128
20 şubat 2021 türkiye isveç basketbol maçı özelinde yatıp kalkıp bireysel çabalara duacı olması gereken koç, bilhassa alperen şengün'e.
milli takımımız isveç'i 8 farkla devirmemizin akabinde hollanda'nın hırvatistan'ı mağlup etmesiyle birlikte eurobasket 2022'ye katılım hakkını elde etti, hayırlı ola. nba'deki oyuncularımızın kadroya dahil olmasıyla birlikte iyi bir çekirdeğimiz olacak avrupa şampiyonasında. önemli olan nokta bu çekirdeği oluşturabilmekte ve coaching'te.
isveç maçından sonra ene şunları söyledi:
--- alıntı ---
iyi oynamadık maalesef gergin olduğumuz için. her oyuncumuz euroleague'den geldiğinde aynı ritimde olmadığı için... özellikle shane ve sertaç biraz ritim bulsa çok daha farklı olabilirdi. ama yine de bir karakter, mücadele ortaya koyduk. daha cesur olsaydık, kafa olarak daha ritmli olsaydık çünkü o ritimimiz yok.
--- alıntı ---
hem şaşırdım hem de hayal kırıklığı yaşadım. alperen ve buğrahan tuncer'le birlikte maçın en skoreriydi sertaç, 2 gün önce euroleague maçı oynayan bir uzundan daha efektif bir oyun beklemek ne kadar doğru? shane konusunda ise ene ısrarla kendisini yanlış kullanmaya devam ediyor. larkin'in efes'teki üst seviye performansı ergin ataman'ın larkin'i ikincil hücum aracı olarak kullanmasıyla direkt olarak alakalı. bu ne demek? ergin hoca larkin'i her zaman en az bir -hatta çoğu zaman iki- top yönlendiriciyle birlikte parkede tutuyor; micic-larkin, simon-larkin, bobua-larkin gibi. bu hem larkin'in üstündeki rakip savunma baskısını dağıtıyor hem de oyunun çeşitlenmesine ve rakip savunmaların boyalı alandan uzaklaşarak oyuncular arasındaki mesafelerin açılmasına zemin hazırlıyor ki larkin'e penetre alanı demek bu da. peki ene bu formülü uyguladı mı, uyguluyor mu? hayır. ene ısrarla larkin'i ana top yönlendirici ve ana atak noktası olarak kullanmaya devam ediyor, bu da hem zaten euroleague yorgunu olan adamı daha da yoruyor hem de komple shane'e odaklanan rakiplerin ikili sıkıştırmalarının verimini artırıyor. kısacası sorun ritimden ziyade coaching ile alakalı.
öte yandan berk uğurlu'ya, göksenin köksal'a, melih mahmutoğlu'na dokunduramayacaksanız konuşmayın sevgili hocam. basketbol camiası futbol ailesine nazaran daha sıkı fıkıdır. haliyle birtakım ikili ilişkiler daha bi' dostanedir ama bu asıl kötüye kötü denmesinin önüne geçmemeli. hakkaniyet...
ene'nin berk, göksenin ve samet geyik seçimleri yanlıştı. berk ortalama bir sezon geçiriyor ama ligimizde can uğur öğüt gerçeği var; göksenin ise rezalet durumda malum, kadroda olması ayıptır yiğit arslan dururken; samet'in yerine kesinlikle egemen güven olmalıydı, gerek istatistik gerek oyun gerekse de rol açısından samet'ten çok daha dominant ve iyi durumda.
hocanın ikinci milli takım döneminin başlangıcı beni üzüyor. henüz ne yapmak istediğini anlayamadım açıkçası. maç sonu röportajında sahaya iyi kötü bir şeyler koyan iki oyuncuya topu atmasını değil de, parkede jonas jerebko'ya çözüm üretmesini beklerdim...
milli takımımız isveç'i 8 farkla devirmemizin akabinde hollanda'nın hırvatistan'ı mağlup etmesiyle birlikte eurobasket 2022'ye katılım hakkını elde etti, hayırlı ola. nba'deki oyuncularımızın kadroya dahil olmasıyla birlikte iyi bir çekirdeğimiz olacak avrupa şampiyonasında. önemli olan nokta bu çekirdeği oluşturabilmekte ve coaching'te.
isveç maçından sonra ene şunları söyledi:
--- alıntı ---
iyi oynamadık maalesef gergin olduğumuz için. her oyuncumuz euroleague'den geldiğinde aynı ritimde olmadığı için... özellikle shane ve sertaç biraz ritim bulsa çok daha farklı olabilirdi. ama yine de bir karakter, mücadele ortaya koyduk. daha cesur olsaydık, kafa olarak daha ritmli olsaydık çünkü o ritimimiz yok.
--- alıntı ---
hem şaşırdım hem de hayal kırıklığı yaşadım. alperen ve buğrahan tuncer'le birlikte maçın en skoreriydi sertaç, 2 gün önce euroleague maçı oynayan bir uzundan daha efektif bir oyun beklemek ne kadar doğru? shane konusunda ise ene ısrarla kendisini yanlış kullanmaya devam ediyor. larkin'in efes'teki üst seviye performansı ergin ataman'ın larkin'i ikincil hücum aracı olarak kullanmasıyla direkt olarak alakalı. bu ne demek? ergin hoca larkin'i her zaman en az bir -hatta çoğu zaman iki- top yönlendiriciyle birlikte parkede tutuyor; micic-larkin, simon-larkin, bobua-larkin gibi. bu hem larkin'in üstündeki rakip savunma baskısını dağıtıyor hem de oyunun çeşitlenmesine ve rakip savunmaların boyalı alandan uzaklaşarak oyuncular arasındaki mesafelerin açılmasına zemin hazırlıyor ki larkin'e penetre alanı demek bu da. peki ene bu formülü uyguladı mı, uyguluyor mu? hayır. ene ısrarla larkin'i ana top yönlendirici ve ana atak noktası olarak kullanmaya devam ediyor, bu da hem zaten euroleague yorgunu olan adamı daha da yoruyor hem de komple shane'e odaklanan rakiplerin ikili sıkıştırmalarının verimini artırıyor. kısacası sorun ritimden ziyade coaching ile alakalı.
öte yandan berk uğurlu'ya, göksenin köksal'a, melih mahmutoğlu'na dokunduramayacaksanız konuşmayın sevgili hocam. basketbol camiası futbol ailesine nazaran daha sıkı fıkıdır. haliyle birtakım ikili ilişkiler daha bi' dostanedir ama bu asıl kötüye kötü denmesinin önüne geçmemeli. hakkaniyet...
ene'nin berk, göksenin ve samet geyik seçimleri yanlıştı. berk ortalama bir sezon geçiriyor ama ligimizde can uğur öğüt gerçeği var; göksenin ise rezalet durumda malum, kadroda olması ayıptır yiğit arslan dururken; samet'in yerine kesinlikle egemen güven olmalıydı, gerek istatistik gerek oyun gerekse de rol açısından samet'ten çok daha dominant ve iyi durumda.
hocanın ikinci milli takım döneminin başlangıcı beni üzüyor. henüz ne yapmak istediğini anlayamadım açıkçası. maç sonu röportajında sahaya iyi kötü bir şeyler koyan iki oyuncuya topu atmasını değil de, parkede jonas jerebko'ya çözüm üretmesini beklerdim...