992
umut ozan darıcı 29 ocak 2021 tarihinde hakkında şöyle bir yazı kaleme almış;
--- alıntı ---
fenerbahçe hisseleri elinde olan federasyon başkanı'na bir soru; geçmiş şampiyonluklar sayılırsa hisseleriniz değerlenecek mi?
"dünya kamu ihalesi rekortmeni" nihat özdemir'in çok sevdiği kulübünün basın sözcülüğünü yapması için önünde hiçbir engel yok
cumhurbaşkanı ve akp genel başkanı recep tayyip erdoğan, 12 eylül 2010 referandumu öncesinde tüsiad'ı hedef alarak, “taraf olmayan bertaraf olur” diyerek, tüsiad'a hangi tarafta olmaları gerektiğini işaret etmişti. türkiye'nin şekil değiştirmeye başlaması ve pervasızlıkların had safhaya ulaşması, bu sloganın ardından daha da keskinleşti. o tarihten sonra hukukla bağlantısı kesilmeye çalışılan ülkede, kurumların da başlarına getirilen isimlerin geçmişleri, sicilleri, bağlantıları yok sayıldı. “taraf olan” herkes, kim olduğuna bakılmaksızın seçim görünümlü atamalarla ülkenin kurumlarına tek tek yerleştirildi.
elbette, sporda da her şeye hâkim olma duygusu kendini gösteriyordu. gezi döneminde taraftarlardan yükselen açık tepkinin ardından futbol da şekillendirilmeye ve tek elden yönetilmeye başlandı. o yüzden de sicilinde evrakta sahtecilik bulunan yıldırım demirören'le başlayan türkiye futbol federasyonu başkanlığı görevine, sicilinde muhafız alay komutanlığı binası yapımında devleti 1 trilyon liradan fazla zarara uğratmaktan hakkında dava açılan ve “mavi hat” operasyonunda "ihaleye fesat karıştırmak", "rüşvet vermek" ve "çıkar amaçlı suç örgütüne yardım etmek" suçlarıyla gözaltına alınan, ortağı tutuklanan ama kendisi serbest bırakılan nihat özdemir getirildi.
bugünlerde muhalefetin “5'li çete” diye adlandırdığı grubun içinde bulunan nihat özdemir'in sahibi olduğu limak holding, 49 milyar dolarla dünyada kamudan en çok ihale alan şirket olarak göze çarpıyor. tabii buna bir de, son 10 yılda en çok vergiden muaf tutulan şirketler arasında yer aldığını da eklemek gerekir.
tek bir sözünü bile yerine getiremedi
böyle bir ismin muhabbet kuşu sevenler derneği'ne bile alınmaması gerekirken, türkiye futbol federasyonu başkanlığı'na getirilmesi büyük bir skandaldır. ama tabii 20 günlük yargıtay üyeliğinden anayasa mahkemesi'ne “süper mario” gibi zıplayanların olduğu ülkede çok da fazla konuşulmuyor.
geçmişi bir tarafa bırakıp, icraat boyutuna bakacak olursak, nihat özdemir'in ülke futbolu için daha da facia bir isim olduğunu görmek mümkün. geldiği günden bu yana açıkladığı tek bir kararı bile uygulayamadı.
yabancı sayısı rafa kalktı
2020-2021 sezonu başında “yabancı sayısını düşüreceğiz” dedi, sezonun ortasına gelindiğinde, sahaya yabancısız çıkamaz hale gelen bazı takımlar için, sayının 16'da kalacağını açıkladı. oysa çok değil, bir sezon önce, sahaya 11 yabancıyla çıka takımlar için “istiklal marşı'nı kim okuyacak?” tartışmaları yürütülüyordu.
harcama limitlerine ne oldu?
türkiye'deki statların zeminlerinin pek çoğundan daha iyi patates tarlaları var ama futbol federasyonu, bu konuda hiçbir şey yapmış değil.
harcama limitlerine sıkı sıkıya bağlı kalınması konusunda uzun uzun toplantılar yapıp, ilk fırsatta harcama limitleri gevşetildi.
başında bulunduğu federasyona bağlı milli takım, küme üstüne küme düşüyor ama nihat "bey"in bu konuda hiçbir endişesi yok. ne de olsa, futbol ona, onun futboldan olduğu kadar uzak.
mahalli başarıları şampiyonluk sayma çabası
peki nihat özdemir ne yapıyor? kendisi fenerbahçe'nin basın sözcülüğü görevini yürütüyor, mahalli liglerde 3-4 maç yapılarak elde edilmiş kupaları, şampiyonluktan saydırmak için çabalıyor, fenerbahçe'ye transfer olmuş bir futbolcu için “mutlu” olduğunu anlatıyor.
önce şu kupa meselesine gelmek lazım. temcit pilavı gibi ısıtılıp ısıtılıp kamuoyuna sunulan “geçmiş şampiyonluklar” meselesi, kabak tadı vermeye başladı. nihat özdemir, kabağın tadını çok sevmiş olacak ki, hukukçu arkadaşlarına konuyu incelemeleri için talimat verdiğini açıkladı.
geçmiş "şampiyonluklar" biraz iddialı
iddia ve savunulan şu; dünyanın bütün liglerinde geçmiş şampiyonluklar sayılıyor, peki türkiye'de neden sayılmıyor?
sayılmıyor çünkü, kendilerini haklı çıkartmak için başka ligleri örnekler verenlerin görmezden geldiği; o liglerde bir sezon oynanmışken, fenerbahçe'nin istediği şampiyonlukların 3-4 maçla kazanılmış kupalar olduğudur.
hak ettiklerini düşündükleri ve nihat özdemir'in de “geçmiş şampiyonluklar sayılsın” dediği başarılardan birkaçı şöyle;
1933 yılında fenerbahçe, adapazarı iy'yi 12-0, bursa sanatkaran'ı hükmen, gençlerbirliği'ni 4-1, trabzon idman ocağı'nı 3-0, izmirspor'u yenmiş ve şampiyonluk olarak sayılsın isteniyor. bu maçlar sadece 20 gün içinde oynanmış.
1935 yılında çanakkale türkgücü'nü 8-0, balıkesir spor yurdu'nu 5-1, adana torosspor'u 9-0, altınordu'yu 3-1 yenmiş ve şampiyonluk olarak sayılsın isteniyor. bu maçlar 14 gün içinde oynanmış.
1944 yılında fenerbahçe, harp okulu'nu 2-1, göztepe'yi 5-1, mersin idman yurdu'nu 4-2 yenmiş, toplam 4 günde 3 maç oynanmış ve şampiyonluk olarak sayılsın isteniyor.
üstelik bu tarihlerin tamamında başka ligler var ve başka şampiyonlar da var ama istenen sadece belli bir ligin şampiyon sayılması. sürekli kendine özel muamele yapılmasını isteyen bir kurum ve o kurumun ikinci başkanlığını yapmış olan federasyon başkanı da, bu isteğin yerine getirilmesi talebini dillendiriyor.
fenerbahçe hisseleri elinde olan federasyon başkanı!
son noktada bir hatırlatma yapmakta fayda var. devletin resmi ajansı olan anadolu ajansı 26.02.2016 tarihinde bir haber paylaştı. haberde fenerbahçe futbol a.ş'nin sermayesini 25 milyondan 29 milyon liraya artırdığı ve 76 milyon 520 bin 400 tl'lik hisse satışı gerçekleştirdiği yazıyordu.
hisse alımı yapan kurumlar arasında 3. sırada yer alan limak inşaat sanayi ve ticaret a.ş. 72 bin 821 lotla üçüncü sırada yer alıyordu.
yanıt bulması gereken sorular
her ne kadar yeni türkiye'de sorular yanıtsız kalsa da, sormakta fayda var:
öncelikle bu hisseler halen limak holding tarafından elde tutuluyor mu?
fenerbahçe'nin şampiyonluk sayısının 28'e çıkmasıyla birlikte hisse değerlerinin artması limak'ın sahibi nihat özdemir'in servetinde kayda değer bir artış sağlayacak mıdır?
basın sözcülüğü görevi sizi bekliyor
bein sports'ta bir satın alma müdürü için dünyayı ayağa kaldıranların bu konuda ne düşündüklerini merak ediyorum. ülkenin futbol federasyonu başkanı'nın, renklerine gönül verdiği kulübün hisselerini satın alıyor.
buna normal bir durum olarak mı bakacağız? hiçbir şey olmamış gibi üç maymunu mu oynayacağız? bunun adı utanmazlıktır, bunun adı yüzsüzlüktür. her gün televizyonlarda yalanlar savuran medya şarlatanlarının, bunlar hiç yaşanmamış gibi davranması da terbiye yoksunluğundan başka bir şey değil.
"dünya kamu ihalesi rekortmeni" nihat özdemir'in çok sevdiği kulübünün basın sözcülüğünü yapması için önünde hiçbir engel bulunmuyor. o zaman isterse 72 bin lot değil, 720 bin lotluk fenerbahçe hissesi de alabilir.
ama eğer zerre hakkı olmadan o koltukta oturmaya devam etmek istiyorsa, tarafsız davranmaya başlaması gerekiyor. çünkü futbol, sicili kabarık, geçmişi şaibeli insanlar tarafından yönetilmeyecek kadar güzel bir oyun.
--- alıntı ---
--- alıntı ---
fenerbahçe hisseleri elinde olan federasyon başkanı'na bir soru; geçmiş şampiyonluklar sayılırsa hisseleriniz değerlenecek mi?
"dünya kamu ihalesi rekortmeni" nihat özdemir'in çok sevdiği kulübünün basın sözcülüğünü yapması için önünde hiçbir engel yok
cumhurbaşkanı ve akp genel başkanı recep tayyip erdoğan, 12 eylül 2010 referandumu öncesinde tüsiad'ı hedef alarak, “taraf olmayan bertaraf olur” diyerek, tüsiad'a hangi tarafta olmaları gerektiğini işaret etmişti. türkiye'nin şekil değiştirmeye başlaması ve pervasızlıkların had safhaya ulaşması, bu sloganın ardından daha da keskinleşti. o tarihten sonra hukukla bağlantısı kesilmeye çalışılan ülkede, kurumların da başlarına getirilen isimlerin geçmişleri, sicilleri, bağlantıları yok sayıldı. “taraf olan” herkes, kim olduğuna bakılmaksızın seçim görünümlü atamalarla ülkenin kurumlarına tek tek yerleştirildi.
elbette, sporda da her şeye hâkim olma duygusu kendini gösteriyordu. gezi döneminde taraftarlardan yükselen açık tepkinin ardından futbol da şekillendirilmeye ve tek elden yönetilmeye başlandı. o yüzden de sicilinde evrakta sahtecilik bulunan yıldırım demirören'le başlayan türkiye futbol federasyonu başkanlığı görevine, sicilinde muhafız alay komutanlığı binası yapımında devleti 1 trilyon liradan fazla zarara uğratmaktan hakkında dava açılan ve “mavi hat” operasyonunda "ihaleye fesat karıştırmak", "rüşvet vermek" ve "çıkar amaçlı suç örgütüne yardım etmek" suçlarıyla gözaltına alınan, ortağı tutuklanan ama kendisi serbest bırakılan nihat özdemir getirildi.
bugünlerde muhalefetin “5'li çete” diye adlandırdığı grubun içinde bulunan nihat özdemir'in sahibi olduğu limak holding, 49 milyar dolarla dünyada kamudan en çok ihale alan şirket olarak göze çarpıyor. tabii buna bir de, son 10 yılda en çok vergiden muaf tutulan şirketler arasında yer aldığını da eklemek gerekir.
tek bir sözünü bile yerine getiremedi
böyle bir ismin muhabbet kuşu sevenler derneği'ne bile alınmaması gerekirken, türkiye futbol federasyonu başkanlığı'na getirilmesi büyük bir skandaldır. ama tabii 20 günlük yargıtay üyeliğinden anayasa mahkemesi'ne “süper mario” gibi zıplayanların olduğu ülkede çok da fazla konuşulmuyor.
geçmişi bir tarafa bırakıp, icraat boyutuna bakacak olursak, nihat özdemir'in ülke futbolu için daha da facia bir isim olduğunu görmek mümkün. geldiği günden bu yana açıkladığı tek bir kararı bile uygulayamadı.
yabancı sayısı rafa kalktı
2020-2021 sezonu başında “yabancı sayısını düşüreceğiz” dedi, sezonun ortasına gelindiğinde, sahaya yabancısız çıkamaz hale gelen bazı takımlar için, sayının 16'da kalacağını açıkladı. oysa çok değil, bir sezon önce, sahaya 11 yabancıyla çıka takımlar için “istiklal marşı'nı kim okuyacak?” tartışmaları yürütülüyordu.
harcama limitlerine ne oldu?
türkiye'deki statların zeminlerinin pek çoğundan daha iyi patates tarlaları var ama futbol federasyonu, bu konuda hiçbir şey yapmış değil.
harcama limitlerine sıkı sıkıya bağlı kalınması konusunda uzun uzun toplantılar yapıp, ilk fırsatta harcama limitleri gevşetildi.
başında bulunduğu federasyona bağlı milli takım, küme üstüne küme düşüyor ama nihat "bey"in bu konuda hiçbir endişesi yok. ne de olsa, futbol ona, onun futboldan olduğu kadar uzak.
mahalli başarıları şampiyonluk sayma çabası
peki nihat özdemir ne yapıyor? kendisi fenerbahçe'nin basın sözcülüğü görevini yürütüyor, mahalli liglerde 3-4 maç yapılarak elde edilmiş kupaları, şampiyonluktan saydırmak için çabalıyor, fenerbahçe'ye transfer olmuş bir futbolcu için “mutlu” olduğunu anlatıyor.
önce şu kupa meselesine gelmek lazım. temcit pilavı gibi ısıtılıp ısıtılıp kamuoyuna sunulan “geçmiş şampiyonluklar” meselesi, kabak tadı vermeye başladı. nihat özdemir, kabağın tadını çok sevmiş olacak ki, hukukçu arkadaşlarına konuyu incelemeleri için talimat verdiğini açıkladı.
geçmiş "şampiyonluklar" biraz iddialı
iddia ve savunulan şu; dünyanın bütün liglerinde geçmiş şampiyonluklar sayılıyor, peki türkiye'de neden sayılmıyor?
sayılmıyor çünkü, kendilerini haklı çıkartmak için başka ligleri örnekler verenlerin görmezden geldiği; o liglerde bir sezon oynanmışken, fenerbahçe'nin istediği şampiyonlukların 3-4 maçla kazanılmış kupalar olduğudur.
hak ettiklerini düşündükleri ve nihat özdemir'in de “geçmiş şampiyonluklar sayılsın” dediği başarılardan birkaçı şöyle;
1933 yılında fenerbahçe, adapazarı iy'yi 12-0, bursa sanatkaran'ı hükmen, gençlerbirliği'ni 4-1, trabzon idman ocağı'nı 3-0, izmirspor'u yenmiş ve şampiyonluk olarak sayılsın isteniyor. bu maçlar sadece 20 gün içinde oynanmış.
1935 yılında çanakkale türkgücü'nü 8-0, balıkesir spor yurdu'nu 5-1, adana torosspor'u 9-0, altınordu'yu 3-1 yenmiş ve şampiyonluk olarak sayılsın isteniyor. bu maçlar 14 gün içinde oynanmış.
1944 yılında fenerbahçe, harp okulu'nu 2-1, göztepe'yi 5-1, mersin idman yurdu'nu 4-2 yenmiş, toplam 4 günde 3 maç oynanmış ve şampiyonluk olarak sayılsın isteniyor.
üstelik bu tarihlerin tamamında başka ligler var ve başka şampiyonlar da var ama istenen sadece belli bir ligin şampiyon sayılması. sürekli kendine özel muamele yapılmasını isteyen bir kurum ve o kurumun ikinci başkanlığını yapmış olan federasyon başkanı da, bu isteğin yerine getirilmesi talebini dillendiriyor.
fenerbahçe hisseleri elinde olan federasyon başkanı!
son noktada bir hatırlatma yapmakta fayda var. devletin resmi ajansı olan anadolu ajansı 26.02.2016 tarihinde bir haber paylaştı. haberde fenerbahçe futbol a.ş'nin sermayesini 25 milyondan 29 milyon liraya artırdığı ve 76 milyon 520 bin 400 tl'lik hisse satışı gerçekleştirdiği yazıyordu.
hisse alımı yapan kurumlar arasında 3. sırada yer alan limak inşaat sanayi ve ticaret a.ş. 72 bin 821 lotla üçüncü sırada yer alıyordu.
yanıt bulması gereken sorular
her ne kadar yeni türkiye'de sorular yanıtsız kalsa da, sormakta fayda var:
öncelikle bu hisseler halen limak holding tarafından elde tutuluyor mu?
fenerbahçe'nin şampiyonluk sayısının 28'e çıkmasıyla birlikte hisse değerlerinin artması limak'ın sahibi nihat özdemir'in servetinde kayda değer bir artış sağlayacak mıdır?
basın sözcülüğü görevi sizi bekliyor
bein sports'ta bir satın alma müdürü için dünyayı ayağa kaldıranların bu konuda ne düşündüklerini merak ediyorum. ülkenin futbol federasyonu başkanı'nın, renklerine gönül verdiği kulübün hisselerini satın alıyor.
buna normal bir durum olarak mı bakacağız? hiçbir şey olmamış gibi üç maymunu mu oynayacağız? bunun adı utanmazlıktır, bunun adı yüzsüzlüktür. her gün televizyonlarda yalanlar savuran medya şarlatanlarının, bunlar hiç yaşanmamış gibi davranması da terbiye yoksunluğundan başka bir şey değil.
"dünya kamu ihalesi rekortmeni" nihat özdemir'in çok sevdiği kulübünün basın sözcülüğünü yapması için önünde hiçbir engel bulunmuyor. o zaman isterse 72 bin lot değil, 720 bin lotluk fenerbahçe hissesi de alabilir.
ama eğer zerre hakkı olmadan o koltukta oturmaya devam etmek istiyorsa, tarafsız davranmaya başlaması gerekiyor. çünkü futbol, sicili kabarık, geçmişi şaibeli insanlar tarafından yönetilmeyecek kadar güzel bir oyun.
--- alıntı ---