9
tarihin bu en anlamlı göt oluşuna tribünden tanıklık etmiştim. üstelik de beşiktaş tarftarları arasında.
yaşadığım hazzın tarifini bugün dahi yapabilmem pek mümkün değil.
peki bu maçı neden beşiktaş tribününde izledim?
o zamanlar kız arkadaşım olan esim ve onun yakın arkadaşı beşiktaş taraftarlarıydı. ikisinin bir diğer ortak noktası ise erkek arkadaslarinin galatasaray taraftarı olmalarıydı. işte bu iki kız arkadaş o zamanlar henüz vodafone arena olmamış eski inönü stadında maç izlemeyi çok istiyor ama haklı olarak kız kıza tinercilerin arasına girmeye çekiniyorlardı. biz de o dönem ancak galatasaray maçı olursa birlikte izleyebileceğimizi belirtmiştik. deniz tarafinda galatasaray taraftari yer almis, biz de tam karsi tribunundedik.
besiktas tribunleri uzun sure aleyhimize kufretmis, bizim takimi provoke etmek icin elinden gelen her seyi yapmaktaydi. bir de bunun uzerine ilk golu besiktas atinca keyifim iyice kacmis, moralim cok bozulmus, ne tepki verecegimi bilmeden ayakta durmustum bir sure. ne var ki kral * onderliginde takimimiz direncini hic yitirmemis, tribunlerin sistematik kufurleriyle sanki daha cok gaza gelmislerdi. necati ates oyundan cikip hasan kabze oyuna girdiginde neden boyle bir degisiklik oldugunu anlayamamistim ama cok gecmeden hasan kabze ilk golu atinca sozumu yutmustum. attığımız ilk gol sonrasi ufak bir heyecan yasamis, arkadasla goz goze gelip, biz bu maci aliriz demistik.
gol sonrasi besiktas taraftari kufurleri daha da arttirmis, artik 90. dakika da doldugunda kufur dagarcigi tukenen capsiz rakip taraftar “zalad gelsin sizi kurtarsin” tezahuratina baslamisti.
iste o anda ne olduysa, artik allah mi dersiniz, buda mi, kozmos mu bilemem, bu kadar kufure tahammul edememis olacak ki geri pas sonrasi cordoba’nin uzaklastirmaya calistigi topu hasan kabze onune dusurmus ve onun sahane vurusuyla top tinerci aglarina gitmisti.
o gol sonrasi besiktas taraftari maci satanin annesiyle ilgili temennilerini dile getirirken ben once uzun sure bizim takimin deniz tarafinda yer alan taraftara kosusunu ve taraftarimizin deliler gibi cildirisini izlemis, sonra ellerimle yuzumu siki siki kapatarak, oturdugum koltukta cenin pozisyonu alip, ferhan sensoy’un bir kitabinda bahsettigi ic bukey osuruk gibi ic bukey sevinc patlamasi yasamistim.
hayatimda cok onemli anlar yasamis biri olarak hafizama bu kadar canli sekilde kazinan ani sayisi cok azdir. inaniyorum ki eger ölurken insanin hayati gozunun onunden film seridi gibi geciyorsa, bu film seridinin karelerinden biri de bu mac olacaktir.
yaşadığım hazzın tarifini bugün dahi yapabilmem pek mümkün değil.
peki bu maçı neden beşiktaş tribününde izledim?
o zamanlar kız arkadaşım olan esim ve onun yakın arkadaşı beşiktaş taraftarlarıydı. ikisinin bir diğer ortak noktası ise erkek arkadaslarinin galatasaray taraftarı olmalarıydı. işte bu iki kız arkadaş o zamanlar henüz vodafone arena olmamış eski inönü stadında maç izlemeyi çok istiyor ama haklı olarak kız kıza tinercilerin arasına girmeye çekiniyorlardı. biz de o dönem ancak galatasaray maçı olursa birlikte izleyebileceğimizi belirtmiştik. deniz tarafinda galatasaray taraftari yer almis, biz de tam karsi tribunundedik.
besiktas tribunleri uzun sure aleyhimize kufretmis, bizim takimi provoke etmek icin elinden gelen her seyi yapmaktaydi. bir de bunun uzerine ilk golu besiktas atinca keyifim iyice kacmis, moralim cok bozulmus, ne tepki verecegimi bilmeden ayakta durmustum bir sure. ne var ki kral * onderliginde takimimiz direncini hic yitirmemis, tribunlerin sistematik kufurleriyle sanki daha cok gaza gelmislerdi. necati ates oyundan cikip hasan kabze oyuna girdiginde neden boyle bir degisiklik oldugunu anlayamamistim ama cok gecmeden hasan kabze ilk golu atinca sozumu yutmustum. attığımız ilk gol sonrasi ufak bir heyecan yasamis, arkadasla goz goze gelip, biz bu maci aliriz demistik.
gol sonrasi besiktas taraftari kufurleri daha da arttirmis, artik 90. dakika da doldugunda kufur dagarcigi tukenen capsiz rakip taraftar “zalad gelsin sizi kurtarsin” tezahuratina baslamisti.
iste o anda ne olduysa, artik allah mi dersiniz, buda mi, kozmos mu bilemem, bu kadar kufure tahammul edememis olacak ki geri pas sonrasi cordoba’nin uzaklastirmaya calistigi topu hasan kabze onune dusurmus ve onun sahane vurusuyla top tinerci aglarina gitmisti.
o gol sonrasi besiktas taraftari maci satanin annesiyle ilgili temennilerini dile getirirken ben once uzun sure bizim takimin deniz tarafinda yer alan taraftara kosusunu ve taraftarimizin deliler gibi cildirisini izlemis, sonra ellerimle yuzumu siki siki kapatarak, oturdugum koltukta cenin pozisyonu alip, ferhan sensoy’un bir kitabinda bahsettigi ic bukey osuruk gibi ic bukey sevinc patlamasi yasamistim.
hayatimda cok onemli anlar yasamis biri olarak hafizama bu kadar canli sekilde kazinan ani sayisi cok azdir. inaniyorum ki eger ölurken insanin hayati gozunun onunden film seridi gibi geciyorsa, bu film seridinin karelerinden biri de bu mac olacaktir.