13
"faruk süren yönetimi istifa": maddi sıkıntılar, oyuncuların çok kritik avrupa maçlarından önce dahi parasal sıkıntıları öne sürerek idmanlara çıkmaması, özellikle son 2 sene transfer yapılamaması istifa isteme sebebi olurdu.
"fatih hoca'nın bekir gür'ü 20 küsür maçta oynatması": forma adaletinin bittiği an olurdu. anadolu takımı topçusu, elbette galatasaray'a yakışmazdı. şimdi olsa; bekir ikili mücadelede düşüp, düştüğü yerden kalkana kadar hakkında onlarca entry girilirdi.
"taffarel'in emekliliğinin gelmesi": tafo, müthiş başarılar kazandığımız 1999-2000 sezonuna berbat ötesi başlamıştı. saçmasapan goller yiyor, abuk subuk hatalar yapıyordu. chelsea maçında gördüğü kırmızı kart ise son derece gereksizdi. o dönemlerde medyada mehmet bölükbaşı'nın oynamasını isteyen onlarca yazar vardı. sözlük, o dönem var olmuş olsa, burda da benzer yazılar yazılacağından eminim.
"okan buruk'un evlat kontenjanından takımda kalması": 1994-1997 arasını çok verimsiz geçiren ama takımda kalmaya devam eden okan'ın gönderilmeme sebebi, terim'in evlatçılığına bağlanırdı.
"ahmet yıldırım'dan özür dilemek": birebir yazıyorum. "kardeşim kusura bakma, alınırken seni istememiştim, ama yüzümü kara çıkardın, laflarımı bana yedirdin. mücadelenle ve efendiliğinle iyi ki gelmişsin." entrysini görürdük.
"bülent korkmaz'ın sık sık hata yapması": kelle isteme sebebi olurdu. kaptan'ın o dönem, özellikle de 97'de içeride oynanan dortmund maçında yaptığı hata, "bülent korkmaz (194)" ibaresini görmemize neden olurdu.
"ceyhun, alp ve ufuk'a forma verilmemesi": "git kurtar kendini kardeşim. oynayabileceğin yere git, burda kafasında futbolu bitirmiş suat'ın, arif'in arkasında bekletirler" yorumlarını kesinlikle okurduk.
"ergün penbe'nin efendi ama yetersiz oluşu": kesinlikle buna da değinilirdi. efendi kontenjanından takımda kaldığı söylenirdi ki ergün'ün performansına bakılırsa 96'ya kadar yetersiz, 96-98 arası da dönem dönem tutuklaşan bir grafik gösterdiği görülür.
"hayrettin'in komik goller yemesi": neler yazılacağını tahmin bile edemiyorum. olsun, hayro'yu severiz yine de.
"fatih hoca'nın bekir gür'ü 20 küsür maçta oynatması": forma adaletinin bittiği an olurdu. anadolu takımı topçusu, elbette galatasaray'a yakışmazdı. şimdi olsa; bekir ikili mücadelede düşüp, düştüğü yerden kalkana kadar hakkında onlarca entry girilirdi.
"taffarel'in emekliliğinin gelmesi": tafo, müthiş başarılar kazandığımız 1999-2000 sezonuna berbat ötesi başlamıştı. saçmasapan goller yiyor, abuk subuk hatalar yapıyordu. chelsea maçında gördüğü kırmızı kart ise son derece gereksizdi. o dönemlerde medyada mehmet bölükbaşı'nın oynamasını isteyen onlarca yazar vardı. sözlük, o dönem var olmuş olsa, burda da benzer yazılar yazılacağından eminim.
"okan buruk'un evlat kontenjanından takımda kalması": 1994-1997 arasını çok verimsiz geçiren ama takımda kalmaya devam eden okan'ın gönderilmeme sebebi, terim'in evlatçılığına bağlanırdı.
"ahmet yıldırım'dan özür dilemek": birebir yazıyorum. "kardeşim kusura bakma, alınırken seni istememiştim, ama yüzümü kara çıkardın, laflarımı bana yedirdin. mücadelenle ve efendiliğinle iyi ki gelmişsin." entrysini görürdük.
"bülent korkmaz'ın sık sık hata yapması": kelle isteme sebebi olurdu. kaptan'ın o dönem, özellikle de 97'de içeride oynanan dortmund maçında yaptığı hata, "bülent korkmaz (194)" ibaresini görmemize neden olurdu.
"ceyhun, alp ve ufuk'a forma verilmemesi": "git kurtar kendini kardeşim. oynayabileceğin yere git, burda kafasında futbolu bitirmiş suat'ın, arif'in arkasında bekletirler" yorumlarını kesinlikle okurduk.
"ergün penbe'nin efendi ama yetersiz oluşu": kesinlikle buna da değinilirdi. efendi kontenjanından takımda kaldığı söylenirdi ki ergün'ün performansına bakılırsa 96'ya kadar yetersiz, 96-98 arası da dönem dönem tutuklaşan bir grafik gösterdiği görülür.
"hayrettin'in komik goller yemesi": neler yazılacağını tahmin bile edemiyorum. olsun, hayro'yu severiz yine de.