224
öncelikle her düşük profilli takımın avrupa'da kendinden yüksek profilli takımı yenmesinden sonra buraya gelip fatih terim'e laf çarpmaya çalışanları direk engelleyip geçtiğimi belirtmek istiyorum. bu arkadaşlara anlatacak bir şey olmadığını düşünüyorum bu saatten sonra.
konuya gelelim...
süper ligde şampiyon olduğumuz 2018-19 sezonunda şampiyonlar ligi grubumuzu 3. sırada bitirdikten sonra uefa kupası son 32 turunda eşleştiğimiz benfica karşılaşmalarını izledikten sonra bir daha kapanmamak üzere açıldığını hissettiğim olgudur. umarım yanılırım.
slavia prag, rangers, dnipro gibi istisnai durumlar ortaya koyabilir miyiz, evet koyabiliriz özellikle son dönemdeki transfer hedeflerimizi görünce bu yolda çalıştığımızdan emin olup, umutlanabiliyoruz. ancak siyaset ülkedeki her şeyde bu kadar etkili olduğu sürece en fazla saman alevi misali anlık başarılar yakalayabiliriz. örnek olarak ülkedeki en büyük iki camiadan birinin şampiyonlar ligi çeyrek finali diğerinin avrupa ligi yarı finali oynadığı 2012-13 sezonu sonrası 5'e düşürülen, faşist ve ırkçılığın türkiye ayağının malesef var olduğunu gözler önüne seren, yabancı sınırı kararına bakabilirsiniz. önce 8 milyon euroluk amrabat yatırımımızı sonra da eboue gibi belki de lig tarihinin en iyi sağ bekini yedi bu olay.
bir de açılan makastan kasıt avrupa'nın devleri ile açılmış olması değil, avrupa'nın herhangi bir kalburüstü takımıyla açılmış olduğudur. daha dün tottenham'ı eleyen dinamo zagrep bundan iki sene önce fenerbahçe'yi 4'lemişti avrupa liginde. malmö, bratislava, rangers, molde, zorya, östersunds, vardar, rio ave, paok gibi takımların türk futbolunun devlerini düşürdükleri durum ortadayken yavaş yavaş bu gerçeği kabullenmemek ancak lig rekabetinde fenerbahçelilerin yaptığı gibi polyannacılık yapmak olup, bir şeyleri düzeltmenin de önüne geçecektir. hastalığın ne olduğunu belirlemeden tedavisi yapılamaz, yapılırsa da doğru tedavi olma ihtimali milyonda birdir ve futbol literatüründe bu sürdürülebilirliği imkansız kılar.
konuya gelelim...
süper ligde şampiyon olduğumuz 2018-19 sezonunda şampiyonlar ligi grubumuzu 3. sırada bitirdikten sonra uefa kupası son 32 turunda eşleştiğimiz benfica karşılaşmalarını izledikten sonra bir daha kapanmamak üzere açıldığını hissettiğim olgudur. umarım yanılırım.
slavia prag, rangers, dnipro gibi istisnai durumlar ortaya koyabilir miyiz, evet koyabiliriz özellikle son dönemdeki transfer hedeflerimizi görünce bu yolda çalıştığımızdan emin olup, umutlanabiliyoruz. ancak siyaset ülkedeki her şeyde bu kadar etkili olduğu sürece en fazla saman alevi misali anlık başarılar yakalayabiliriz. örnek olarak ülkedeki en büyük iki camiadan birinin şampiyonlar ligi çeyrek finali diğerinin avrupa ligi yarı finali oynadığı 2012-13 sezonu sonrası 5'e düşürülen, faşist ve ırkçılığın türkiye ayağının malesef var olduğunu gözler önüne seren, yabancı sınırı kararına bakabilirsiniz. önce 8 milyon euroluk amrabat yatırımımızı sonra da eboue gibi belki de lig tarihinin en iyi sağ bekini yedi bu olay.
bir de açılan makastan kasıt avrupa'nın devleri ile açılmış olması değil, avrupa'nın herhangi bir kalburüstü takımıyla açılmış olduğudur. daha dün tottenham'ı eleyen dinamo zagrep bundan iki sene önce fenerbahçe'yi 4'lemişti avrupa liginde. malmö, bratislava, rangers, molde, zorya, östersunds, vardar, rio ave, paok gibi takımların türk futbolunun devlerini düşürdükleri durum ortadayken yavaş yavaş bu gerçeği kabullenmemek ancak lig rekabetinde fenerbahçelilerin yaptığı gibi polyannacılık yapmak olup, bir şeyleri düzeltmenin de önüne geçecektir. hastalığın ne olduğunu belirlemeden tedavisi yapılamaz, yapılırsa da doğru tedavi olma ihtimali milyonda birdir ve futbol literatüründe bu sürdürülebilirliği imkansız kılar.