151
benim yazılarımı okuyan ve takip edenler bilirler ki asla hayal satmam, olmayacak şeylerin peşinde koşmam, sakin ve sağduyulu yazılar yazarım. (tabii ki bazı istisnalar olabilir) ligden ayrılmayı da sakin ve sağduyulu bir şekilde düşünüp araştırdım. mevcut ligden ayrılıp yeni bir lig kurma konusunda iki görüş olduğunu, birinci görüşün ayrılmanın mümkün olduğunu, diğer görüşün ise bunun imkansız olduğunu savunduğunu biliyorum.
bu meyanda, galatasarayımızın ligden çekilmesi seçeneğini, yasaları ve talimatları araştırmış birisi olarak değerlendirmek istiyorum. ancak tüm ayrıntılara girmeden özet olarak vermenin doğru olacağını düşünüyorum.
öncelikle ligden çekilme kararını galatasaray genel kurulu verebilir. tüzüğümüzün 24. maddesinin 16. fıkra hükmü bunu düzenliyor.
türkiye futbol federasyonu kuruluş ve görevleri hakkındaki kanun, ikinci bir federasyonun kurulmasına engel teşkil edecek bir hüküm taşımıyor.
kulüpler dernek statüsünde olduğundan, kendi aralarında örneğin “türkiye futbol kulüpleri federasyonu” isminde bir üst kuruluş kurulabilir ve bu federasyonun düzenlediği liglerde mücadele edilebilir.
uefa ve fifa bu federasyonu üye olarak kabul edebilir ancak bunun bir yıllık bir süreç olacağını da belirtmeliyiz. hatta adları uefa şike listesinde bulunan kulüplerin bulunduğu ligi değil yeni ligi kabul etme ihtimali çok daha güçlüdür. bu açıdan şike yapmış takımları yeni kurulacak lige almamak doğru olacaktır.
gelelim işin diğer boyutlarına.
galatasaray ikinci ligden bile olsa, örneğin üç kulüple anlaşıp yeni bir federasyon kurulu oluştursa. bu kurul türkiye’de yeni bir lig kurulacağını, bu ligin dört kategorisi olacağını ve birinci kategoride başlangıçta onaltı, diğer kategorilerde yirmi takımın olacağını ilan edip, müracaat edecek takımların değerlendirmeye alınacağını ilan etse eminim ki en az ik yüz takım müracaat edecektir. çünkü futbol müsabakalarında önemli olan yayın gelirleridir. yayın geliri en yüksek kulüp galatasaray’dır. fenerbahçelilerin bazıları ayrılmadan önce abonelerin %42’si galatasaraylı iken şu anda %58’i galatasaraylı. (isteyen araştırsın bu sonuca ulaşacaktır.) bu demektir ki 400 m dolarlık yayın gelirinin 200 m euro’dan fazlası galatasaray’dan gelmektedir. bu durumda türkiye’deki yayıncı kuruluşların çoğunluğu bunu isteyecektir.
bu gelirin nasıl paylaşılacağı statüde belirlenir. örneğin %70’i 1. lig, %18’i 2. lig, %7’si 3. lig ve %5’i amatör lig kulüplerine dağıtılabilir. bu dağıtımda kulüplerin yayın gelirinden alacağı pay, mevcut ligdeki takımların alacağı paydan çok daha fazla olur. çünkü mevcut ligdeki dağıtım, kulüp sayısının fazla olması ve federasyon payları nedeniyle çok daha düşük olacaktır. bu durumda, birinci ligde olan birçok köklü kulüp bu seçeneği değerlendirecektir. (hatta bu yıl ligden düşecek dört takım da) çünkü şu anda, 1. ligde, örneğin yıllda 20 galibiyet alan bir takım en fazla 650 bin tl alabiliyor. bu da 1 m dolar bile etmiyor. halbuki yeni lige katılsa bunun dört katı hatta uzun vadede on katı gelir elde edebilecek.
istanbul’dan en az üç takım, trabzonspor, bursaspor, adana demirspor ve iki-üç köklü kulübe sahip büyük illerimizdeki takımlar da buna katılmak isteyecektir ki o zaman diğer lig iyice zayıflayacaktır. (örneğin izmir’den, adana’dan, mersin’den, ankara’dan ve diğer büyük illerden)
neyse fazla uzatmanın anlamı yok. belki de türk futbolu içinde hayırlı olur. ligler arasında rekabet artar ve futbolun gelişmesine daha çok katkı sağlar.
hakem olayı hiç sorun olmaz. türkiye'deki faal hakem sayısını düşünürsek en az bin hakem bulunabilir. kaldı ki yabancı hakem seçeneği de var.
yani özetlersek, yayın gelirine en fazla katkı veren galatasaray taraftarı birlik olursa türkiye’de devrim niteliğinde bir hareketi başarabilir. avrupa’da fifa ve uefa’dan bağımsız bir lig oluşturmak mümkün olduğuna göre (örnek basketboldaki eurolig ve kurulması düşünülen futbol eurolig) bunu ülkelerde oluşturmak da mümkündür. çünkü burada önemli olan gelirdir.
bunun yanında almanya ligine katılma seçeneği de düşünülebilir. tüm avrupa’da %60’ı galatasaraylı olan 7 milyon vatandaşımız var. almanya ligine katılıp daha büyük okyanuslarda yüzmeye cesaret edebiliriz. değişen tek şey bir saatlik uçak yolculuğu yerine üç saatlik uçak yolculuğu olur.
son cümle olarak şunu yazmak isterim: şike yaptığı uefa, cas ve tahkim kurullarınca tespit edildiği halde, bizzat futbol şube başkanlarının “türkiye’de satın almadığım hakem kalmadı” itirafına rağmen en ufak bir ceza verilmeyen/verilemeyen, limitlerini simit yapıp içinden geçen, futbola şiddet ve küfrü sokan, şimdi de masa başında beleş şampiyonluk talep eden ve de kanun kural tanımayan bir takımla aynı ligde olmaktansa ayrı bir ligde olmayı ya da bir avrupa ülkesinde mücadele etmeyi yeğlerim. ben çok ciddiyim.
not: ligden çekilmenin mümkün olmadığını düşünenler, her sezon başka bir takım aynı blöfü yapıyor diyor. onların yönetimleri yapıyor bu blöfü, bizim ise taraftarımız samimi olarak talep ediyor. üstelik “herkes düşünür ama sadece cesurlar gerçekleştirir” özdeyişini de unutmayalım.
bu meyanda, galatasarayımızın ligden çekilmesi seçeneğini, yasaları ve talimatları araştırmış birisi olarak değerlendirmek istiyorum. ancak tüm ayrıntılara girmeden özet olarak vermenin doğru olacağını düşünüyorum.
öncelikle ligden çekilme kararını galatasaray genel kurulu verebilir. tüzüğümüzün 24. maddesinin 16. fıkra hükmü bunu düzenliyor.
türkiye futbol federasyonu kuruluş ve görevleri hakkındaki kanun, ikinci bir federasyonun kurulmasına engel teşkil edecek bir hüküm taşımıyor.
kulüpler dernek statüsünde olduğundan, kendi aralarında örneğin “türkiye futbol kulüpleri federasyonu” isminde bir üst kuruluş kurulabilir ve bu federasyonun düzenlediği liglerde mücadele edilebilir.
uefa ve fifa bu federasyonu üye olarak kabul edebilir ancak bunun bir yıllık bir süreç olacağını da belirtmeliyiz. hatta adları uefa şike listesinde bulunan kulüplerin bulunduğu ligi değil yeni ligi kabul etme ihtimali çok daha güçlüdür. bu açıdan şike yapmış takımları yeni kurulacak lige almamak doğru olacaktır.
gelelim işin diğer boyutlarına.
galatasaray ikinci ligden bile olsa, örneğin üç kulüple anlaşıp yeni bir federasyon kurulu oluştursa. bu kurul türkiye’de yeni bir lig kurulacağını, bu ligin dört kategorisi olacağını ve birinci kategoride başlangıçta onaltı, diğer kategorilerde yirmi takımın olacağını ilan edip, müracaat edecek takımların değerlendirmeye alınacağını ilan etse eminim ki en az ik yüz takım müracaat edecektir. çünkü futbol müsabakalarında önemli olan yayın gelirleridir. yayın geliri en yüksek kulüp galatasaray’dır. fenerbahçelilerin bazıları ayrılmadan önce abonelerin %42’si galatasaraylı iken şu anda %58’i galatasaraylı. (isteyen araştırsın bu sonuca ulaşacaktır.) bu demektir ki 400 m dolarlık yayın gelirinin 200 m euro’dan fazlası galatasaray’dan gelmektedir. bu durumda türkiye’deki yayıncı kuruluşların çoğunluğu bunu isteyecektir.
bu gelirin nasıl paylaşılacağı statüde belirlenir. örneğin %70’i 1. lig, %18’i 2. lig, %7’si 3. lig ve %5’i amatör lig kulüplerine dağıtılabilir. bu dağıtımda kulüplerin yayın gelirinden alacağı pay, mevcut ligdeki takımların alacağı paydan çok daha fazla olur. çünkü mevcut ligdeki dağıtım, kulüp sayısının fazla olması ve federasyon payları nedeniyle çok daha düşük olacaktır. bu durumda, birinci ligde olan birçok köklü kulüp bu seçeneği değerlendirecektir. (hatta bu yıl ligden düşecek dört takım da) çünkü şu anda, 1. ligde, örneğin yıllda 20 galibiyet alan bir takım en fazla 650 bin tl alabiliyor. bu da 1 m dolar bile etmiyor. halbuki yeni lige katılsa bunun dört katı hatta uzun vadede on katı gelir elde edebilecek.
istanbul’dan en az üç takım, trabzonspor, bursaspor, adana demirspor ve iki-üç köklü kulübe sahip büyük illerimizdeki takımlar da buna katılmak isteyecektir ki o zaman diğer lig iyice zayıflayacaktır. (örneğin izmir’den, adana’dan, mersin’den, ankara’dan ve diğer büyük illerden)
neyse fazla uzatmanın anlamı yok. belki de türk futbolu içinde hayırlı olur. ligler arasında rekabet artar ve futbolun gelişmesine daha çok katkı sağlar.
hakem olayı hiç sorun olmaz. türkiye'deki faal hakem sayısını düşünürsek en az bin hakem bulunabilir. kaldı ki yabancı hakem seçeneği de var.
yani özetlersek, yayın gelirine en fazla katkı veren galatasaray taraftarı birlik olursa türkiye’de devrim niteliğinde bir hareketi başarabilir. avrupa’da fifa ve uefa’dan bağımsız bir lig oluşturmak mümkün olduğuna göre (örnek basketboldaki eurolig ve kurulması düşünülen futbol eurolig) bunu ülkelerde oluşturmak da mümkündür. çünkü burada önemli olan gelirdir.
bunun yanında almanya ligine katılma seçeneği de düşünülebilir. tüm avrupa’da %60’ı galatasaraylı olan 7 milyon vatandaşımız var. almanya ligine katılıp daha büyük okyanuslarda yüzmeye cesaret edebiliriz. değişen tek şey bir saatlik uçak yolculuğu yerine üç saatlik uçak yolculuğu olur.
son cümle olarak şunu yazmak isterim: şike yaptığı uefa, cas ve tahkim kurullarınca tespit edildiği halde, bizzat futbol şube başkanlarının “türkiye’de satın almadığım hakem kalmadı” itirafına rağmen en ufak bir ceza verilmeyen/verilemeyen, limitlerini simit yapıp içinden geçen, futbola şiddet ve küfrü sokan, şimdi de masa başında beleş şampiyonluk talep eden ve de kanun kural tanımayan bir takımla aynı ligde olmaktansa ayrı bir ligde olmayı ya da bir avrupa ülkesinde mücadele etmeyi yeğlerim. ben çok ciddiyim.
not: ligden çekilmenin mümkün olmadığını düşünenler, her sezon başka bir takım aynı blöfü yapıyor diyor. onların yönetimleri yapıyor bu blöfü, bizim ise taraftarımız samimi olarak talep ediyor. üstelik “herkes düşünür ama sadece cesurlar gerçekleştirir” özdeyişini de unutmayalım.