986
izlerken en çok eğlendiğim galatasaray maçıdır.
üniversiteye gidiyordum o zaman. maça kardeşim diyebileceğim, yediğimiz içtiğimiz ayrı gitmeyen 2 fenerli dostumla gitmiştik. tabi maç öncesinde gergindim. hem maçın ağırlığı, hem de ikiye tek oluşum hafif bir tedirgin etmedi değil.
her neyse maç başladı. gümbür gümbür gidiyoruz. kazım, emre çolak, elmander falan net fırsatlar kaçıyor, volkan yine derbi modunu açmış. biz bastırdıkça ben hem gaza gelmeye başlıyorum hem ulan yoksa yine mi diye içimden geçiriyorum. derken eboue attı. ben o an kendimi kaybettim. yanımdaki çocuğun kolunu yumrukluyorum gol ulan gol diye. yanımdaki çocuk dediğim de 120 kilo var, üflese yıkar beni. çok babacan bir arkadaşımdı. neyse o anki üzüntüyle çok üstünde durmadı, maç kaldığı yerden başladı. daha sonra elmander attı. golde hem bilica’nın hem volkan’ın hatası vardı. ben hem ikisine de antipati beslediğim için, hem de iki farklı galibiyetin getirdiği rahatlıkla daha bir abartarak arkadaşı hem hırpalıyorum hem yumrukluyorum bu sefer. bu bir bozuldu tabi oğlum bak git moduna girdi. ben bulmuşum fırsatı kaçırır mıyım? arada provoke ediyorum bunları playoff mu kurtaracak ulan sizi diye. bunlar bin pişman geldiğine. sonra üç geldi işte. ben arkadaşa baktım elini yumruk yapmış. o an yemedi tabi fiziksel temas kurarak sevinmek. zaaaa yine soktuk tadında sevindim, bunlarda reaksiyon gösterecek hal falan kalmamıştı zaten. maç bitmeye yakın bunlar salladı bir tane. fenerli topçular bile sevinmedi, bunlar alkışlıyor. hadi dedim biraz amatör eğlendireyim, show olsun diye alkışladım yalandan. bunların da gönlü olmuş oldu işte. daha sonra izlediğim hiç bir maçta bu kadar eğlenmedim.
üniversiteye gidiyordum o zaman. maça kardeşim diyebileceğim, yediğimiz içtiğimiz ayrı gitmeyen 2 fenerli dostumla gitmiştik. tabi maç öncesinde gergindim. hem maçın ağırlığı, hem de ikiye tek oluşum hafif bir tedirgin etmedi değil.
her neyse maç başladı. gümbür gümbür gidiyoruz. kazım, emre çolak, elmander falan net fırsatlar kaçıyor, volkan yine derbi modunu açmış. biz bastırdıkça ben hem gaza gelmeye başlıyorum hem ulan yoksa yine mi diye içimden geçiriyorum. derken eboue attı. ben o an kendimi kaybettim. yanımdaki çocuğun kolunu yumrukluyorum gol ulan gol diye. yanımdaki çocuk dediğim de 120 kilo var, üflese yıkar beni. çok babacan bir arkadaşımdı. neyse o anki üzüntüyle çok üstünde durmadı, maç kaldığı yerden başladı. daha sonra elmander attı. golde hem bilica’nın hem volkan’ın hatası vardı. ben hem ikisine de antipati beslediğim için, hem de iki farklı galibiyetin getirdiği rahatlıkla daha bir abartarak arkadaşı hem hırpalıyorum hem yumrukluyorum bu sefer. bu bir bozuldu tabi oğlum bak git moduna girdi. ben bulmuşum fırsatı kaçırır mıyım? arada provoke ediyorum bunları playoff mu kurtaracak ulan sizi diye. bunlar bin pişman geldiğine. sonra üç geldi işte. ben arkadaşa baktım elini yumruk yapmış. o an yemedi tabi fiziksel temas kurarak sevinmek. zaaaa yine soktuk tadında sevindim, bunlarda reaksiyon gösterecek hal falan kalmamıştı zaten. maç bitmeye yakın bunlar salladı bir tane. fenerli topçular bile sevinmedi, bunlar alkışlıyor. hadi dedim biraz amatör eğlendireyim, show olsun diye alkışladım yalandan. bunların da gönlü olmuş oldu işte. daha sonra izlediğim hiç bir maçta bu kadar eğlenmedim.