229
kainatın en enteresan kara deliklerinden biri.
en dibini bucağını öğrendim dediğin anlarda "bu kim" dedirten birileri çıkıyor. hem de öyle bir ortaya çıkıyor ki, uzaydan çekilen fotoğrafta dünyanın noktacık olmasına içerler gibi içerleyip kendini konudan alakasız hissediyorsun. bir sorun çözüldüğünde altından daha büyük bir sorun çıkıyor, şubenin iyiliği için bir şey yapıyorum derken bir anda kendini şube için daha büyük bir felaketin şakşakçılığını yaparken bulabiliyorsun.
şubeyi yönetenlerin değerlendirme kriteri başarı/başarısızlık ya da eğri/doğru olmalarıdır. ancak şubeyi yönetecekleri belirleme hakkına haiz zümre için birincil ve en önemli kriter kim olduğu, hangi devreden olduğu, ya da yönetimden/liseden olup olmadığı. ben galatasaray basketbolunu bilmeye başladığımdan beri aynı şeyler yazılıyor. yazıldıkça anlamı boşalıyor, anlamı boşaldıkça yazılıyor ve kronikleşmeye devam ediyor.
şubenin yaşadığı her büyük krizde ya da bir vesileyle bir gürültü koptuğunda "bu sefer birileri anladı galiba derdimizi" diye umutlanıyorsun. o birileri ağzını açtığı ya da klavyesini çalıştırdığı anda yine daha büyük bir hüsrana yelken açıyorsun. öylesine basketboldan uzak insanlar, öylesine basketboldan uzak düşünce tarzıyla galatasaray basketbolunun hem geleceği hem de getirileri üzerinde öylesine hak/imtiyaz sahibi ki...
karşında duvar olsa, bunlara ve bunları değiştirme hakkı olanlara anlattığın kadar anlatsan dile gelip "anladım" derdi. ne bunlarda, ne bunların hamilerinde, ne de ara ara şubeye dair bir şeyleri değiştirme vaadiyle umut olarak ortaya çıkanlarda tık yok...
mart ayına girdiğimiz şu günlerde tüm takımlar gelecek sezon planlarına başlamış hatta transfere girişmişken bizim bütün şubede gelecek sezonu göreceğinden emin olan kişi 5 falandır, onlar da 20 yıldır şubede olan görevlilerdir. erkek basketbol takımı 7 maç kala düşme potasında, 23 maçta 7 maç kazanabilmiş ve alt sıralardaki takımların ivmesine bakılırsa kalan 7 maçtan tahmini 3-4 maç kazanması gerekecek. zaten kalan 7 maçın ikisi karşıyaka ve fenerbahçe gibi ligin kalitesinin üstünde olan iki takımla...
kadın basketbol takımı ligde ikinci sırada, mevcut sıralamanın getireceği eşleşmelerle ligde finale gitmemesi süpriz olacaktır. euroleague'de de biraz maceralı da olsa çeyrek finale kendini atmayı başardı. fenerbahçe karşısında ayakta kalmaya çalışacak. ancak sezon başında kurulan, birinci şutörünü iki kere kaybetmesine rağmen oyunda kalan bu takımın gelecek sezonu sırf bu şubeye özgü sorunlar yüzünden tamamen bir bilinmez...
öyle bir noktadayız ki istifa demenin bile bir anlamı yok. çünkü çoktan seçim iklimine girilmiş durumda. 2 bilemedin 3 ay için bu bombanın üzerine oturmayı kimse kabul etmez. çok sıkışılır ve bir de kendini feda edecek isim bulunsa bile "ne yapılacağına yeni yönetim karar versin" denilerek mevcut yönetim tarafından eli kolu bağlanacaktır. daha doğrusu bağlanmak zorunda kalacaktır. galatasaray yeni bir yönetim seçene ya da mevcut yönetimin devam edeceği kesinleşene kadar yine iş işten geçecek, atı alan üsküdar'a ulaşacaktır..
ve galatasaray basketbol şubesi de bu kısır döngünün içinde debelenmeye devam edecektir.
bunlara anlattığın kadar duvara anlatsan dile gelir anladım derdi, bunlarda malesef tık yok...
en dibini bucağını öğrendim dediğin anlarda "bu kim" dedirten birileri çıkıyor. hem de öyle bir ortaya çıkıyor ki, uzaydan çekilen fotoğrafta dünyanın noktacık olmasına içerler gibi içerleyip kendini konudan alakasız hissediyorsun. bir sorun çözüldüğünde altından daha büyük bir sorun çıkıyor, şubenin iyiliği için bir şey yapıyorum derken bir anda kendini şube için daha büyük bir felaketin şakşakçılığını yaparken bulabiliyorsun.
şubeyi yönetenlerin değerlendirme kriteri başarı/başarısızlık ya da eğri/doğru olmalarıdır. ancak şubeyi yönetecekleri belirleme hakkına haiz zümre için birincil ve en önemli kriter kim olduğu, hangi devreden olduğu, ya da yönetimden/liseden olup olmadığı. ben galatasaray basketbolunu bilmeye başladığımdan beri aynı şeyler yazılıyor. yazıldıkça anlamı boşalıyor, anlamı boşaldıkça yazılıyor ve kronikleşmeye devam ediyor.
şubenin yaşadığı her büyük krizde ya da bir vesileyle bir gürültü koptuğunda "bu sefer birileri anladı galiba derdimizi" diye umutlanıyorsun. o birileri ağzını açtığı ya da klavyesini çalıştırdığı anda yine daha büyük bir hüsrana yelken açıyorsun. öylesine basketboldan uzak insanlar, öylesine basketboldan uzak düşünce tarzıyla galatasaray basketbolunun hem geleceği hem de getirileri üzerinde öylesine hak/imtiyaz sahibi ki...
karşında duvar olsa, bunlara ve bunları değiştirme hakkı olanlara anlattığın kadar anlatsan dile gelip "anladım" derdi. ne bunlarda, ne bunların hamilerinde, ne de ara ara şubeye dair bir şeyleri değiştirme vaadiyle umut olarak ortaya çıkanlarda tık yok...
mart ayına girdiğimiz şu günlerde tüm takımlar gelecek sezon planlarına başlamış hatta transfere girişmişken bizim bütün şubede gelecek sezonu göreceğinden emin olan kişi 5 falandır, onlar da 20 yıldır şubede olan görevlilerdir. erkek basketbol takımı 7 maç kala düşme potasında, 23 maçta 7 maç kazanabilmiş ve alt sıralardaki takımların ivmesine bakılırsa kalan 7 maçtan tahmini 3-4 maç kazanması gerekecek. zaten kalan 7 maçın ikisi karşıyaka ve fenerbahçe gibi ligin kalitesinin üstünde olan iki takımla...
kadın basketbol takımı ligde ikinci sırada, mevcut sıralamanın getireceği eşleşmelerle ligde finale gitmemesi süpriz olacaktır. euroleague'de de biraz maceralı da olsa çeyrek finale kendini atmayı başardı. fenerbahçe karşısında ayakta kalmaya çalışacak. ancak sezon başında kurulan, birinci şutörünü iki kere kaybetmesine rağmen oyunda kalan bu takımın gelecek sezonu sırf bu şubeye özgü sorunlar yüzünden tamamen bir bilinmez...
öyle bir noktadayız ki istifa demenin bile bir anlamı yok. çünkü çoktan seçim iklimine girilmiş durumda. 2 bilemedin 3 ay için bu bombanın üzerine oturmayı kimse kabul etmez. çok sıkışılır ve bir de kendini feda edecek isim bulunsa bile "ne yapılacağına yeni yönetim karar versin" denilerek mevcut yönetim tarafından eli kolu bağlanacaktır. daha doğrusu bağlanmak zorunda kalacaktır. galatasaray yeni bir yönetim seçene ya da mevcut yönetimin devam edeceği kesinleşene kadar yine iş işten geçecek, atı alan üsküdar'a ulaşacaktır..
ve galatasaray basketbol şubesi de bu kısır döngünün içinde debelenmeye devam edecektir.
bunlara anlattığın kadar duvara anlatsan dile gelir anladım derdi, bunlarda malesef tık yok...