14105
17 ocak 2021 beşiktaş galatasaray maçı sonrası yanan sözlük.
analiz şelalesiyle sözlüğü boğan mı istersiniz, anın ateşiyle balrog gibi püsküren mi dersiniz ne arasanız var.
bakın maçı kaybettik, ben ilk golü yedikten sonra maçı kapattım, maçı kaybetmek de umurumda olmadı. maçı kazansak en büyük galatasaraylı ben olurdum. neden mi? iki gün önce filtre kahve alırken iki lira ucuzuna yöneldim. bahsi geçen adamlar aradaki fark iki bin lira olsa umursamazdı. şimdi bu adamlar kaybedecek, ben de arma denen en dandik terzide bile yaptırabileceğim şey için üzüleceğim he?
lütfen kazanıldığı vakit en büyük galatasaraylı, kaybedildiği vakit umursamaz olmayı öğrenin. ha kulüp hisseniz vardır o zaman üzülün.
galatasaray sizin başınızı mı okşadı, cebinize para mı koydu? maddi kazancınız yok, manevi kazancınız ne? benim hayranı olduğum fatih terim bile arada seyirci-taraftar der, hagi telefonunu bulamaz hırsız çeker, kendini taraftarın sahibi sanan ultraslan sucuk ekmek şov yapar... ortama bak, yani akıl alır gibi değil.
anın ateşiyle yazılan uzun "analiz"ler analiz olmaktan uzak.
ya arkadaşlar cidden transfer bekleyerek, maç kadrosu bekleyerek, maç bekleyerek hayat mı yaşanır? biraz video oyun oynayın, kitap okuyun, spor yapın, maç saatinde de maçı izleyip kazanınca en büyük galatasaraylı olun. bir de galatasaray'ı futbol izlemek için izlemeyin. takımımızı izlemek için izleyin. çünkü bu ligde top falan oynanmıyor. 17 ocak 2021 beşiktaş galatasaray maçında gördük, larin yerden kalkmadı. hemen her maçta görüyoruz bunu. açın premier lig, bundesliga, milan, inter izleyin futbolseverseniz.
neyse, bu takımın futbolla alakası olması için azıcık top tekniği var diye oynatılan adamları oynatmaması lazım. bizim sahip olmamız gereken bütçe yıllık 10-15 milyon euro maaş bütçesidir. yeter artık sizin onyekuru, irfan can isteğiniz de gına getirdi. kulübün yüzlerce milyon euro borcu var, vallahi sıkıldım. yarın bir gün benim vergilerimle, bana hizmet olarak dönmesi gereken paralarla bir takıma yardım edilirse yakarım bir yerleri.
neyse. on, on beş milyon euro bütçeyle avrupa'da topa sahip olma oyununu oynayamazsınız. bu takımın iç sahada 4-2-3-1, dış sahada 4-3-3 oynayabilmesi lazım. bunun için bir orta sahanın hem sekiz, hem on, bir orta sahanın da hem altı, hem sekiz oynayabilmesi lazım. inanır mısınız bonservissiz bile var böyle tempolu adamlar. ha ama bu adamların eksiği, gediği oluyor, bir zahmet ana-avrat küfür etmeden, haddimizi bilerek, borçlarımızı kapatarak geliştirip, faydalanıp, satmayı kabulleneceğiz.
bir sezon sonra beşiktaş içi geçmiş futbolcularla oynayacak, biz iyice yokluktan altyapıdan sağ-sol kanat çıkartacağız. sonra fener aynısını yapıp beşiktaş'ı yenecek. bakın bursaspor mecbur kaldı alttan çıkan avrupa'ya gidecek hale geliyor. bunu zorunluluktan değil, isteyerek yapmak gerek.
bir de rica ediyorum x, y, z futbolcuların alınmama nedenini etik değerlere bağlamayın. galatasaray yöneticileri ve futbolcuları da dahil, futbol piyasasında kimse etik-ahlaki değer gözetmez. kim güçlüyse ona yanaşır.
analiz şelalesiyle sözlüğü boğan mı istersiniz, anın ateşiyle balrog gibi püsküren mi dersiniz ne arasanız var.
bakın maçı kaybettik, ben ilk golü yedikten sonra maçı kapattım, maçı kaybetmek de umurumda olmadı. maçı kazansak en büyük galatasaraylı ben olurdum. neden mi? iki gün önce filtre kahve alırken iki lira ucuzuna yöneldim. bahsi geçen adamlar aradaki fark iki bin lira olsa umursamazdı. şimdi bu adamlar kaybedecek, ben de arma denen en dandik terzide bile yaptırabileceğim şey için üzüleceğim he?
lütfen kazanıldığı vakit en büyük galatasaraylı, kaybedildiği vakit umursamaz olmayı öğrenin. ha kulüp hisseniz vardır o zaman üzülün.
galatasaray sizin başınızı mı okşadı, cebinize para mı koydu? maddi kazancınız yok, manevi kazancınız ne? benim hayranı olduğum fatih terim bile arada seyirci-taraftar der, hagi telefonunu bulamaz hırsız çeker, kendini taraftarın sahibi sanan ultraslan sucuk ekmek şov yapar... ortama bak, yani akıl alır gibi değil.
anın ateşiyle yazılan uzun "analiz"ler analiz olmaktan uzak.
ya arkadaşlar cidden transfer bekleyerek, maç kadrosu bekleyerek, maç bekleyerek hayat mı yaşanır? biraz video oyun oynayın, kitap okuyun, spor yapın, maç saatinde de maçı izleyip kazanınca en büyük galatasaraylı olun. bir de galatasaray'ı futbol izlemek için izlemeyin. takımımızı izlemek için izleyin. çünkü bu ligde top falan oynanmıyor. 17 ocak 2021 beşiktaş galatasaray maçında gördük, larin yerden kalkmadı. hemen her maçta görüyoruz bunu. açın premier lig, bundesliga, milan, inter izleyin futbolseverseniz.
neyse, bu takımın futbolla alakası olması için azıcık top tekniği var diye oynatılan adamları oynatmaması lazım. bizim sahip olmamız gereken bütçe yıllık 10-15 milyon euro maaş bütçesidir. yeter artık sizin onyekuru, irfan can isteğiniz de gına getirdi. kulübün yüzlerce milyon euro borcu var, vallahi sıkıldım. yarın bir gün benim vergilerimle, bana hizmet olarak dönmesi gereken paralarla bir takıma yardım edilirse yakarım bir yerleri.
neyse. on, on beş milyon euro bütçeyle avrupa'da topa sahip olma oyununu oynayamazsınız. bu takımın iç sahada 4-2-3-1, dış sahada 4-3-3 oynayabilmesi lazım. bunun için bir orta sahanın hem sekiz, hem on, bir orta sahanın da hem altı, hem sekiz oynayabilmesi lazım. inanır mısınız bonservissiz bile var böyle tempolu adamlar. ha ama bu adamların eksiği, gediği oluyor, bir zahmet ana-avrat küfür etmeden, haddimizi bilerek, borçlarımızı kapatarak geliştirip, faydalanıp, satmayı kabulleneceğiz.
bir sezon sonra beşiktaş içi geçmiş futbolcularla oynayacak, biz iyice yokluktan altyapıdan sağ-sol kanat çıkartacağız. sonra fener aynısını yapıp beşiktaş'ı yenecek. bakın bursaspor mecbur kaldı alttan çıkan avrupa'ya gidecek hale geliyor. bunu zorunluluktan değil, isteyerek yapmak gerek.
bir de rica ediyorum x, y, z futbolcuların alınmama nedenini etik değerlere bağlamayın. galatasaray yöneticileri ve futbolcuları da dahil, futbol piyasasında kimse etik-ahlaki değer gözetmez. kim güçlüyse ona yanaşır.