21
bırakın tribünde bu besteyi söylemeyi, artık herhangi bir taraftarımızdan bile duymak istemediğim kimisine göre ahenkli sözler bütünü.
statta her maç öncesi belli başlı ritüellerimiz var. oyuncuları selamlamak, intikam marşına eşlik etmek, atkı şov yapmak ve üçlü çekmek bunların en zevklileri. ardından oradaki birilerinin keyiflerine göre bir şeyler söylenir. maç iyi gidiyorsa, keyiflenmeye devam edilir. hakem hata yaptıysa, istendiği gibi gitmiyorsa da işte bu kurtarıcı bestemiz peyda olur. ne diyor bu bestemiz şimdi mısra mısra buna bakalım ve yorumlayalım.
hep oyunlar senaryolar
burada herkesin de bildiği ve yıllardan beridir aşina olduğumuz gibi belli başlı oyunların oynandığı ve maçların masa başında ya da televizyon karşısında kazanıldığına atıf yapıyoruz.
`sustuysak nereye kadar?`
burada da bir hayıflanma söz konusu. hayıflanıyoruz ancak nereye kadar? aldığımız bir aksiyon yok, ne bir adam akıllı bildiri yayınlarız ne bir tanemiz çıkar konuşur. medyada bizim hakkımızı gözeten desen bir kişi bile yok. bizim hakkımızı en çok savunanlar da bizim renklerimizden olmayıp bir şekilde bu ortama direnmeye çalışan (ya da öyle gözüken) birileri. ki onlar da bizim sarı formamıza kırmızı konçumuza yapmıyor bu savunmaları, biliyor ki yarın onun başına gelecek. akıllı adam diyor ki:
(bkz: adalet herkes için lazım.)
aklınızdan çıkarmayın
türkiye’dir galatasaray!
evet. zaten bunu her başarımızda eze eze kafalarına kazıyoruz. evet. bunu bildikleri için bu kudurmalar. evet. kendilerinin onlar da farkında.
ama bu beste tribünlerde söylenmesin. söylenecekse de arkası doldurulsun. yoksa o kadar insan bir araya toplanıp yapamayacağın işlerin altına imza atma. bence yani. hak yiyip gak diyenlere karşı yalnız bırakma hocanı. naçizane.
statta her maç öncesi belli başlı ritüellerimiz var. oyuncuları selamlamak, intikam marşına eşlik etmek, atkı şov yapmak ve üçlü çekmek bunların en zevklileri. ardından oradaki birilerinin keyiflerine göre bir şeyler söylenir. maç iyi gidiyorsa, keyiflenmeye devam edilir. hakem hata yaptıysa, istendiği gibi gitmiyorsa da işte bu kurtarıcı bestemiz peyda olur. ne diyor bu bestemiz şimdi mısra mısra buna bakalım ve yorumlayalım.
hep oyunlar senaryolar
burada herkesin de bildiği ve yıllardan beridir aşina olduğumuz gibi belli başlı oyunların oynandığı ve maçların masa başında ya da televizyon karşısında kazanıldığına atıf yapıyoruz.
`sustuysak nereye kadar?`
burada da bir hayıflanma söz konusu. hayıflanıyoruz ancak nereye kadar? aldığımız bir aksiyon yok, ne bir adam akıllı bildiri yayınlarız ne bir tanemiz çıkar konuşur. medyada bizim hakkımızı gözeten desen bir kişi bile yok. bizim hakkımızı en çok savunanlar da bizim renklerimizden olmayıp bir şekilde bu ortama direnmeye çalışan (ya da öyle gözüken) birileri. ki onlar da bizim sarı formamıza kırmızı konçumuza yapmıyor bu savunmaları, biliyor ki yarın onun başına gelecek. akıllı adam diyor ki:
(bkz: adalet herkes için lazım.)
aklınızdan çıkarmayın
türkiye’dir galatasaray!
evet. zaten bunu her başarımızda eze eze kafalarına kazıyoruz. evet. bunu bildikleri için bu kudurmalar. evet. kendilerinin onlar da farkında.
ama bu beste tribünlerde söylenmesin. söylenecekse de arkası doldurulsun. yoksa o kadar insan bir araya toplanıp yapamayacağın işlerin altına imza atma. bence yani. hak yiyip gak diyenlere karşı yalnız bırakma hocanı. naçizane.