdiler. sana kurdukları düzenin aktörü değil, figüranı; sistemin sıradan bir çarkı olmayı öğrettiler. camiayı yönetme erkini elinde tutanlar, camianın önde gelenleri, kanaat önderleri bilmem neleri de buna bir güzel çanak tuttu.

    sindiremiyorum.

    o kadar alıştırdılar ki seni kendi sistemlerinin suçlu çocuğu olmaya, gole giden son adamını, arkadan hem ayak uzatarak, hem omuza temas ederek indirdiler, sen gönül rahatlığıyla, şeksiz şüphesiz, penaltı, kırmızı kart diyemedin bile. yahu buz gibi penaltımızı ve 3 puanımızı yediler be. hızlı hızlı, dostlar alışverişte görsün diye izledi hakem bozuntusu ve anında iptal etti. ağır çekim izlemedi bile! daha bir kaç hafta önce %100 haksız oldukları pozisyondan sonra nasıl da isyan etmişti türk fubolunun kanserli hücresinin borazanları, "nasıl bu kadar kısa sürede karar veriyor var?" diye. işte bizim aklımıza bile gelmedi bu. çünkü hak aramayı unuttuk. aynı maçta senin oyuncun başka bir yöne bakarken ve düşerken rakip takım oyuncusunun ayağına vurdu diye kırmızı kart gördü. sen ne dedin? arkadan müdahele. e basıyor da. kırmızı haklı gibi. unuttun kat kat fazlalarının rakiplere verilmediğini. onu da geçelim, gol attın, öncesinde el var diye iptal ettiler, eyvallah doğru ama bir gün sonra bunu rakibin yapıp gol atınca, ki üstelik aynı örneği sezonun ilk yarısında yine senin golün iptal edilmişken ne yaptık? hiçbir şey. kocaman bir hiçbir şey!
    (bkz: 11 nisan 2021 galatasaray fatih karagümrük maçı)

    o kadar tepkisiz, o kadar silik, o kadar etkisiz bir camia olduk ki anamızın ak sütü gibi kazandığımız şampiyonluklara kara çalarken elin adamı, biz bunca şaibeyi, bunca hile hurdayı yüzlerine vuramıyoruz bile.

    yahu yukarıda bahsettiğim karagümrük maçının üzerinden 55 saat geçti, kulüpten çıkan tek ses, bir tane fotoğrafın altına "yorumsuz" yazmak. işte asıl ben bunu sindiremiyorum.

    "yorumsuz" ha? vasıfsızlar sürüsü...
App Store'dan indirin Google Play'den alın