420
bünyamin gezer, 4 mart 2021 fenerbahçe antalya spor maçındaki pelkas-veysel penaltı pozisyonunu değerlendirirken hem cehaletini hem de fenerbahçe amigoluğunu açık ediyor ve diyor ki: pelkas topu çalmış, adamın içinden mi geçecek? ayağa basma, pozisyonun devamı gereği. elle oynama yok diyor ve ekliyor; topun veysel sarı’ya çarpmış olması pozisyonun penaltı olmasına engel değil.
önce şunu hatırlatayım, bu amigo, birçok pozisyon için, yeni kural gereği rakip topla oynamışsa devamındaki basma hareketi artık faul kabul edilmiyor diye yırtınmıştı.
şimdi bir örnek olarak, emre kılınç’ın ayağına basılan pozisyonu hatırlayalım. emre rakibinden topu kurtarmak isterken top rakibin karın bölgesine çarpıyor, devamında ise rakip sağ ayağı ile emre’nin sol ayağının üzerine basıyordu. rakibin ayağının topla hiçbir ilgisi yoktu ve top ayağa da çarpmamıştı. karın bölgesine çarpmıştı.
şimdi veysel’in pozisyonuna bakalım; pelkas topu kurtarmak isterken veysel topa dizi ile müdahale ediyor ve devamında veysel’in dizi ile pelkas’ın dizi çarpışıyor ve tabi pelkas kendini yere atıyor. bakın emre kılınç’ın pozisyonu ile nerdeyse aynı. her ikisinde de top rakibe çarpıyor. (veysel aslında dizi ile bilinçli oynuyor ama hadi çarpıyor diyelim) peki emre kılınç’ın pozisyonunu yorumlarken “top rakibe çarpmışsa devamındaki hareket faul değil” denilmemiş miydi? burada da top veysel’in dizine çarpıyor ve devamında pelkas’ın diziyle çarpışıyor. orada öyleydi de burada niye değil? bir ayda kurallar mı değişti yoksa forma renkleri mi değişti?
türkiye’nin sorunu amigo hakemler (dolayısıyla amigo mhk üyeleri) ve amigo hakem yorumcularıdır. bu amigolar hem düşük ıqları nedeniyle hem de amigolukları sebebiyle futbolumuzu perişan ediyorlar. böyle olunca da adalet duygusu yok oluyor, insanlar geriliyor. bu amigo yorumcular konuştukça sahalarda kasti ve ağır hatalı kararların sayısı artıyor. çünkü bunları dinleyen hakemlerin aklında bin türlü soru ve şüphe oluşuyor.
faal hakemler bu amigo yorumcuları ve yöneticilerin açıklamalarını dinleyince diyor ki: arkadaş ben şimdi fenerbahçe ya da beşiktaş aleyhine karar verirsem, bünyamin gezer, ahmet çakar, deniz çoban beni yerden yere vururlar. tvlerdeki fbjk amigoları bana saldırır, yöneticiler de baskı yaparsa mhk bir daha bana görev vermez. her maçta yaklaşık 7-8 bin lira alıyorum. çoluğumun-çocuğumun rızkı. ben neden kendi rızkıma mani olacak kararlar vereyim ki. bir faul, bir kart, iki penaltı mı önemli benim çocuklarımın rızkı mı? fbjk lehine hata yapsam da iki gün sonra unutulur gider nasılsa. işte fenerbahçe-başakşehir maçında, bahattin şimşek’in tarihe geçen üç hatalı, hatta kasti kararı unutulmadı mı? bahattin şimşek paşa-paşa görev almaya devam ediyor. aynı şey hüseyin göçek, halis özkahya, alper ulusoy için de geçerli değil mi? galatasaray’ı doğradılar da kıllarına zarar mı geldi?
[dikkat edilirse galatasaray’ı katmadım bunların içine. çünkü özellikle son iki-üç sezondur, galatasaray adeta şamar oğlanına döndü. galatasaray aleyhine kasti ya da hatalı karar veren hakemler bırakın ceza görmeyi aksine ödüllendiriliyor. işte size hiseyin göçek-halis özkahya olayı. işte size altı saniye kuralının mucidi alper ulusoy, işte size her maç bizi doğrayan cüneyt çakır ve en son halil umut meler. (halil umut meler’den iyi maç yönetiyor diye çok ümitliydim ama maalesef o da dengesini yitirdi. hem de aleyhimize verdiği iki kasti kararla)]
konumuza devam edecek olursak, pelkas’ın pozisyonunda ayağa basma, elle oynama konularına girmeye hiç gerek yok. veysel dizi ile topla oynuyor, topu kesiyor ve dizi pozisyon gereği pelkas’ın diziyle çarpışıyor dolayısıyla penaltı-menaltı yok. ele çarpma varsa o da çarpışmadan önce gerçekleşiyor. dolayısıyla elle oynama nedeniyle de penaltının iptali doğru. (ele çarpma var mı yok mu net olarak göremedim) pelkas’ın ayağa basması topa müdahaleden sonra pozisyonun devamı gereği olduğu için faul değil.
hakem ya ayağa basma ya da elle oynama nedeniyle penaltıyı iptal etti. çünkü elleriyle tarifi o yöndeydi. ancak ikisinin de alakası yok ve yanlış gerekçeler. yani gerekçeler yanlış karar doğru. (tabi top pelkas’ın eline çarpmışsa o da iptal sebebidir çünkü dizlerin çarpışmasından önce ele çarpıyor)
bünyamin gezer ile sonuçlandıralım yazımızı. emre malok olayına kadar meydan tamamen kendisine aitti ve fenerbahçe amigoluğunu rahatça yapıyordu ama emre malok sonrasında belli ki trt yöneticileri tarafından kulağı çekilmiş. çünkü iki gün önceki ankaragücü maçındaki pozisyonlar için kırmızı kart hatalı, penaltı da penaltı değil dedi. dedi ama şunu da ekledi; “bana galatasaray düşmanı diyorlar kardeşim ne alakası var ben gördüğümü söylüyorum.” tabi bu cümle üzerine ben tebessüm ettim ama o bunun farkına bile varmadı.:)
hemen hemen aynı pozisyonlar hakkında birbirine 180 derece zıt yorumlar yapmak, fikir namussuzluğudur ve bünyamin gezer bunu hep yapıyor. tıpkı abdulkerim durmaz, rıdvan dilmen, ahmet çakar ve deniz çoban gibi.
önce şunu hatırlatayım, bu amigo, birçok pozisyon için, yeni kural gereği rakip topla oynamışsa devamındaki basma hareketi artık faul kabul edilmiyor diye yırtınmıştı.
şimdi bir örnek olarak, emre kılınç’ın ayağına basılan pozisyonu hatırlayalım. emre rakibinden topu kurtarmak isterken top rakibin karın bölgesine çarpıyor, devamında ise rakip sağ ayağı ile emre’nin sol ayağının üzerine basıyordu. rakibin ayağının topla hiçbir ilgisi yoktu ve top ayağa da çarpmamıştı. karın bölgesine çarpmıştı.
şimdi veysel’in pozisyonuna bakalım; pelkas topu kurtarmak isterken veysel topa dizi ile müdahale ediyor ve devamında veysel’in dizi ile pelkas’ın dizi çarpışıyor ve tabi pelkas kendini yere atıyor. bakın emre kılınç’ın pozisyonu ile nerdeyse aynı. her ikisinde de top rakibe çarpıyor. (veysel aslında dizi ile bilinçli oynuyor ama hadi çarpıyor diyelim) peki emre kılınç’ın pozisyonunu yorumlarken “top rakibe çarpmışsa devamındaki hareket faul değil” denilmemiş miydi? burada da top veysel’in dizine çarpıyor ve devamında pelkas’ın diziyle çarpışıyor. orada öyleydi de burada niye değil? bir ayda kurallar mı değişti yoksa forma renkleri mi değişti?
türkiye’nin sorunu amigo hakemler (dolayısıyla amigo mhk üyeleri) ve amigo hakem yorumcularıdır. bu amigolar hem düşük ıqları nedeniyle hem de amigolukları sebebiyle futbolumuzu perişan ediyorlar. böyle olunca da adalet duygusu yok oluyor, insanlar geriliyor. bu amigo yorumcular konuştukça sahalarda kasti ve ağır hatalı kararların sayısı artıyor. çünkü bunları dinleyen hakemlerin aklında bin türlü soru ve şüphe oluşuyor.
faal hakemler bu amigo yorumcuları ve yöneticilerin açıklamalarını dinleyince diyor ki: arkadaş ben şimdi fenerbahçe ya da beşiktaş aleyhine karar verirsem, bünyamin gezer, ahmet çakar, deniz çoban beni yerden yere vururlar. tvlerdeki fbjk amigoları bana saldırır, yöneticiler de baskı yaparsa mhk bir daha bana görev vermez. her maçta yaklaşık 7-8 bin lira alıyorum. çoluğumun-çocuğumun rızkı. ben neden kendi rızkıma mani olacak kararlar vereyim ki. bir faul, bir kart, iki penaltı mı önemli benim çocuklarımın rızkı mı? fbjk lehine hata yapsam da iki gün sonra unutulur gider nasılsa. işte fenerbahçe-başakşehir maçında, bahattin şimşek’in tarihe geçen üç hatalı, hatta kasti kararı unutulmadı mı? bahattin şimşek paşa-paşa görev almaya devam ediyor. aynı şey hüseyin göçek, halis özkahya, alper ulusoy için de geçerli değil mi? galatasaray’ı doğradılar da kıllarına zarar mı geldi?
[dikkat edilirse galatasaray’ı katmadım bunların içine. çünkü özellikle son iki-üç sezondur, galatasaray adeta şamar oğlanına döndü. galatasaray aleyhine kasti ya da hatalı karar veren hakemler bırakın ceza görmeyi aksine ödüllendiriliyor. işte size hiseyin göçek-halis özkahya olayı. işte size altı saniye kuralının mucidi alper ulusoy, işte size her maç bizi doğrayan cüneyt çakır ve en son halil umut meler. (halil umut meler’den iyi maç yönetiyor diye çok ümitliydim ama maalesef o da dengesini yitirdi. hem de aleyhimize verdiği iki kasti kararla)]
konumuza devam edecek olursak, pelkas’ın pozisyonunda ayağa basma, elle oynama konularına girmeye hiç gerek yok. veysel dizi ile topla oynuyor, topu kesiyor ve dizi pozisyon gereği pelkas’ın diziyle çarpışıyor dolayısıyla penaltı-menaltı yok. ele çarpma varsa o da çarpışmadan önce gerçekleşiyor. dolayısıyla elle oynama nedeniyle de penaltının iptali doğru. (ele çarpma var mı yok mu net olarak göremedim) pelkas’ın ayağa basması topa müdahaleden sonra pozisyonun devamı gereği olduğu için faul değil.
hakem ya ayağa basma ya da elle oynama nedeniyle penaltıyı iptal etti. çünkü elleriyle tarifi o yöndeydi. ancak ikisinin de alakası yok ve yanlış gerekçeler. yani gerekçeler yanlış karar doğru. (tabi top pelkas’ın eline çarpmışsa o da iptal sebebidir çünkü dizlerin çarpışmasından önce ele çarpıyor)
bünyamin gezer ile sonuçlandıralım yazımızı. emre malok olayına kadar meydan tamamen kendisine aitti ve fenerbahçe amigoluğunu rahatça yapıyordu ama emre malok sonrasında belli ki trt yöneticileri tarafından kulağı çekilmiş. çünkü iki gün önceki ankaragücü maçındaki pozisyonlar için kırmızı kart hatalı, penaltı da penaltı değil dedi. dedi ama şunu da ekledi; “bana galatasaray düşmanı diyorlar kardeşim ne alakası var ben gördüğümü söylüyorum.” tabi bu cümle üzerine ben tebessüm ettim ama o bunun farkına bile varmadı.:)
hemen hemen aynı pozisyonlar hakkında birbirine 180 derece zıt yorumlar yapmak, fikir namussuzluğudur ve bünyamin gezer bunu hep yapıyor. tıpkı abdulkerim durmaz, rıdvan dilmen, ahmet çakar ve deniz çoban gibi.