52
başlarda öyle düşünenlere karşı "hadi lan ordan" derken şimdilerde benim de içime bir kurt düşmüyor değil.
tüm bu pasifize görüntü bir planın parçasıymış gibi, sanki birilerine yol vermek üzere planlanmış gibi.
diğerlerini pek bilmem ama içlerinde sırf bir gol için k.çını yırtan, kendini duvardan duvara fırlatan, tribünde yanında oturduğu insanları sakatlayacak seviyede kendinden geçen birisininin saha içinde ve dışında uğradığımız onca kıyıma, haksızlığa, adaletsizliğe ve çifte standarda karşı bu kadar sessiz kalmasını izah edecek bir neden bulamıyorum.
transferdeki bu çözümsüzlüğü ve ffp bahanesine çok masum bir beceriksizlik gözüyle de bakamıyorum.
sanki tepeden bir el "oturun oturduğunuz yerde" demişcesine pasifize olan bir yönetim var.
bu sessizlik, pasiflik .....vs inanılmaz gerçekten.
galatasaray'da kocaman bir yönetim boşluğu var.
allah uzun ömürler versin, mustafa başkan'ın rahatsızlığı da sanki bu duruma kalkan olarak kullanılıyor gibi.
"adam canını hiçe sayarak başkanlık yapıyor, siz nankörler daha ne istiyorsunuz" diye düşünerek sessiz kalmamız mı bekleniyor acaba?
bunun gibi birçok soru işareti var zihinlerde ama şu artık bayağı netleşti bence;
demek ki bazıları için "aslolan galatasaray" diye bir durum söz konusu değil, "aslolan ağa babalarının ne istediği".
çok "ah" alıyorsunuz beyler bilesiniz.
burada birçok insan sizi "iyi yönetemiyorsunuz" diye eleştiriyordu ya, keşke öyle olsanız.
zira artık ibre "iyi yönetmiyorsunuz"a dönmeye başladı.
bu çok kötü, çünkü "yönetememek" ile "yönetmemek" arasında bir harften çok daha büyük bir fark var.
çünkü biri "beceriksizlik" ile açıklanabilirken diğeri "göz yummak" a girer ki, beceriksizlik bunun yanında kat be kat yüksek bir mertebede kalır.
umarım yanlış düşünüyoruzdur, ve umarım yaşadığımız şey sizlerin safiyane beceriksizliği ile sınırlıdır.
tüm bu pasifize görüntü bir planın parçasıymış gibi, sanki birilerine yol vermek üzere planlanmış gibi.
diğerlerini pek bilmem ama içlerinde sırf bir gol için k.çını yırtan, kendini duvardan duvara fırlatan, tribünde yanında oturduğu insanları sakatlayacak seviyede kendinden geçen birisininin saha içinde ve dışında uğradığımız onca kıyıma, haksızlığa, adaletsizliğe ve çifte standarda karşı bu kadar sessiz kalmasını izah edecek bir neden bulamıyorum.
transferdeki bu çözümsüzlüğü ve ffp bahanesine çok masum bir beceriksizlik gözüyle de bakamıyorum.
sanki tepeden bir el "oturun oturduğunuz yerde" demişcesine pasifize olan bir yönetim var.
bu sessizlik, pasiflik .....vs inanılmaz gerçekten.
galatasaray'da kocaman bir yönetim boşluğu var.
allah uzun ömürler versin, mustafa başkan'ın rahatsızlığı da sanki bu duruma kalkan olarak kullanılıyor gibi.
"adam canını hiçe sayarak başkanlık yapıyor, siz nankörler daha ne istiyorsunuz" diye düşünerek sessiz kalmamız mı bekleniyor acaba?
bunun gibi birçok soru işareti var zihinlerde ama şu artık bayağı netleşti bence;
demek ki bazıları için "aslolan galatasaray" diye bir durum söz konusu değil, "aslolan ağa babalarının ne istediği".
çok "ah" alıyorsunuz beyler bilesiniz.
burada birçok insan sizi "iyi yönetemiyorsunuz" diye eleştiriyordu ya, keşke öyle olsanız.
zira artık ibre "iyi yönetmiyorsunuz"a dönmeye başladı.
bu çok kötü, çünkü "yönetememek" ile "yönetmemek" arasında bir harften çok daha büyük bir fark var.
çünkü biri "beceriksizlik" ile açıklanabilirken diğeri "göz yummak" a girer ki, beceriksizlik bunun yanında kat be kat yüksek bir mertebede kalır.
umarım yanlış düşünüyoruzdur, ve umarım yaşadığımız şey sizlerin safiyane beceriksizliği ile sınırlıdır.